Katıldığı Programda corona virüs salgınının BES üzerindeki etkilerini değerlendiren Fatih Bozkurt, “Biliyorsunuz BES, kişilerin emeklilik zamanında gelirlerine ek katkı yapmak amacıyla yatırdıkları paralardan oluşuyor. BES’i biraz kumbara olarak düşünmek lazım. Kumbaraya ne kadar çok para atarsak, mevcut gelirimize o kadar fazla ek gelir katmış oluruz. COVID-19 salgını nedeniyle şu günlerde çok fazla harcama yapma imkânımız yok. Bu nedenle tam tasarrufa uygun günleri yaşıyoruz diyebiliriz. Bu süreci BES ve tasarrufa yönelik bir süreç olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.

FON DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAK RİSKLİ OLABİLİR

“Bireysel emeklilik anlık değil orta ve uzun vadeli düşünmeyi gerektiren bir sistem” diyen Bozkurt, kısa vadeli beklentilerde fon kaynaklı düşüşler olabileceğini ama orta ve uzun vadede sürecin BES katılımcılarına avantaj sağlayacağına dikkat çekti. Bozkurt, konuyla ilgili şunları söyledi: “Fon değişikliği yapılmasını bu dönemde riskli görüyoruz. Dalgalanmanın yüksek olduğu dönemlerde fon değişikliği yapılmasını tavsiye etmiyoruz. Sistemden çıkmak isteyen yatırımcının istediği anda çıkabileceğini de söylemek isterim. Piyasalar ve borsaları açık olduğu sürece bir sorun olmaz. Ancak sistemden çıkma düşüncesinde olan yatırımcıların devletin verdiği yüzde 25 katkı payını alamama durumu olabilir. O yüzden sistemden çıkma düşüncesi en son akla getirilmeli.”

HAYAT SİGORTASININ ÖNEMİ ANLAŞILIYOR

Bozkurt, COVID-19 salgınının getirdiği risklere dikkat çekerek, bunun hayat sigortası üzerine etkilerini ise şöyle yorumladı: “Hepimizin bildiği gibi hayat sigortası ölüm anında gerçekleşen bir ödeme. Bu nedenle hayat sigortasının önemi bu dönemlerde daha fazla artıyor. Tüketicinin krediye bağlı bir hayat sigortası varsa, salgın nedeniyle vefat durumunda o kredi hayat-emeklilik şirketi tarafından bankaya ödenecek. Eğer krediye bağlı bir hayat sigortası yaptırmamışsa o borç varisleri tarafından ödenmek durumunda kalınacak. Bu nedenle hayat sigortalarının önemi daha fazla artıyor.”