“22 Gün 22 Gece Sakarya” kitabı...

Üç Mustafa’ya...

Mustafa Kemal, Mustafa İsmet, Mustafa Fevzi’ye...

Vatandan, milletten başka sevgili tanımayan o kuşağa... İthaf edilmiştir.

Bu belgesel-anlatı, siz, çocuklarınız, torunlarınız... Ve gelecek kuşaklar için yazılmıştır...
Bir görevi yerine getirmenin sorumluluğuyla...

Osmanlıca, Arapça ve İngilizce bilen emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu’nun 7’nci kitabı...

(10 Eylül 1921)


Bugün ‘yeni hikaye ‘ yazmak isteyenlere inat, ‘bu hikayeyi devam ettireceğim’ diyenler için yazılmış!

Tarih 26 Temmuz 1921...

Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Polatlı’ya çekilmişti. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ile görüşmek için o sabah trenle Ankara’dan Polatlı’ya gider. İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşa’yı Polatlı istasyonunda karşılar. Karargah olarak kullanılan kerpiç odaya girerler.

10 Temmuz’da başlayan ve 25 Temmuz 1921’de sona eren muharebeler sonucunda ciddi sayıda kayıplar verilmişti.

Mustafa Kemal Paşa’nın üzerinde önemle durduğu konu, “general kaçak”tı.

İsmet Paşa’ya sordu:

“Kaçak sayısı?”

“Şaşırmaya hazır ol: 30 bin 809”

“Neee?”

“Üstelik bunların 30.122’si tüfeği ile kaçmış. Bu yüzden elimizde az tüfek kaldı.”

Mustafa Kemal Paşa hiddetlendi.

Çünkü firar eden asker sayısı, ordunun yarısına denk geliyordu.

İsmet Paşa, üzüntülüydü. Çaresiz yere baktı...

Büyük kanlı savaş


Çaresizliğin yerini inanç aldı...

Sakarya Meydan Muharebesi, 22 gün 22 gece sürer. Savaş tarihinin en uzun ve en kanlı meydan muharebesi... 22 günde, yaklaşık 15 bin asker şehit düştü. Toplam zayiat, 40 bin civarında. Günde 700 kahraman, vatanı yeşertmek için kanını verdi... Mustafa Kemal Paşa’nın deyimiyle, “Büyük Kanlı Savaş”... Sakarya Meydan Muharebesi, Türk tarihi açısından önemli bir kilometre taşıdır. İstiklal Savaşı’nın da bir dönüm noktasıdır... Osmanlı Devleti’nde 1683 yılında, Viyana ile başlayan Türk toprak kaybı ve çekilmesi 238 yıl sürer... Bu çekilme, 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi’yle durdurulur. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından...



Mustafa Kemal Paşa, o ünlü emrini burada verir.

“Savunma hattı yoktur. Savunma alanı vardır. O alan bütün vatandır. Yurdun her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz...”

Bu emir, savaş tarihinde, o döneme kadar uygulanmayan yeni bir savunma anlayışıdır. Ve bu emri, 40 yaşında bir komutan verir.

238 yıllık çekilmeyi durduran komutan...

Yokluk, kıtlık ve milletin kalan son atımlık cephanesi... Yaralı bir Başkomutan’ın, savaş meydanında haykırışı...

Mustafa Kemal Paşa’nın, Kanlı Savaş Meydanı’nda düşmanlarla savaşırken, Padişah Vahdettin’le, Enver Paşa’yla mücadelesi...

Arınç da Biden’cı çıktı!


Arşive not...

  • Trump başkan, 4. yılı dolmak üzere. Kudüs gitti, Filistin gitti.

  • Filistin davasını kendine dava edinmiş bir Türk için Müslüman için bağışlanamaz bir suç.

  • Barış Pınarı Harekatı zamanında sayın Cumhurbaşkanımıza yazdığı mektubu unutmayın.

  • Yaptırımlar, bakanlar hakkında neredeyse tutuklama kararı çıkardılar.

  • Biz kırk satır, kırk katır noktasında değiliz. ABD’de oy kullanacak vatandaş olsak çok düşünmek lazım.

  • Biden, Obama’nın yanında yerini dolduran bir insandı. Evlat acısı görmüş, düşünebilen, duygusal, yeri geldiği zaman İrlanda’dan şiir örnekleri veren, Türkiye’yi sevdiğini söylemişti.

  • Trump’la hiç görüşmemiz olmadı, ona dair bildiğim şey PKK’ya PYD’ya TIR’lar dolusu silahlar gönderdiğiyle ilgili.

  • Türkiye’nin Irak ve Suriye politikasına maalesef destek vermiyor. Trump’ın günah galerisinde çok şey var.

  • Trump’ın karşısında kim aday olursa ondan yanayım derim.


Bu cümleleri muhalefet partisi liderleri ya da sözcüleri kurmadı... Kuran Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç! Beştepe’de makamı var!

Bakalım, kim ne diyecek?

Acaba video hazırlanacak mı? Ya da fotomontajlı bir fotoğraf!