✔ Cumhurbaşkanı Erdoğan: Adalet dağıtmayan savcı ve hakim zalimler arasına giriyor
✔ Adalet Bakanı Gül: Yargının yegane ideolojisi adalettir. Yargı hiçbir grubun değildir
✔ Peki… Devletin başı ve adaleti dağıtan bakanı, SÖZCÜ’ye ‘kesilen’ ceza için ne düşünüyor?
Sovyet Devrimi’nin lideri Lenin... “Siyasal mücadelede, yeni teorik hamleler, mutlaka yeni bir siyasal pratiğin gereksinmeleri ile gerçekleşebilir” tespiti yapmıştı. Yani... Kuramı eyleme dönüştürmediğiniz zaman bir anlamı yok!
Altı gündür bekliyorum, bekliyoruz...
SÖZCÜ Gazetesi yazar ve yöneticileri için “FETÖ’ye yardım”la cezalandırıldı!
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den hala bir açıklama gelmedi! Neden Bakan Gül’den açıklama bekliyoruz?
Yanıtı son bir ayda gizli.… Okuyalım:…
Tarih 6 Aralık 2019: Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı’nda düzenlenen Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Gül şöyle konuştu: “Yargı kurumu hem kendi içinde hem de dış etkilere karşı bağımsız, tarafsız olma vasıflarını hayat memat meselesi olarak görmelidir. Yargının yegane ideolojisi adalettir. FETÖ’den arınma sürecine hız kesmeden devam ederken suçlunun, suçsuzun yargı eliyle belirlenmesi, suçlu olanın hak ettiği cezayı alması ve haklının hakkının korunması için çalışmaya devam edeceğiz.”
Tarih 11 Aralık 2019: Adalet Bakanı Abdülhamit Gül TBMM Genel Kurulu’nda, bakanlığının 2020 Yılı Bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Gül şu tespiti yaptı: “Yargı içinde şu bu grup var mı diye soru oldu. Yargı hiçbir grubun değildir. Bir daha bu ülkeyi hiçbir grubun, hiçbir oluşumun eline teslim etmeyeceğiz. Bu konuda da hangi grup, çete varsa HSK Başkanı olarak söylüyorum, mücadele edeceğiz. Yargının ideolojisi yoktur. Türkiye artık bu oluşumlara izin vermeyecektir.”
Tarih 25 Aralık 2019: Ankara Hakimevi’nde düzenlenen “Yeni İnsan Hakları Eylem Planı Değerlendirme Toplantısı”na katılan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz ardı ardına reform paketleri hazırlayabiliriz, yepyeni strateji belgeleriyle, hukuk sistemine ilişkin önemli düzenlemeleri mevzuata kazandırabiliriz ama iş dönüp dolaşıp bu kanunları uygulayacak uygulayıcılarda bitmektedir. Hiçbir reform başlangıçta iyi ya da kötü değildir. Sistemi iyi ya da kötü işletecek olan, reforma iyi ya da kötü vasfını verecek olan, uygulamadır.”
20 gün içinde üç çarpıcı açıklama... Hepsi birbirinden ağır ve anlamlı… Ancak... Pratikte yok!
Örneğin... “Yargının ideolojisi adalettir” cümlesini nasıl okumalıyız?
Örneğin... “Yargı hiçbir grubun değildir” çıkışı havada kalmadı mı?
Sorun belli:
“Siyasal mücadelede, yeni teorik hamleler, mutlaka yeni bir siyasal pratiğin gereksinmeleri ile gerçekleşebilir.”
Devam edelim...
‘Ülkede halk adalet çığlığı atıyorsa sorun var demektir’
Tarih 6 Mart 2018...
Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Yargıtay’ın 150. Yılı Sempozyumu..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinleyelim: “... Tarihte hep bir adalet arayışı olduğunu görüyoruz. Adalet herkese hakkını vermektir. Hakkı vermekle gasp etmek arasındaki denge öylesine hassastır ki bunu sağlamak için çok çalışmak gerekir. Hz. Mevlana’ya göre ağaçlara su vermek adalet iken, dikene su vermek adaletsizliktir. Her su emen kökü suladığınızda adil davranmış olmuyor adaletin ruhuna aykırı hareket ediyorsunuz demektir. Adalet dağıtmayan savcı ve hakim de zalimler arasına giriyor. Bir ülkede halk adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir.”
Teoride, Erdoğan’ın cümlelerinin altına herkes imza atar! Ancak...
Ya pratik!
“Adalet dağıtmayan savcı ve hakim de zalimler arasına giriyor.” Adalet de ekonomi de toplumsal uzlaşma da... Birbirinden bağımsız değil!
Biri olmazsa diğeri de olmaz!
Çelişki şu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2007’den bu yana süren davalarla ilgili çoğu zaman açıklama yaptı hatta Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bazı kararları ‘tanımıyorum’ bile dedi. Peki...
Tarih 13 Ekim 2019... Erdoğan, Dolmabahçe’deki Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde Genel Yayın Yönetmenleriyle bir araya gelmişti. Davetliler arasında SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da vardı! Yargılama sürüyordu ancak gazete davetliydi! Hatta..
29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonuna da SÖZCÜ davetliydi!
Soru şu: Erdoğan’ın dahi inanmadığı SÖZCÜ-FETÖ ilişkisi konusunda kimler, ısrarla yanlış ve ‘yalan’ bilgi sunuyor?