Yarın tarihi bir gün. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışının 100. yılı. Adaletsiz infaz yasası için geçen hafta uzun müzakereler yapmış TBMM’de, 23 Nisan özel oturumunun, düşük katılım ve sade bir törenle gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Sebep Covid-19 riski. Nasıl bir virüs ise:

Saray talimatıyla TBMM’den geçmek zorunda olan bir yasaya gerekli sayı bulunup oylama yapılıncaya kadar vekillere bulaşmamakta ama Atatürk’ün Saray’a başkaldırarak topladığı TBMM’nin 100. yıldönümü söz konusuysa bulaşıcılığı artıyor.

Çocukların aklını bu kadar küçümsemeseniz keşke.

23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı kutlu olsun.

DAĞITIM DMO’YA AMA

Maske başta olmak üzere, Covid-19’a karşı koruyucu malzeme sıkıntısı sürüyor. Canlarını ortaya koyan hekimler, sağlık personeli, malzeme erişiminde güçlük yaşar, vatandaş, parasız maske için evde SMS beklerken, diğer ülkelere tıbbi malzeme yardımı için kalkan uçaklar tartışılıyor.

Araştırdım. Türkiye’de koruyucu tıbbi malzeme konusunda  malzeme ve üretim sorunu yok. Dağıtım yetersizliği, koordinasyon zaafları ve üreticilere getirilen ihracat yasağının yol açtığı tepkisel sonuçlar, polis baskınları krizi büyütmüş.

Dün akşam AA üzerinden açıklanan “Maskeleri DMO dağıtacak” haberininin perde arkasında önemli tartışmalar var. Bir kere Sağlık Bakanlığı gözetiminde kurulmuş Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. (USHAŞ) bu ölçekte dağıtıma yetecek kurumsal kapasitede olmadığı anlaşıldı. Hafta sonu iki toplantı yapıldı. İlki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ikincisi Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir’in başkanlığında, DMO Genel Müdürü Mücahit Özdemir, USHAŞ Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya’nın katılımıyla.

Koruyucu malzeme üreticileri, ihracat yasağının kendileriyle birlikte ekonomiyi de baltaladığını, bütün Türkiye’ye yetecek üretim ve malzeme bulunduğunu, ihracat yasağı kalkarsa kendilerinin de bu sürece katkıda bulunacağı görüşlerini iletmiş.

HİBE KARŞILIĞI İHRACAT

Maske dağıtımını DMO’nun yapması, USHAŞ ile sözleşme imzalayan 250’nin üzerinde maske, koruyucu tulum tedarikçisi firma sözleşmelerinin DMO’ya geçmesi demek. Ama devlet yönetimi ve mali kaynakların dağıtımı açısından çok daha önemli bir başlık var: Yeni sistemde “hibe karşılığı ihracat izni” tartışıldı. Yeni sisteme göre salgın için ihtiyaç olan maske ve koruyucu giysiyi hibe etmeleri karşılığında, isteyen firmaya ihracat izni verilecek.

“Hibe” sisteminin ayrıntıları toplantıda kararlaştırılmış. DMO sitesinde yayımlanan sözleşme örneğinde “hibe” kelimesi geçmiyor. Buna karşılık üreticinin ücret talep etmeyeceğine ilişkin bir madde ile “ürün sayısı” ile “ihracat izni verilecek sayı” diye hazırlanmış tablonun “hibe” anlamına geldiği belirtiliyor. Şöyle:

- 1 adet cerrahi maske teslimi, 1 adet cerrahi maske ihracat izni

- N95 maskede 1 adet teslim, 1 adet ihracat izni

- Koruyucu tulumda 1 adet teslim, 2 adet ihracat izni

Bir de çapraz teslim sistemi var:

- 2 adet N95 maske, 1 adet koruyucu tuluma

- 20 adet cerrahi maske, 1 adet koruyucu tuluma

- 10 adet cerrahi maske 1 adet N95 maskeye eş sayılacak.

Devletin koruyucu malzeme üreticisinden satın alma yerine açık açık “hibe”ye zorladığı bir ihracat izni...

Bakalım bu salgında daha neler göreceğiz.

“Salda kumunun yüzde 90’ı”


Salda Gölü’ne millet bahçesi yapan Güngör Tarım İnşaat’ın kumları taşımasına dair yazım üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman aradı. İlerde geniş yer vermek üzere, Kahraman’ın paylaştığı bilgileri özetliyorum:

- Firma, 2 yıldır gösterdiğimiz özene, çabaya büyük hasar verdi.

- Kumlar bir başka yere değil, beyaz adalardan Yeşilova Halk Plajı’na götürülmüş. İyi haber: Ekolojik rehabilitasyon mümkün. Taşınan kumun yüzde 90’ını geri kazanabileceğiz. Bu tespit, sahaya birlikte gittiğimiz biyoloji ve jeoloji hocalarımızın raporuna dayalı.

- Hocalarımız “İvedilikle taşınmalı” dedi. Hemen başladık. Kürekle alınıyor, el arabasıyla taşınıyor, tırmıkla seriliyor.