Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan,  Kanal İstanbul’un yılda 1 milyar dolar getireceğini açıklamış. 1 milyar dolar bugünkü kurla 5 milyar 800 milyon TL. Müthiş para. Milleti düşünmek böyle olur.  İçme suyu sağlayan bir barajın su veremez hale gelmesi, beş köyün ortadan kalkması,  soluduğumuz havaya yıllarca hafriyat tozlarının karışması, kulakları sağır edecek bir gürültünün yıllarca sürmesi, binlerce ağacın kesilmesi, tarihi yarımadanın geri dönüşü imkansız biçimde bozulması, nedir ki bu gelirin yanında.

Kaldı ki, başta Osmangazi Köprüsü olmak üzere, İstanbul Havalimanı, Zafer Havalimanı gibi garantili altyapı projelerinin bütçeye sağladığı gelir konusunda  ülkeyi yönetenlerin  muazzam tahmin başarısı (!) hepimizin malumu. Bütün Yap İşlet Devret projeleri, şehir hastanelerinin dayandığı Yap Kirala Devretlerin, her yıl bütçeye oluk oluk gelir akıttığını artık hepiniz biliyorsunuz.

ÜÇ RAKAM DOLAŞIYOR

Kanal İstanbul’un etüt projesi Yüksel Proje’ye 35 milyon TL’ye ihale edilmişti (21/b usulü ile). Günlerdir tartıştığımız ÇED işini Çınar Mühendislik A.Ş’ye, Yüksel Proje’nin verdiğini, şirketin onursal başkanının yine AA’ya yaptığı açıklamadan öğrenmiştik.  35 milyon TL’den Çınar Mühendislik’in ÇED raporu için aldığı bedeli ise bilmiyoruz.

Ama bildiğimiz bir şey var ki o da ÇED raporunda yazılı olan 75 milyar TL’nin Kanal İstanbul’un gerçek yatırım maliyeti olmadığı. Bu rakamın günümüz koşullarında hiçbir anlamının kalmadığı.

75 milyar TL, bugünkü kurla 12.7 milyar dolara karşılık geliyor.

Daha önce yazdım. Bakanlık Altyapı Genel Müdürlüğü’nün Temmuz 2018 tarihli sunumunda Kanal İstanbul’un toplam maliyeti 20 milyar dolar görünüyor. Bu rakamın 15 milyar dolarını yapım; 5 milyar dolarını ise altyapı deplasmanları ve ulaşım sistemleri oluşturuyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan dün TBMM’deki grup toplantısında 75 milyar TL’yi tekrarladı. Ne var ki daha iki gün önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Turhan bu konuda AA’ya şöyle demişti:

“Projelendirme sonrası yapım maliyetini toplam 15 milyar dolar, inşaat maliyetini ise 10 milyar dolar olarak belirledik.”

Bu da 25 milyar dolar yani 145 milyar TL demek.

75 milyar nere, 145 milyar nere.

Kafanız karışmış olabilir. (Karışmaması zor). Özetlemek gerekirse ortada resmiyeti olan üç ayrı yatırım maliyeti var:

- Çınar Mühendislik ÇED raporunda: 75 milyar TL – 12.7 milyar dolar

- Ulaştırma Bakanlığı Temmuz 2018 sunumunda: 20 milyar dolar

- Bakan Cahit Turhan’ın açıklaması: 25 milyar dolar

Bu arada not düşelim: 25 milyar dolar (145 milyar TL)  2020 bütçesinde öngörülen açık rakamının 5 milyar TL üzerinde.

Özetle, daha yatırım maliyetini hesaplayamadıkları, bilemedikleri bir projenin yılda 1 milyar dolar gelir getireceğini söylüyorlar. Kim nasıl inansın, neden inansın bu rakamlara.

“KENTLEŞME FAALİYETİ GELİRLERİ”

Öte yandan yukarıda belirttiğim 2018 tarihli (kamuoyuna açıklanmayan) bakanlık sunumunda  gelirlerin yatırımı karşılama oranının çok düşük olduğu belirtilmiş. Yap-İşlet-Devret modelinin uygulamasının olmadığı görüşüne yer verilen bu sunumda kanal işletme gelirlerinin yanı sıra “diğer muhtemel gelirler”den söz edilmiş. Ne mi onlar?

“Kanal etrafında geliştirilecek kentleşme faaliyetlerinden elde edilecek gelirler, Enerji üretim geliri, yapay adalardan sağlanacak gelirler, Marina-Liman gelirleri, Lojistik Merkez gelirleri, vb.”

Sayın Bakan belli ki bu aşamada bu gelirlerden söz etmeyi uygun bulmuyor. “Kanal etrafında geliştirilecek kentleşme faaliyetleri”, TOKİ’nin oradaki kamu arazilerinde arsa üretim uygulamasını kapsıyor çünkü.