Tarih 3 Kasım 2002...

AKP tek başına iktidar olur...

Tayyip Erdoğan ne milletvekili ne de Başbakan olduğu bir dönemde, 10 Aralık 2002 tarihinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı George W. Bush ile görüşür...

Tayyip Erdoğan - George W. Bush


Bu görüşmeden bir gün önce...

Washington’a gittikten hemen sonra Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (CSIS) bir konuşma yapan Erdoğan, Kıbrıs’ta Annan Planı’nın çözümün yolunu açacağını söyler, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı masaya oturtacaklarını ilan eder. AKP Genel Başkanı Erdoğan, ABD’nin tezine inandığını ifade eder ve “Irak’ın kitle imha silahlarından arındırılması Türkiye, bölge ve dünya barışı için gereklidir. Saddam yönetimi uluslararası toplumun kararlarına uymadığı taktirde gerekli tepki gösterilecektir” der...

BUSH, ERDOĞAN’DAN ETKİLENMİŞ

Ve 10 Aralık 2002’de görüşmede Bush, Beyaz Saray’da Erdoğan’a şu cümleleri kurar: “... Sizin liderliğinizden ve partinizden çok etkilendik. Demokrasiye ve bağımsızlığa olan bağlılığınıza teşekkür ediyoruz. NATO üyeliği çerçevesinde yaptıklarınızda dolayı memnunum. ABD’nin stratejik dostu ve müttefikisiniz. Sizi ağırlamaktan onur duyuyorum.” Erdoğan da “Bize bu değerli zamanınızı ayırmanız mutluluk nedeni” yanıtını verir...

YASAĞIN KALKACAĞINI BİLDİ

Görüşmenin kulis bilgisini Yenişafak Gazetesi 11 Aralık 2002’de aktarır. O günlerde ‘siyasi yasaklı’ olan Erdoğan’ın durumunu değerlendiren ABD Başkanı Bush’un cümleleri önemlidir. Yenişafak şu haberi verir: “... Bush’un ayrıca, Erdoğan’ın hukuki durumunu da esprili bir şekilde gündeme getirdiği belirtilirken, (Anladığım kadarıyla Türkiye’de yakında bir görev değişikliği olabilir) dediği öğrenildi...”

GÜL, DIŞİŞLERİ BAKANI...

3 Kasım 2002’de Başbakan Abdullah Gül’dür ve Bush, Türkiye’de Erdoğan’ın yasağının kalkacağını, Başbakan olacağını herkesten önce bilmektedir! 9 Mart 2003’te gerçekleştirilen ara seçimlerde Siirt milletvekili olarak meclise girer, Başbakan Gül’ün istifasını sunmasıyla, 14 Mart 2003’te başbakanlık görevine gelir. Dışişleri Bakanı da Abdullah Gül’dür!

Ne zamana kadar sürer bu ‘ittifak’...

İkircikli ABD politikası


Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasının ardından (7 Şubat 2012) önce Fetullah’la sonrasında da Gül ve ekibiyle köprüleri atar! Bu... ABD ile köprüleri atmak anlamına gelmektedir...

Ancak...

Ülkenin yurtsever subayları tutuklanır, ‘cemaatle’ yolculuk sürer... İkircikli politika, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimine kadar devam eder... ABD destekli darbe girişiminin ardından Suriye’de, Doğu Akdeniz’de ‘müttefik’ ülkeyle karşı karşıya gelinir...

Ancak...

İkircikli politika devam eder... Algı operasyonu da şöyle yapılır: “ABD Başkanı Donald Trump iyi etrafındakiler kötü...”

Oysa...

PKK/YPG, Fetullah/FETÖ başta olmak üzere ABD politikalarını belirleyenin Trump olmadığını herkes biliyordur! 11 Eylül 2001’den bu yana dünyayı kana bulayan ‘neo-con’ yani ‘yeni muhafazakar’ ekip politikalarda karar vericidir!

Trump... Mektup yazar, hakaret eder...

Ses cılızdır...

Gözümüzün önünde TIR’larla silah taşınır... PKK/YPG ordu kurar... ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jefrrey, Suriye’de PKK ile görüşür... ABD, YPG’yi devletleştirmek için petrol anlaşması yapar... Dışişleri basından öğrenir...

Ses cılızdır...

ABD’nin Demokrat Parti Başkan adayı Joe Biden’ın “Erdoğan’ı seçimle devirmek için muhalefete destek olalım” cümlesi ise 7 ay sonra gündeme getirilir...

Sanki...

2016’dan bu yana Biden’ın kurduğu bu cümle, Trump ve ekibi tarafından uygulanmamış gibi davranılır ve herkesin de buna uygun davranılması istenir. Uygun davranmayana ‘hain’ denir... Joe Biden’ın açıklamalarını yerden yere vuran... Sadece ‘ama’ diyenler karşı cephededir...

İşte sorun da tam burada...

İç ve dış cephe


İç cephe, dış cepheyi belirler...

İç cephede güçlü olmak dışarıda da güçlü olmanı sağlar...

Peki... İçeride ne yaşanıyor?

SÖZCÜ, Cumhuriyet, OdaTv gibi anti-emperyalist, Kemalist ve bağımsızlıkçı yayın organlarına ağır baskı...

Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız, Murat Ağırel, Silivri’de...

İsimsiz ihbar mektuplarıyla yurtseverler hedefte...

Fetullah’la mücadelede büyük eksiklikler...

Hemen hemen her gün kurucu baba Atatürk’e saldırı...

SONUÇ: Trump, Joe Biden, Bush, Obama... Bu ülkenin gazetecileri, siyasetçileri, aydınları, askerleri ABD emperyalizmiyle kavga ederek 2020’ye geldi... İkircikli politikalarla değil, ayağı yere basan, dik duruşla... Önce iç cepheyi özgürleştirin sonrası kolay!