Türkiye çok ilginç, bir o kadar da sancılı bir dönemden geçiyor. Bütün dünyayı sarsan ve değiştiren Covid-19 salgını ileride farklı “okumalara” açık tarihsel bir dönem olacak. Bu satırlar yazılırken TBMM Genel Kurulu’nda salgın hastalığın yol açtığı risklerin gerekçe gösterildiği infaz yasa teklifi görüşülüyordu. Hükümlü ve tutukluları işlediği suçlara göre ayıran bu teklif, düşünceleri dolayısıyla cezaevinde bulunan yurttaşları hastalık tehlikesiyle başbaşa bırakabilecek.

Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanan, dahası meslekleri, yaptıkları işleri bu özgürlüğün kullanılmasıyla doğrudan bağlantılı olan yurttaşlar cezalandırılmaya devam edecek. Neden? Terör suçunun kapsamı iktidarın anlayışına göre genişletildiği için. Sanki cezaevlerinde Covid-19 pozitif çıkmak için suç türü ayırıyormuş gibi...

Aynen kabul edilirse hukuksuzlukları derinleştirecek olan bu yasa TBMM’de görüşülürken, diğer yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” adlı bağış kampanyası devam ediyor.

TÜRKİYE’NİN FOTOĞRAFI

Türkiye’nin bir başka fotoğrafını çeken bu kampanya internet sayfasında ilan ediliyor. Günlük olarak da güncelleniyor.

Liste en yüksek bağışlardan başlıyor. Tutarlara göre sıralanıyor. Bağış profilinde öncelikle kamu sermayeli şirketler yer alıyor. Mesela Merkez Bankası 100 milyon TL bağışlamış. Kamu sermayeli kurum ve kuruluşların bağışlarını “bir cepten öbür cebe aktarmak” olarak nitelemek yanlış olmaz. Ondan sonra da sermaye şirketleri ve kişilerin bağışlarını görüyoruz.

İstanbul Havalimanı’nı yapıp işleten şirket ortaklarının bağışlarına bakalım. Meraklısı hatırlayacaktır, 2013’te yapılan ihaleden başlayarak yola beş şirketle çıkan İGA A.Ş. Kolin’in ayrılması ve hisselerini Kalyon’un almasıyla dört şirkete düşmüştü.

İşte bağış listesinde dün itibarıyla Kolin A.Ş. adıyla yapılmış bir bağış yoktu. Buna karşılık halihazırdaki dört ortağın bağış tutarları şöyle:

MAPA İnşaat 10 milyon, Kalyon İnşaat 6 milyon, Limak İnşaat 4 milyon. Listede Cengiz İnşaat, bu isimle yer almıyor. Ancak şirket kolilerle birlikte yaptığı bağış tutarının 34 milyon TL’ye ulaştığını açıklamıştı. Listede Cengiz Holding bünyesindeki Eti Bakır’ın 24 milyon TL bağış yaptığı görülüyor. Grubun bağışı Eti Bakır üzerinden tercih etmesinin kârlılık açısından mali bir karşılığı olsa gerektir.

OSMANGAZİ MÜTEAHHİDİNDEN 7 MİLYON

Belirttiğim gibi bağış listeleri ilan ediliyor ancak görünür kılmak açısından bazı tutarları ve şirketlere yer vermek yararlı olacaktır. Taahhüt sektörü açısından bakıldığında, yap-işlet-devret modelli Osmangazi Köprüsü müteahhitlerinden Özaltın İnşaat’ın 7 milyon, Fettah Tamince’nin sahibi olduğu Sembol Yatırım’ın 5 milyon, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, yeni açılan Millet Kütüphanesi’ni, devam eden Yargıtay  binasını yapan Rönesans Holding bünyesindeki REC Uluslararası’nın 3 milyon 900 bin, Avrasya Tüneli’ni işleten ortaklıkta yer alan Yapı Merkezi’nin 2.5 milyon TL bağış yaptıkları yer alıyor.

Bağış listesindeki en küsuratlı tutar ise Akkuyu Nükleer A.Ş. şirketinden gelmiş: 3 milyon 290 bin 750 TL. Partili Cumhurbaşkanlığı öncesinde uzun süre bakanlık yapan Nihat Zeybekçi de ortağı Rıza Akça ile birlikte Aktur Araç muayene şirketi olarak 2 milyon TL bağışlamış.

Bağış listesinde daha pek çok kişi ve kurum yer alıyor. Daha da sürecek. Bu tutarların harcama usulleri ve sonrasında da vergiden düşülüp düşülmeyeceğini bilmek de kamuoyunun hakkı.

Neden mi? Çünkü Cumhurbaşkanı’nın başlattığı kampanyalarda yapılan bağışlar gelir ve kurumlar vergisinden indirilebilse de bu avantaj mecburi değil... Yani isteyenler bu tutarları vergi matrahından hiç indirmeyebilirler. Belki de “milli dayanışma” tam da bu noktada kendisini gösterecektir, kimbilir.