Tarih 4 Nisan 2015...

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret ederek Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı. Ardından kucağına baro üyesi avukatlardan birinin kız çocuğunu alarak ziyaretçi defterini imzalayan Feyzioğlu, burada deftere yazdıklarını okudu.

Feyzioğlu deftere şunları yazdı:

“...Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü savunmaya yılmadan devam edeceğiz. Biz bu şerefli mücadelenin sonunda milletimizi avukatlar olarak aydınlığa çıkaracağız. Bu mücadelenin sonu herkes için adalettir. Türk milletinin eşit yurttaşlık paydasında bir büyük kucaklaşmayı gerçekleştirmesidir...”

Bitmedi...

Anıtkabir ziyareti ardından soruları yanıtlayan Feyzioğlu, Mussolini’nin ünlü bir sözünü hatırlatırken şöyle dedi: “Avukatlar olmasa İtalya’yı mükemmel idare ederdim’ diyor. Biz de bugün Anıtkabir’deyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün çok ünlü bir sözü var. Ankara Hukuk Fakültesi’ni açılışında ‘Bu büyük müesseseyi açarken duyduğum mutluluğu hiçbir teşebbüsümde duymadım’ diyor. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün ışıklı yolundan giden Cumhuriyet avukatlarıyız. Dolayısıyla bu ülkenin keyfi bir şekilde yönetilmesine ve avukatların da hedef tahtasına konulmasına izin vermeyeceğiz. Avukatlara yönelik her saldırı aslında vatandaşa yönelik saldırıdır. Bunu halkımızın çok iyi bildiğini de biliyoruz. Türkiye’de son 5 yıldır milletimiz iyi ki avukatlar var iyi ki barolar var diyor. İşte bu mücadelenin bir sonucudur bu.”

Hani ‘kutup yıldızı’ olacaktınız?


Tarih 5 Eylül 2015...

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, TBB Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen, 2015-2016 Adli Yılı Açılış Töreni’nde konuştu ve şu çarpıcı cümleleri kurdu:

- Malumunuz olduğu üzere, ülkemizde hukuk, devlet ve toplum düzeninin en büyük sorunu keyfiliktir.

- Keyfiliğin olduğu yerde hukukun üstünlüğü değil, o an için iktidarın belirli parçalarını elinde tutan üstünlerin hukuku geçerli olur.

- Böyle bir düzende, yani üstünün hukukunun geçerli olduğu bir rejimde, bu üstünler, o an için güçsüz olanların sırtına basarak daha fazla maddi ve siyasi güç elde ederler.

- Esasen bu, tam bir sömürge düzenidir. Hukukun üstün olmadığı bir düzende hiçbir vatandaşımızın hukuki güvenliği olamaz.

- Hukuk üstün olmadığında, dış politikada, koskoca ülke, sonu bilinmez maceralara sürüklenir; içeride geçici seçim zaferleri uğruna halk kitleleri birbirine karşı düşmanlaştırılır.

- Göreve geldiğimizde söz verdiğimiz üzere tüm topluma ‘kutup yıldızı’ olmayı başardığımız için gururluyuz.

- Biz avukatlar için hukukun üstünlüğünün sağlanması, doğrudan doğruya bir iş, aş ve gelecek sorunu haline gelmiştir.

- Biz avukatlar mesleki sorunlarımıza sahip çıkarken, toplumsal hayatın getirdiği ve yurttaşlarımızı ilgilendiren her sorunun da takipçisi olmaya, insan haklarını ortamda korumaya devam edeceğiz.

- Aksi, yeminimize ihanet anlamına gelir ki bunu da hiçbir avukat yapmaz.

- Türkiye Barolar Birliği’nin, hak-hukuk ihlalleri başta olmak üzere, özellikle hukuk dünyamızın güncel gelişme ve sorunlarına ilişkin görüş, öneri, çağrı ve açıklamaları, ‘dikensiz gül bahçesi rüyaları gören’ kimilerine rahatsızlık da verse, sürekli olarak gündemimizin en üst sıralarında yer almaya devam edecektir.

Çar 1. Nikolas olmamak!


Unutmayın...

1860’lı yıllar... Rusya...

Çar 1. Nikolas, “Ben Çar oldukça Rusya’da savunmana ihtiyaç yoktur. Biz onlarsız da pekala yaşıyoruz” der.

1917... Sovyet Devrimi olur...

Kendisi de avukat olan Lenin, Ekim 1917’deyayınladığı kararname ile tüm Sovyet vatandaşlarının savunma yapabileceklerini duyurur.

İkinci Dünya Savaşı sonrası...

Fransız Devlet Başkanı De Gaulle, Hitler ile ittifak yapan Başbakan Pierre Laval’ın avukatlarına Adalet Bakanı aracılığıyla duruşmaya girmelerini ve müvekkillerini savunmalarını ister:

“Eğer, Laval mahkum olursa savunma yapmadan mahkum olacak, böylesi bir lekeyi Fransa adalet tarihine sürdürmeyin.”