İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı FETÖ kitabında çarpıcı tespit:


 Tespit 1: Kumpaslar, 2006’daki Atabeyler operasyonu üzerinden başladı


 Tespit 2: Atabeyler üzerinden Ergenekon ve Balyoz’un temelleri atıldı


 Tespit 3: Subayların cezaevlerine atılmasının nedeni 15 Temmuz içindi


İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Başkanlığı’nın yayımladığı “Fetullahçı Terör Örgütü” başlıklı kitabı yeni okudum. 15 Temmuz 2019 yılında basılmış ve üç baskı yapmış...

İçişleri Bakanlığı’nın çarpıcı tespitleriyle başlayalım…

Tespit 1: “Atabeyler, Ergenekon ve Balyoz davaları birçok yönden benzerlikler taşımakta olup bu davaların tümünde sahte dijital dokümanlar, isimsiz ihbar e-postaları, yalancı tanıklar söz konusu olmuş, çok sayıda asker ve sivil gözaltına alınmıştır.”

Dini görünümlü istihbarat örgütünü en iyi anlatan cümleler bunlar!

O karanlık günleri hatırlayın... Liberal-cemaat ittifakını düşünün ve Türkiye’nin bağırsaklarını temizlediğini söyleyenlerin isimlerini içinizden geçirin! Devam edelim…

Murat Eren


DİĞER DAVALARIN PROVASI

İçişleri Bakanlığı’nın kitabında kumpas tarihi 2006:

“... FETÖ’nün kumpas operasyonlarından ilki olan Atabeyler Davası, diğer davaların bir nevi ‘provası” konumundadır. Bu operasyon çerçevesinde 2 Haziran 2006 tarihinde önce Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli aralarında iki yüzbaşı ve iki astsubayın da bulunduğu 11 zanlı gözaltına alınmıştır. Zanlılar, evlerinde ele geçen flamalardan hareketle ‘Atabeyler Grubu’ olarak adlandırılmış ve evlerinde yapılan aramada, bomba yapımında kullanılacağı iddia edilen çok sayıda köstekli saatin bulunması eylem planlarının kanıtı olarak gösterilmiştir. ‘Atabeyler Grubu’ davasında sanıklar, o dönem Başbakanlık görevini ifa eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast, darbeye teşebbüs ve Danıştay saldırısını planlamak gibi çeşitli iddialarla suçlanmıştır.”

Hep yazdık ve anlattık...

Uyardık...

O zaman anlatamadık…

“Faili meçhullerle hesaplaşılıyor” çığlıkları arasında “Faşist” dediler...

Tehlike şuydu: Liberal faşizm ve cemaat denilen örgüt aynı hedefe yürüyordu!

Atabeyler provasının devamını bakanlığın kitabından okuyalım:

“... Operasyonun, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne gelen bir elektronik posta üzerine yapılması dikkat çekicidir. Söz konusu e-postada yer alan ihbar yazısında, Danıştay’a yönelik saldırıyı yapan Alparslan Arslan’ı yönlendiren grubun yeni bir eylem hazırlığında olduğu, ilgili dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve danışmanı Cüneyt Zapsu’yu hedef alarak keşif yaptığı iddiasında bulunulmuştur. İhbarda, ‘Atabeyler Grubu’nun liderliğini Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Murat Eren’in yaptığı...”



AYNI HAKİMLER TESADÜF MÜ?

Bu davaları yakından takip edenler hep şu iddiada bulunmuştu: Kumpas davalarını aynı yargı mensupları ve aynı emniyetçiler yürütüyor.

İçişleri de bu konuyu hazırlanan kitapta net bir şekilde anlatmış:

“... Bahse konu davada ilk tutuklama kararını veren hakimin aynı zamanda 2009’da Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’ndaki kozmik odalarda arama yapan kişilerden biri olması tesadüfi bir durum olmayıp, FETÖ’nün hedeflerinin açık bir göstergesidir. Askeriyedeki muhaliflerin bertaraf edilmesiyle hareket kapasitesini artırmak isteyen örgüt, Atabeyler ile diğer kumpas davaları olan Ergenekon ve Balyoz davalarına zemin oluşturmak istemiştir.”

Ergenekon, örgütün Silahlı Kuvvetler içindeki elemanlarının önünü açmak için kullanıldı


SÖZCÜ, 2 Temmuz 2008’de Hurşit Tolon’a operasyonu böyle duyurmuştu.


İçişleri Bakanlığı’nın tespitleri arasında Ergenekon önemli bir yer tutuyor.

Tespit 2:

“... 12 Haziran 2007’de İstanbul/Ümraniye’deki bir gecekonduda 27 el bombasının bulunmasıyla başlayan Ergenekon süreci, FETÖ’nün silahlı kuvvetler içindeki elemanlarının önünü açmak ve vesayet alanını genişletmek amacıyla Emniyet ve yargı içindeki elemanları vasıtasıyla kullanılmıştır.”

Bakanlık, 15 Temmuz’a giden yolda kumpasları şöyle anlatmış: “... Örgütün bu amaca yönelik girişimleri Ergenekon Davası ile sınırlı kalmamış Balyoz, Askeri Casusluk, Oda TV, Devrimci Karargah gibi pek çok soruşturma ile planlanan amaca yönelik girişimlere devam edilmiştir. 2009 yılında FETÖ, kendisine karşı olan sivil muhalif grupları sindirmek için faaliyetlerine devam etmiş, FETÖ’ye muhalefet eden ve Tahşiyeciler (Gülen karşıtı Nurculuk kökenli bir cemaat) olarak nitelenen gruba yine usulsüz olduğu daha sonra tespit edilen soruşturmalarla operasyonda bulunmuştur.

Bu adli operasyonların yanı sıra özellikle Samanyolu TV’de yayımlanan bazı diziler/filmler eliyle, gerçekleştirilen operasyonların halk nezdinde karşılık bulması maksadıyla, algı çalışmaları yürütülmüştür. Söz konusu algı çalışmaları ile FETÖ’nün hedefinde bulunanlar hakkında halk nezdinde menfi kanaat geliştirilmesi amaçlanmıştır.”

Kumpaslar, 15 Temmuz ana soruşturmasına eklendi


SÖZCÜ, 13 Nisan 2010’da Balyoz kumpasına direnen tek gazeteydi.


Ve en önemli tespit...

Tespit 3: “Balyoz’un, FETÖ tarafından kurgulanmış bir kumpas davası olduğu anlaşılmıştır. FETÖ, farklı kademelerdeki askerleri tasfiye ederek bu kadrolara TSK bünyesinde yer alan kendi unsurlarını/elemanlarını yerleştirmiştir.”

Hatırlatalım... SÖZCÜ kuruluğu günden bu yana bu örgütün ülkeyi felakete götürdüğünü anlatmıştı...

İçişleri Bakanlığı da bugün aynı yerden bakıyor:

“... TSK’ya sızdırılan bu unsurlar, 15 Temmuz hain darbe girişiminde aktif bir biçimde rol almıştır. Başta TSK mensupları olmak üzere çeşitli gazeteci ve aydınların sanık olarak yargılandığı bu davaların temel amacının öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hukuksuz yöntemlerle kontrol altına almak ve 15 Temmuz darbe girişimine ön hazırlık oluşturmak olduğu görülmektedir. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili ana soruşturmanın kapsamı genişletilmiş; Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davalarıyla ilgili dosyalar, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ön hazırlığı olduğu gerekçesiyle ana soruşturma dosyasına eklenmiştir...”