İzmir Başsavcılığı operasyon yaptı, bir üsteğmen böyle dedi:


- İzmir’de 56 günde üç operasyon yapıldı... 214 asker tutuklandı, 45 asker itirafçı oldu
- Bir üsteğmen itirafında, FETÖ’den kurtulmak istediğini ve imamlardan kaçtığını söyledi
- Başka bir ilde okul kazandığı için... Maddi zorluk nedeniyle ellerine düştüğünü ifade etti


Türkiye, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ üzerinden ‘siyasi ayak’ tartışmasına boğuldu...

Günlerdir yazıyorum:

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (bana göre casusluk örgütü) kripto (gizli) üyeleri faaliyetlerini sürdürüyor.

Tamam... 15 Temmuz 2016’dan sonra tüm Türkiye’de hatta uluslararası alanda yapılan operasyonlarla örgüte büyük darbeler indirildi.

Ancak...

Başta İzmir olmak üzere özellikle İstanbul ve Ankara’da örgütün TSK’daki kripto yapılanmasına yönelik soruşturmalar devam ediyor!

İzmir’de 214 şüpheli tutuklandı.


 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın izniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca da kullanılabilen ülke geneli ankesörlü hat veri havuzundan faydalanılarak 56 günde 3 ayrı operasyon gerçekleştirildi. MİT, Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İzmir İl Emniyet Müdürlüğü ile koordineli olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile emniyet arasındaki koordineli çalışma sonucunda oluşturulan havuz üzerinden çalışmaların sürdüğü ifade edildi.

Operasyonlar kapsamında 397 şüpheli hakkında yakalama ve gözaltı talimatı verildi. Talimat verilen şüphelilerden 228’inin muvazzaf, 169’unun muvazzaf olmayan, 14’ünün darbe girişimi sonrası kapatılan askeri okul öğrencisi olduğu öğrenildi.

Şüphelilerden bugüne kadar 214’ünün tutuklandığı, 45’inin faydalı itirafçı olduğu ve serbest bırakıldığı öğrenildi.

Peki itirafçı askerler ne anlattı?

Üniversite sınavına hazırlanırken ‘renk körlüğü’ testi yaptırıldı


Teğmen Ö.A...

İzmir Gaziemir’de Hava Subay Yetiştirme Okulu’nda eğitim gördü...

Doğu Anadolu’ya takım komutanı olarak atandı.

Sorgusunda, “FETÖ ile irtibatlı olduğum döneme ait bildiğim şahıslar ve konular hakkında detaylı ifade vermek istiyorum” dedi!

‘Mahrem İmam’ subay adaylarına ‘namaz kılmayın’ talimatı vermiş.


Verdi de...

Örneğin... Ev imamlarını da anlattı, büyük bölge talebe mesulünü de:

KARİYER PLANLAMASI

“Mezun Mesulü...Üniversiteden mezun olan örgüt mensuplarından örgüte sadık olanların tespit edilme ve ileriye yönelik kariyer planlarını yapan örgüt mensubudur. TSK’ya ve emniyete yerleştirilecek olanları belirleyerek bölge birimine aktaran örgüt mensubudur.”

LİDER, LİSE ÖĞRETMENİ

Teğmen Ö.A.’nın hikayesi lisede başlıyor... Arkadaşlarının ‘Evlere gidip ders çalışıyoruz hem de dini eğitim alıyoruz. Sen de gel’ isteğini kabul eder. Gidilen evlerin organizasyonunu da lisedeki bir öğretmenin yaptığını öğrenir. Haftada bir gün ders çalışır ve sonrasında da Fetullah Gülen’in kasetlerini izlemeye başlar! Lise sona kadar böyle devam eder.

Son sınıfta gittikleri evin ‘abisi’ değişir. Yeni gelen ‘abi’ onları bir yurda götürür ve ‘renk körlüğü’ testi yaptırır!

Testi geçer...

Geçemeyen diğer isimlere ‘Bir daha bu eve gelmeyin’ talimatı verilir.

İstanbul’da dershane günleri... Yine ‘ışık evinde’dir ve Fetullah Gülen’in kasetleriyle eğitimine devam eder.

İstanbul Üniversitesi’ni kazanır. Yaz aylarında örgütün bir kurumunda çalışır, çünkü paraya da ihtiyacı vardır.

TEDBİRLER HEMEN ALINIR

Üniversiteyi bitirdikten hemen sonra örgüt yöneticileri iki sınava girmesini ister o da Hava Subay Yetiştirme sınavına girer, kazanır.

Yeni bir ‘mahrem imam’a bağlanır, örgüt üyesi devre arkadaşlarıyla tanışır...

Tedbirler alınmıştır.

Okul içerisinde görüşmeyecekler, ‘mahrem imam’la buluşma sırasında arkasından yürüyecekler, okulda namaz kılmayacaklardır.

Peki acil durumlarda ne yapılacaktır?

‘Mahrem imam’ genç subay adaylarına, ankesörlü, kontörlü veya büfe telefonlardan arayacağını söyler. Burası önemli...

İfadeden okuyalım:

“... Sizin de benim ve birbirinizin numaralarını, telefonlarınıza veya başka bir yere yazarken numaranın son rakamını eksilterek kaydetmemiz gerektiği hususunu sık sık tembihledi.”

Başka bir itirafa geçelim...

Subay olmak istemedim örgüt bana cephe aldı...


Üsteğmen A.B...

Kara Kuvvetleri’nde öğretmen...

Etkin pişmanlıktan faydalanan subay!…

A.B.’nin hikayesi de ortaokulda başlıyor...

Bir Kuran kursunda tanıştığı ‘abi’, il dışında bir liseye yerleşmesi için ısrar eder o da okul tercihlerini ‘abi’ye yaptırır. ‘Işık Evleri’ süreci de böyle başlar! Adana’da okul günleri.…Örgüt, onun, Kara ve Deniz Harp Okulu sınavlarına girmesini ister, kabul etmez... Gazetecilik okur... Örgüt, A.B.’ye cephe alır! Ancak... Maddi imkansızlıktan dolayı bağlı olduğu ‘abi’yi aramak zorunda kalır. Ne kalacak yurdu vardır ne de parası!…‘Mahrem imam’ tekrar örgüte ait evde kalabileceğini söyler ve bir numara verir.

Örgüt üyeleri fotoğraflardan teşhis edildi.


Gazeteciliği bitirir ve askeri sınavlara da girer… Kazanır! Okul süresince örgütle irtibat kurmamak için her yolu dener.  Israrcıdır ‘abiler’...

Sabit hattan ararlar ve bir gün buluşmak zorunda kalır! Okulu bitirir ve bir daha görüşmez. 13 Ocak’ta gözaltına alınır, örgüt üyelerini fotoğraflardan teşhis eder!