2018’de Rusya’nın Soçi kentinde şu kararlar alındı:


Suriye’nin bütünlüğü ve Türkiye’nin güvenliğine bağlılık


Terörizmle mücadele... Ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma...


Yüreğimiz yanıyor...

Ateşler düştü ocaklara...

33 şehidimiz var!

‘Geliyorum’ diyen saldırı geldi ve...

Mesele, öncesinde yapılan hataları konuşmak değil!

Bundan sonrası ‘Ne yapmak gerekiyor?” sorusuna yanıt vermek.

Beştepe’de Güvenlik Zirvesi sürerken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun şu kritik açıklamayı yaptı: “Rejimin işlediği insanlığa karşı suçların durdurulması amacıyla Astana Süreci’nin tarafları başta olmak üzere tüm uluslararası toplumu üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyoruz.”

Dün... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Putin telefonla görüştü. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise görüşmeyle ilgili “Rusya ve Türkiye koordinasyonu sürdürmeye hazır. İki lider İdlib’deki anlaşmaların uygulanmasını görüştü” dedi. Yüz yüze görüşme olacağı açıklandı.

Sihirli kelime: Astana...

Sürecin ilk kenti Astana’ydı.

Türkiye ve Rusya’nın garantörlüğünde Suriye’de sağlanan ilk ateşkes 29 Aralık 2016’da yaşandı.

Taraflar 23 Ocak 2017’de tekrar masaya oturdu. Kazakistan’ın başkenti Astana’da, Türkiye, Rusya ve İran şu ortak açıklamayı yaptı:

“Ateşkesin uygulanması için üçlü mekanizma kurulacak.”

Devam etti görüşmeler.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 17 Eylül 2018’de Rusya’nın Soçi kentinde buluştu.



ADANA ANLAŞMASININ ÖNEMİ

10 madde çok önemliydi...

Örneğin... “Her iki taraf Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına ve Türkiye’nin milli güvenliğinin korunmasına olan bağlılıklarını teyit ederler. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılıklarını vurgularlar. Her iki taraf Adana Anlaşması’nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması’nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Her iki taraf, terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için gerekli tedbirleri alacaktır. Taraflar Astana Mekanizması çerçevesinde Suriye ihtilafına kalıcı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla çalışmalarını sürdürecek ve Anayasa Komitesi’nin faaliyetlerini destekleyecektir.”

Bu anlaşmaya göre... İdlib’i elinde tutan ve sayıları 20-30 bini bulan El-Kaide’nin devamı Hayat Tahrir el Şam (HTŞ) adlı cihatçı örgüt silahı bırakacaktı!

Ancak... İdlib’den geçerek Halep ile Lazkiye’yi bağlayan M-4 Karayolu ve Halep ile Hama ve Şam’ı birbirine bağlayan M-5 Karayolu’nun açılmasına karar verilen mutabakat, İdlib’de muhalifler tarafından anlamda uygulanmadı. Suriye Ordusu, mutabakata uyulmadığını söyledi... Kasım ayından beri sürdürdüğü operasyon sonucunda geçen hafta M-5 yolunun kontrolünü 8 yıl sonra yeniden sağladı.

İşte meselenin özü: HTŞ VE YPG

İdlib’deki silahlı grupların iki kritik yolun kesiştiği Serakib’i ele geçirmesi ve M-5’i yeniden kapatmasından bir gün sonra 33 askerimiz şehit oldu...

Mesele... Türkiye’nin milli güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğüyse çözüm de Astana’da başlayan süreçten geçiyor! HTŞ’nin de terör örgütü YPG’nin de bitirilmesi kimin çıkarınaysa çözüm de buradan geçiyor...

HARİTA ARTIK BELİRLENSİN


M5 Karayolu, Suriye’nin Ürdün sınırı yakınlarında başlayan ve Türkiye sınırı yakınlarındaki Halep’e kadar uzanan otoyolun adı. İdlib vilayetini boydan boya kesen ve 450 kilometre uzunluğundaki yol, ülkenin nüfusu en fazla olan dört kentini, Şam, Humus, Hama ve Halep’i birbirine bağlıyor. Savaş öncesinde Suriye’nin ekonomik arterlerinden biri olan M5, ülkenin sanayi merkezi olan Halep kentini de besliyor...

Hatırlatalım...



Rusya’nın daha önce M4-M5 karayolunun güvenliğini birlikte sağlama konusunda teklifi oldu.  Türkiye bunu kabul etmedi çünkü Rusya’nın M4-M5 karayoluna güvenlik unsuru olarak gelmesi, bölgedeki çatışmaların daha da şiddetlenmesine neden olabilirdi. Cihatçıların Rus askerleriyle çatışması, Rusların da bölgeye müdahale etmesi için bahane olacağı kaygısı yaşandı.

Türkiye ve Rusya tarafı devamlı görüştü...

İdlib’de Soçi kapsamında varılan mutabakatların tam olarak uygulanması ve ihlallerin önlenmesi amacıyla alınabilecek önlemler hâlâ masada.

Rus tarafı, daha önce gerçekleştirilen toplantılarda Soçi mutabakatında belirlenen sınırları M-4 ile M-5 karayollarının kuzeyine çeken yeni bir harita sundu. Türkiye, İdlib’in yüzde 60’ını rejimin kontrolüne alan ve Türk gözlem noktalarının da kuzeye taşınmasını öngören bu haritayı reddetti. Ancak...

Çıkış yolu aranırken Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin’in şu tespitini unutmamak gerekiyor:

“... Eğer İdlib’teki 12 gözlem noktasındaki varlığımız devam edecekse, bunların takviye edilmesi ve korunması gerekir. Gözlem noktalarının bence kuzeye ve batıya doğru çekilmesi gerekir zira bu gözlem noktaları ile güvenli bölgeyi tesis edebiliriz. Gözlem noktalarını ile sınırlarımız arasında 10-15 km olabilir...”