Avrupa Ateroskleroz Derneği Başkanı, Türk Kardiyoloji Derneği Eski Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, kalp damar hastalıkları bakımından Türkiye'nin durumunu değerlendirdi.

Prof. Dr. Tokgözoğlu, kalp damar hastalıklarının Avrupa'da ölümlerin yüzde 40'ının Türkiye'de ise yüzde 38'inin sebebi olduğunu belirtti.

[caption id="attachment_6052299" align="aligncenter" width="1200"] Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu[/caption]

SADECE 'YAŞLI HASTALIĞI' DEĞİL

Kalp damar hastalıklarının sadece ileri yaş hastalığı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Tokgözoğlu, giderek artan sağlıksız ve düzensiz beslenmenin, hareketsiz ve stresli yaşam şartlarının, artan şeker hastalığı oranının ve genç yaşta başlanan sigaranın bu hastalığı daha da erkene çektiğini vurguladı.

50 yaş altı kalp krizinden ölüm sıklığı açısından Avrupa ülkeleri kıyaslandığında Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Tokgözoğlu şunları söyledi:

“- Kalp krizi geçirmenin ortalama yaşı da ülkemizde diğer Avrupa ülkelerine göre 10 yıl daha erkendir.

KİMLER RİSK ALTINDA?

- Kalp damar hastalıkları COVID-19’a kıyasla daha fazla kişinin ölümüne neden olmaktadır. Özellikle ailesinde 40-50 yaş öncesi kalp krizi veya ani ölüm öyküsü olanlar, aynı riskin kendileri için de genetik yatkınlık nedeniyle bulunduğunu akılda tutarak korunmak için sağlıklı yaşama kurallarına sıkı sıkıya uymalıdırlar.

- 50 yaş öncesi kişilerde ailesel kalp krizinin önemli bir nedeni genetik bir hastalık olan ailevi yüksek kolesterol yani familial hiperkolesterolemidir. Kişilerde kan kolesterol düzeylerinin doğuştan itibaren yüksek olduğu bu hastalıkta, tipik olarak erken yaşta kalp krizleri veya ani ölümler görülmektedir.

-Erişkinlerde LDL-kolesterol düzeyi 190 mg/dL ve üzeri ise ailevi yüksek kolesterol akla gelmelidir. Her yaşta kalp damar hastalıkları açısından yüksek risk taşıyan bu kişiler, erken tanı ve kan kolesterol düzeyini etkin düşürme ile normal ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. "

AİLEVİ HİPERKOLESTEROLEMİ FARKINDALIĞI ÇOK DÜŞÜK

Türkiye'de yapılan A-HIT2 çalışmasına göre, Ailevi Hiperkolesterolemi hastalığı görülme sıklığının kapalı toplum yaşamı ve akraba evliliğinden dolayı yüksek olduğunu belirten Tokgözoğlu, bu hastaların sadece yüzde 23'ünün yeteri kadar tedavi aldığını, hastalığın farkındalık oranının ise yüzde 9,5 olduğunu açıkladı.

Genç yaşta geçirilen kalp krizlerinin altında Ailevi Hiperkolesterolemi'nin yattığını belirten Tokgözoğlu, 21-25 Eylül tarihlerinde bu hastalığa dikkat çekilmek için çeşitli etkinlikler düzenlendiğini söyledi. Hastalığın genç yaşlarda saptanmasının erken kalp krizlerini ve ölümleri önlediğinin altını çizen Tokgözoğlu, önümüzdeki hafta yapılacak olan Avrupa Ateroskleroz Derneği kongresinde Ailevi Hiperkolesteroleminin ele alınacağını ve bu alandaki en son gelişmelerin paylaşılacağını açıkladı.

TÜRKİYE'DE KALP KRİZİ GEÇİREN HER BEŞ KİŞİDEN BİRİ 50 YAŞ ALTINDA

AHİT Ailevi Hiperkolesterolemi Kayıt Çalışmaları Baş Araştırıcısı, Ailevi Hiperkolesterolemi Hasta Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu ise Türkiye'de gençlerde kalp krizi oranları ile ilgili bilgiler verdi ve nedenlerini aktardı.

[caption id="attachment_6052300" align="aligncenter" width="1200"] Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu[/caption]

COVID-19 öncesinde Türkiye'de genelinde yapılan kalp krizi araştırması TURKMI çalışmasında, 50 merkezde akut kalp krizi ile koroner bakımlara yatırılan hastaların incelendiğini belirten Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, şu bilgileri aktardı:

-Kalp krizinin ilk 48 saatinde başvuran hastaların yüzde 18,13’ünün 50 yaş altında olduğunu gördük. Yani yaklaşık olarak ülkemizdeki kalp krizi geçiren her beş kişiden biri 50 yaş altındadır.

TÜRKİYE'DE GENÇLERDE KALP KRİZİ ORANI NEDEN YÜKSEK?

-Bu durumun altında genetik nedenler de yatmaktadır. Özellikle aileden geçen genetik bir hastalık olan ailesel yüksek kolesterol ya da familyal hiperkolesterolemi burada önemli bir nedendir.

-Ülkemizde yaygın bir sağlık sorunu olan FAMİLYAL HİPERKOLESTEROLEMİ, doğumdan itibaren yüksek kolesterole maruziyete neden olmakta ve erken kalp damar hastalıklarına yol açmaktadır.

-Özellikle LDL düzeyleri, 190 m/dl’nin üzerinde olan erişkinler veya 160 mg/dl olan çocuklarda, aile öyküsünde veya kendisinde 50 yaş öncesi kalp damar hastalığı varsa mutlaka ailevi hiperkolesterolemi araştırılmalıdır. Çünkü bu hastalık erken saptanırsa ve özellikle çocukluk ve genç erişkinlik döneminden itibaren kolesterol seviyeleri düşürülebilirse, bu hastalarda genç kalp krizlerini ve ölümleri engelleyebiliriz.

AHİT ÇALIŞMASI NEDİR?

Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, AHİT çalışmalarının, Türkiye genelindeki 60 merkezde Ailevi Hiperkolesterolemi alanında farkındalığın ölçüldüğü gözlem çalışmalarını ifade ettiğini söyledi. Bu çalışmaların Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı koordinatörlüğünde ve yaklaşık bin 200 hasta ile gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, çalışma ile ilgili şu bilgileri verdi:

-AHİT1 çalışmasında homozigot, AHİT2 çalışmasında ise heterozigot hastalar değerlendirildi.

-Maalesef ki AHİT çalışmalarında bu hastalıkla ilgili çarpıcı gerçekleri saptadık. AHİT2 çalışması gösterdi ki bu hastaların yaklaşık yüzde 75'inde kolesterol düzeylerinin hala yüksek, yetersiz tedavi almaktalar ve beslenmelerine dikkat etmemekteler. Bunun altında da hastalığın farkındalığının düşük olması geliyor.

-Bizim vermeye çalıştığımız ana mesaj, ailesinde 50 yaş öncesi kalp krizi veya kalp damar hastalığı veya nedeni bilinmeyen ani ölüm olanların mutlaka kolesterol düzeylerini ölçtürmesi ve bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğidir.