İktidar, barolarda 18 yıldır kuramadığı iktidarı, baroları bölerek kurmayı hedefliyor.

Baroların günlerdir eylemlerle karşı durduğu dayatmayı, TBMM’deki çoğunluğu üzerinden kanunla planlarken de demokrasi getirmekten söz edebiliyor.

Nasıl bugüne dek ülkeyi geriye götüren baskıcı, anti demokratik bütün adımları iyi bir şey yapıyormuş gibi sunduysa, çoklu baroyu da aynı ters kurguyla maniple ediyor yani.

Üstüne üstlük baroların protesto ettiği düzenleme için alenen yalana başvurup “Hukukçuların desteği alındı” bile denilebiliyor.

Daha -Amasya Barosu Başkanı Ahmet Melik Derindere’nin dediği gibi-  çoklu baro sınırı diye getirilen 5 bin avukat sayısının neye göre belirlendiği, ayrı baro kurma hakkı yeterliliği olarak saptanan ve “çok önemli” denilen 2 bin avukat sayısının neye göre saptandığı ortaya konulamazken, kerameti kendinden menkul bir “reform” lafıdır gidiyor.

★★★

AKP’nin dün TBMM’ye sunduğu MHP destekli bu sözde “reform”u toplum önünde savunma görevi, -Ergenekon kumpas davasını izleyenlerin yakından bildiği bir sima olan- Grup Başkanvekili Cahit Özkan’a verilmiş.

Özkan’ın açıklamasına bakılırsa çoklu baro planın bir numaralı sebebi avukat sayısındaki artışmış:

“Avukatlık Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 10 bin civarında olan avukat sayısı, aradan geçen süre zarfında 130 binleri aşmış bulunmaktadır. Artan bu avukat sayısı özellikle İstanbul’da 50 bini, Ankara’da 20 bini, İzmir’de 10 bin rakamını zorlamaktadır. Artan bu sayı nedeniyle başta avukat stajyerlerinin mesleğe hazırlanması ve eğitim konusunda baroların, görevlerini gerektiği gibi yerine getirmemelerine, avukat stajının sembolik ve şekli anlamda prosedürel bir işleme dönüşmesine neden olmuştur.”

Hadi avukat sayısının nasıl olup da 130 binleri aştığını biraz düşünelim. Sayıdaki hızlı artışın, son 18 yılda hesapsız, plansız hukuk fakültesi kurmakla bir ilgisi olabilir mi? O fakülteler iktidar partisinin onayı olmadan mı kuruldu?

Üç büyük şehirdeki avukat sayısının çokluğu farklı kentlerde ikamet eden genç avukat adaylarının tercihinden olabilir mi? Eğer böyleyse bu sosyo ekonomik tercihler üzerine düşünmek gerekmez mi? (“Kime söylüyorsun” derseniz, siz de haklısınız.)

★★★

Yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleği için yapılacak “reform”  baroların sayısını arttırmaktan geçmiyor.

O reform, avukatların, mesleklerini icra ettikleri alanlarda hak ihlallerine uğramasına yol açan zihniyeti değiştirmekle olur. Bu zihniyetin değişmesi ise yargılamada “silahların eşitliği” olarak anılan iddia ve savunma makamının hak ve yükümlülükler açısından eşit olanaklara sahip olması, bu imkanların yargılamada sunulması anlamına geliyor. Yapacak mısınız?

Gerçek reform, avukatların gizli tanık beyanlarıyla bu kadar kolay hapse atılmamasıyla, savunma mesleğine layık olduğu saygının gösterilmesiyle, polis tarafından bu kadar rahat itilip kakılmamasını sağlamakla, özlük haklarını iyileştirmekle, “işçi avukatlık” meselesi üzerine düşünüp çözüm üretmekle olur. Üretecek misiniz?