15 Temmuz 2016... 30 Eylül 2020...

Yaklaşık 4 yıl 2 ay geçti...

Fetullahçı darbe girişiminin ardından TSK’da, yargıda, emniyette vs... operasyonlar yapıldı, yapılıyor...

Ancak...

Akademik dünyada ve mülkiyede soruşturmaların daha yavaş olduğu dikkat çekiyor. Neden mi?

Geçen hafta Mersin Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Durmuş Ali Arslan’la ilgili iddiaların ardından yeni bir bilgi/belge elime ulaştı...

HIZLI BİR YÜKSELİŞ!

10 Mart 2020’de, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Mersin Üniversitesi Rektörlüğü’ne bir yazı gönderir. YÖK Denetleme Kurulu adına üniversiteye iletilen yazıda, Mersin Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Yıldırım’la ilgili 17 Kasım 2019 tarihli ihbarla ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığı sorulur.

YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Eyüp Bedir imzalı yazıda şu bilgilere yer verilir: “... Prof. Dr. Yunus Yıldırım’ın Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde hiçbir kadro alamadığı... Hatay’da soruşturma açıldığı ve üniversiteyle ilişkisinin kesildiği... Bu durum dikkate alınmadan Mersin Üniversitesi’ne alındığı... Mersin’de doçentlik kadrosunu aldıktan bir yıl sonra profesör olduğu... Rektör danışmanlığı görevine getirildiği... Prof. Dr. Yunus Yıldırım’ın Rektör Ahmet Çamsarı tarafından uygun görülmesi ile YÖK tarafından Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı olarak atandığından bahisle, Prof. Yıldırım hakkında iddia edilen hususların araştırılması için ihbarda cevaplandırılması gereken sorular yer almaktadır.”

Peki, Prof. Yunus Yıldırım hakkındaki iddialar neler?

Özlük dosyası incelendi mi?


YÖK Denetleme Kurulu, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü’nden şu sorulara yanıt istemiş:

■ Yunus Yıldırım, Mersin Üniversitesi’ne alınırken rektörlük tarafından hakkında hiç araştırma yapılmış mıdır?

■ Personel özlük dosyası hiç incelendi mi? Eski üniversitesinden neden ilişkisinin kesildiği araştırıldı mı?

■ ÖSYM tarafından FETÖ kapsamında iptal edilen Doçentlik Yabancı Dil belgesi hakkında rektörlüğün haberi var mı?

■ Doçentlik belgesi geçersiz ise nasıl profesör olmuştur?

Daha çok soru var...

Yazının son paragrafı çok önemli: “... Söz konusu iddialara yönelik cevabınızı içeren bilgi-belgelerin tasdikli örneklerinin 30 Mart 2020 tarihine kadar YÖK Denetleme Kurulu adresine gönderilmesi hususunda bilgi ve gereğini rica ederim...”

YILDIRIM: HEPSİ YALAN

Elime ulaşan bu belge üzerine Prof.  Dr. Yunus Yıldırım’ı aradım. Yıldırım şöyle konuştu: “Bu iddialar tamamen uydurma, idari olarak beyan ettim... Bunların hepsi dedikodudan ibaret. Hatay’da FETÖ’cü rektör üniversiteden ilişkimi kesmişti... Üç ay sonra geri döndüm! Bir kez daha söylüyorum: Tamamı yalan, bilgi ve belge yok... Yıpratma amaçlı. Elimde her türlü belgem var ve hazır...”

Bakalım... YÖK ne diyecek?

Bitmedi...

YÖK’ten yanıt bekliyorum


24 Eylül’de bu köşede yazdım: “Bu kitabı bir SÖZCÜ yazarı kaleme alsaydı başına ne işler gelirdi?” Hatırlatalım:

Kitabın adı: Sosyoloji ve Yöntem Yazıları

Kitabın yılı: 2012/Kalkan Matbaacılık

Kitabın yazarı: Doç. Durmuş Ali Arslan

Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan aynı zamanda ‘Rektör Danışmanlığı’ görevini yürüten Prof. Durmuş Ali Arslan’ın 2012 yılında kaleme aldığı kitap önemli! Çünkü... Kitap, sosyoloji üzerine bilimsel tespitlerle devam ederken bir bakıyorsunuz araya Fetullah Gülen girmiş!

Nasıl mı?

Örneğin... Sayfa 56... ‘Deneylemenin denetlenmesi’ başlıklı bölümün altında Pensilvanya’da kaçak yaşayan Gülen’in ‘Çağ ve Nesil’ kitabından alıntı yapılmış. Fetullah Gülen demiş ki: “Sorumsuz bir ‘azınlık’ elinde ilim, bir felakettir. Dünyayı cehenneme çevirmeye yeter de artar.”

Kitabın yazarı Gülen üzerinden tespitlerine devam etmiş...

Soru şu: Bugün profesör unvanı olan, rektör danışmanlığına kadar yükselebilmiş bir akademisyenin kaleme aldıklarını, SÖZCÜ yazarları kitabına alsaydı... Cumhuriyet Gazetesi’nden ya da OdaTv’den birisi yazsaydı... Başına neler gelirdi?

Peki...

Prof. Durmuş Ali Arslan’la ilgili bir soruşturma yapılmış mı?