Meraklısı bilir; imar planları çoğu kez rant üretir. Rant ise kamu kaynağının  dağıtımıyla ilgili.

Halk, hayatını doğrudan ilgilendiren bu bilgileri kolay öğrenemez. İmar meselesi tekniktir. İşini hakkıyla yapabilen gazetecinin ise yer ve dil sorunu vardır. Çok okuyup karmaşık konuyu anlaşılır kılmak yetmez. Zira imarla ilgili her cümle, illa ki bir kesimin hakkına dokunur. Her cümle yeni tartışma üretir.

Sadede geleyim.

★★★

Emlak Konut GYO’nun satın aldığı eski Marmara Üniversitesi Nişantaşı kampusü arsasında Dap Holding’in başlattığı proje inşaatı sürüyor. Semt sakinleri ekosistemin bozulduğuna, hafriyatın tehlike saçtığına dikkat çekiyor. Yanısıra proje ve işlemler hakkında açılmış farklı davalar yargıda sürüyor.

Bu arazinin deprem toplanma alanı olduğunu belirten semt sakini Prof. Cevdet Erdost’un eleştirisini paylaşıp ruhsatı veren Şişli Belediyesi ile İBB’nin kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğine değindim.

Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin aradı.

İlk sözü, “Orası İBB’nin değil AFAD’ın toplanma alanı” oldu.  Mevcut yapı stokunun hali nedeniyle, deprem olsa bir kişinin bile oraya giremeyeceğini söyledi. Verilen ruhsatın kapsamında AVM olmadığını söyledi ve “AVM benim dünya görüşüme aykırı” dedi.

Bu ruhsat sürecinde sadece kamusal yararı esas aldık” diyen Keskin, Emlak Konut GYO ve firma ile görüşerek vatandaşların beklentilerini aktardıklarını anlattı. Keskin’in paylaştığı bilgileri özetliyorum:

ÖNEMLİ BİR TAAHHÜT

-Gönlümüzden geçen, oranın tamamen yeşil alan haline getirilmesi. Çünkü nefes alacak yerimiz yok. Görüşmelerde yaklaşık 16 bin 500 m2’lik kullanılabilir yeşil alan projesi için anlaşıldı. Şu an Topağacı Otoparkı olarak kullanılan 2 bin 200 m2’lik alan da projeye dahil edilecek. 18 bin 700 metrekarelik yeşil alan deprem toplanma alanı olarak da kullanılabilecek.

Teşvikiye Mahallesi sakinleriyle buluştuk projeyi anlattık. Açık hava toplantıları yaptık. Geniş katılım oldu. Bilgilendirme noktası kurduk. İnternet üzerinden anket yapıyoruz, halen sürüyor.

RUHSATI BİZ VERMESEYDİK

Keskin, vatandaşların sorularını da yanıtladıklarını aktardı:

“Böyle bir yapıya ihtiyaç var mı? Hayır bence de yok. Ama ruhsatı belediye vermeseydi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kendi yetkisini kullanacağını hatırlattı. O zaman da bizim açımızdan önemli olan şu: Hizmet götüreceksek en doğru çözümler neyse onu bulmalıyız.”

CHP VE İMAR

Bu görüşme, kısa süre önce yazdığım diğer projeyi hatırlattı. Yine Emlak Konut GYO’nun ihale ettiği Ankara Saraçoğlu mahallesindeki “restorasyon” projesini. Ruhsatı veren Çankaya Belediyesi’ni eleştirdim, ardından Başkan Alper Taşdelen’in cevaplarına yer verdim.

CHP’li Şişli ve Çankaya Belediyeleri’nin iki ayrı projedeki yaklaşımlarından anladığım şu:

CHP’li yerel yönetimler, yürütmeyi durdurma veya iptal kararı çıkmamışsa (“bu ortamda nasıl çıkar” sorusu meşru) iktidar aygıtından gelen ruhsat talebini olumlu değerlendiriyor. İdari olarak buna mecbur oldukları görüşündeler.

Ruhsat verilmezse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın zaten kendi yetkisini kullanacağı için de o aşamada seçmenlerinin yararına olacak birtakım “taviz”ler müzakere ediliyor.

HANİ KAMU YARARI?

Mahalle sakinleri adına, idari yargıda açılan davada avukat Özge Çetin, “İptali istenen yapı ruhsatıyla birlikte imar planı işlemlerinin kamu yararı açısından incelenmesi zorunlu” vurgusunu yapıyor.

Dava dosyasından konuyla ilgili bölüm şöyle:

“Davalı taraflar, iptali istenen idari işlemlerde kamu yararı olduğunu gösteren herhangi bir iddia delil ileri sürememiştir. Oysa iptali istenen işlemlerin kamu yararına uygun olması, olmazsa olmaz bir koşuldur.”