Bizim ülkede yargı kararları gözümüzün içine baka baka çiğnenebilir. Çoğumuz bu durumu kanıksamış da olabiliriz ama çiğnenen her yargı kararı sadece o davayı açanın değil, bütün bir toplumun hakkına karşı gelmektir.

Mahkeme kararlarındaki “Türk Milleti adına” ibaresinin anlamı da tam olarak budur.

Bugün hakkımızın hukukumuzun milyonlarca Ankaralının gözünün içine baka baka çiğnendiği bir dosyadan söz edeceğim. Mahkemelerin yedi kez hukuka aykırı olduğuna karar vermesine karşın, karara uymak şöyle dursun, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) meclis kararlarıyla yıllardır ve her seferinde değişikliklerle “korunan” bir yapı bu.

Ankaralılar, güncel adı YDA Center olan bu yapıyı o kadar yakından biliyor ki, yıllar önce çirkinliğini ve hukuksuzluğunu yansıtan bir isim bile verdiler ona: Demir kafes.

AOÇ ARAZİSİ ÜZERİNDE

Eskişehir yolu üzerinde Armada İş Merkezi’nin karşısındaki bu yapının arazisinin gerçekte Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) sınırları içinde kaldığı mahkeme dosyalarındaki belgelerle sabit. ABB’nin istifa ettirilmiş önceki başkanı Melih Gökçek’in projesi olarak bundan 15 yıl önce yapımına başlandı. Mimarlar Odası ile Şehir Plancıları Odası, bu yapıya kaynaklık eden imar planlarının iptali istemiyle davalar açtı. Milyonlarca lira kamu kaynağı harcanan bu inşaat yargı kararı sonucunda 2008’de durduruldu. İnşaat daha sonra Gökçek’in o zamanki açıklamalarına göre YDA İnşaat şirketine, 120 milyon doların yanı sıra konut ve ticari alan karşılığında devredildi.

★★★

Her iki odanın da açtığı davalarda Ankara’daki idare mahkemeleri ardı ardına iptal kararları verdi. Ancak her iptal kararından sonra ABB Meclisi yeni bir imar planı değişikliği yaptı.

ABB’nin YDA Center’ı kollayıp gözeten imar planı, plan değişiklikleri ile her bir karar ve değişikliğe karşı Mimarlar Odası’nın açtığı davaları, sonuçlarıyla birlikte bir tabloya dönüştürdüm:



Tabloda iki tane “Karara yer yok kararı” dikkatinizi çekebilir. Anlamı şu: İmar planı değişiklikleri daha önce mahkeme kararıyla iptal edildiği için, aynı konunun önüne gelmesi karşısında mahkeme “Bu imar planı iptal edildi. Dolayısıyla davanın konusu yok” diyor. Yani aslında hukuka saygılı bir idarenin iptal edilmiş bir imar planını, bir daha bir daha makyajlarla değiştirmemesi gerekiyor.

Mimarlar Odası avukatı Gökçe Bolat, iptal edilen planların birbiriyle paralel olduğunu, mahkemenin iptali ardından alınan her Meclis kararıyla tali değişiklikler yapıldığını belirtiyor.

EKİM 2020’DE BİR DAHA

Bu yazı neden mi yazıldı?

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi sanki 7 tane iptal kararı çıkmamış gibi, 12 Ekim 2020’de aynı saha için bir imar planı değişikliği daha yaptığı için.

(ABB Meclisi bu kararı oy çokluğuyla almış.)

ABB yönetimine soralım: Demir kafesi içine alan imar değişikliklerine “hukuksuzdur” diyen yargı kararları ile kamu zararları ortadayken, bu hukuksuzluk anıtını adeta canla başla koruma çabasının ardındaki sebepler nedir?