Fetullah Gülen 2005’te ‘Ulusalcı dalgayı aşacağız’ demişti


 Emniyet, 2008’de ‘Ulusalcılık’ı terör örgütü listesine almıştı


 Abdullah Gül de ‘Muhafazakarlar ulusalcılaşıyor’ dedi


 Hasan Cemal, Ahmet Altan’ın Kemalizm düşmanlığı sahaya çıktı


Bu bilgileri sık sık hatırlatıyorum... Unutmamalı...

18 Ekim 2005’te FETÖ elebaşı Fetullah Gülen Aktüel’e bir röportaj vermişti: “Şimdi önümüzde daha geniş, kapsamlı ve kompleks bir süreç var. AB sürecinde son günlerde yaşanan tartışmalara bakın. Ölseler bir araya gelemeyecek kimseler ulusal cephe adı altında suni bir kitlesel dalga oluşturmaya çalışıyor. Manipülatif bir organizasyon. Bunlar aşılacaktır.”

9 Mayıs 2006 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı olarak atanan Ramazan Akyürek gözaltına alındıktan sonra 2014’te şu ifadeyi vermişti: “Ulusalcılık faaliyetleri artmıştı. C Bürosu da bu konulara bakıyordu. Benim dönemimde C Şubesi’nin ne ihtiyacı varsa yerine getirilmiştir. Ali Fuat Yılmazer böyle bir teklif getirdiyse büro ona göre kurulmuştur.”

Varsa yoksa ‘ulusalcılık’ hedefti!

Yani... Kemalist Cumhuriyet’i savunanlar... Ve bu ‘ulusalcılık’ düşmanını yaratanların öznesi de cemaatle ittifak yapan ‘liberal’ kesimdi...

Neden mi böyle girişi yaptım? Çünkü iki gün önce Karar Gazetesi’ne konuşan 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de hedefinde ‘ulusalcılar’ vardı!



ESKİ TARAF YAZARI SORDU

Soruyu yönelten Taraf’ın eski yazarı Yıldıray Oğur: Özellikle sosyal medyada muhafazakâr kesimde sizinle ilgili İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde bulunmanız, Kraliçe’nin davetindeki fraklı fotoğrafınız yüzünden “İşte Kraliçe’nin adamı” deniyor. Ne düşünüyorsunuz kendi camianızdan böyle yorumlar alınca?

Abdullah Gül: (Gülüyor) Güler misin ağlar mısın derler ya. Ben yüksek lisansımı da doktoramı da Türkiye’de İstanbul Üniversitesi’nde yaptım. Ben dil eğitimi için İngiltere’ye gittim. Bir sene Londra’da bir sene de Exeter Üniversitesi’nde doktora araştırmaları yaptım, kütüphanesinde çalıştım. Oradan bir diplomam yok. Araştırılırsa bu görülür. Daha sonra Dışişleri Bakanı’yken beni Exeter’e davet edip fahri doktora unvanı verdiler. Talebeliğimde ilk yurtdışı çıkışım İngiltere oldu. Orada ilk arkadaşlarımı Müslüman Talebeler Birliği’nde edindim, onlarla birlikte kaldım. Cumhurbaşkanı olduğumda Kraliçe Elizabeth Türkiye’ye resmi bir ziyaret için geldi. Sonra da onlar karşılık olarak davet ettiler. Londra, Türk bayraklarıyla donatıldı, görkemli merasimler oldu. Bütün bunlar tabii ki Türkiye’nin itibarının göstergesiydi. Türk-İngiliz ilişkileri her alanda en iyi dönemine şahit oldu.

Yıldıray Oğur: Eskiden bu komplo teorilerini ulusalcılar dillendirirdi, şimdi muhafazakârlar dillendiriyor.

Gül: Evet öyle, aslında muhafazakârlar ulusalcılaşıyor.

Bam teli buras...

“Muhafazakarlar ulusalcılaşıyor...” Doğru mu?

Abdullah Gül’ün beslendiği isim: Hasan Cemal


İlk söyleyen o dönem Milliyet’te yazan Hasan Cemal’di...

Hasan Cemal, Taraf Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’a atıfta yapmış ve 13 Temmuz 2012’de AKP iktidarıyla ilgili şu eleştirileri yapmıştı: “Şimdi Kürtlere soğuk. Alevilere soğuk. Özgürlük taleplerine soğuk. Avrupa Birliği’ne soğuk. Tarihin deşilmesine soğuk. ‘İttihat Terakki zihniyeti’nin çekim alanına girmiş durumda Tayyip Erdoğan ve partisi. Acaba farkında mı? Ahmet Altan’ın geçen gün Taraf’ta dediği gibi: “Kürt sorununu, Alevi sorununu, Kıbrıs sorununu çözmeden, bu sorunlar karşısında Kemalist anlayışın baskıcı yöntemine dönmek, Kemalizm’in bütün baskı unsurlarını kullanıp modernlik yerine Türk Sünnilik için bastırmak, insanları tektipleştirmeye uğraşmak, ülkeyi olgun bir nar gibi her yanından çatlatır. Modernliğin yerine Türk Sünniliği koyan bir Kemalizmle karşı karşıyayız bugün. Kemalizm sorunları yok farz etti, onları çözmek değil görünmez kılmak istedi, silahı ve baskıyı kullandı. AKP de aynı yöntemi mi uygulayacak? Galiba bunu uygulamak istiyor. Bu politika, çatışma getirir. Yetmiş milyonluk bir toplumu tekçi bir anlayışın içine ite ite sıkıştırmaya kalktın mı toplumu patlatırsın.”

Hasan Cemal


İşte Gül’ün ‘Muhafazakarlar ulusalcılaşıyor’ iddiasının kaynağı!… Çünkü ideolojik olarak beslendikleri yer ‘neo-liberal’ anlayıştı! Ve kim, Fetullah Gülen örgütüyle karşı karşıya gelse (neden olursa olsun) onları ‘Kemalist’ olarak suçlamışlardı!

Bugün de aynılar!

Emperyalizm diye bir kavram yok, Fetullah Gülen darbe girişiminde bulunmadı, devleti güvenlikçi politikalara bunlar teslim etmedi!

Evet... AKP iktidarını ve Erdoğan’ın 2002’den bu yana uyguladığı politikaları eleştirmek ve hatırlatmak önemli! Ancak...

Bunu, liberallerle ya da Fetullahçılarla aynı yerden değil kendi özümüzle yapmalıyız!