İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce (İBB) düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı, alanında yetkin bilim insanı, hukukçu ve uzmanların görüşlerini demokratik bir ortamda ifade etmesine zemin oluşturdu.

Önemli not: Sekiz başlıkta 40 konuşmacı konuştu. Ama projeyi destekleyen bilim insanlarından kimse yoktu. Sebebi mi? Davet edildikleri halde katılmadılar. Sunumların bir kısmından başlıklar paylaşalım:

- Nusret Suna (İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı): Akla zarar bir projeyi konuşmak ve neden yapılmaması gerektiğini yetkili mercilere anlatmak çok yorucu.

- Prof. Naci Görür: Kanal Küçükçekmece/Marmara arasındaki en zayıf halkaya yapılıyor. Bu kesim depremden en şiddetli şekilde etkilenecek.

- Prof. Haluk Eyidoğan: Dinamit atımı, sismik enerji olarak 3.8 büyüklüğünde depreme eş değer enerji çıkacak. Öncelik İstanbul’u depreme hazırlamak olmalı, coğrafyamızı parçalayan kanala değil.

- Prof. Murat Balamir: 75 milyar TL paramız varsa, bu parayı İstanbul’un gelecekteki büyük depreme hazırlanması ve yıkım ve ölüm risklerinin azaltılması için harcayalım.

- Doç. Ceren Zeynep Pirim: Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iptali, savaş uçaklarının Boğazlar’dan geçememe kuralının yok olmasına sonuç açacaktır. Türkiye’nin sözleşmeyi bozmadan statükoyu devam ettirmesi gerekiyor

- Dr. Rıza Türmen: Boğazın yanına paralel bir kanal açma girişiminin dünyada eşi benzeri yok. Montrö’nün ortadan kalkması Rusya’nın Karadeniz anlayışının değişmesine yol açacak.

- Av. Mehmet Durakoğlu: Kanal İstanbul kente karşı işlenmiş bir suçtur. Baromuz takipçisi olacaktır.

- Em. Tuğamiral Türker Ertürk: Kanal İstanbul, ABD’nin tüm dünyada rahatça giremediği tek deniz olan Karadeniz’de hakimiyetini artırma sonucu doğuracak.

- Prof. Haluk Gerçek: İstanbul Boğazı trafiği artmadı, azaldı. Nedenler: Petrol rezervlerinin azalması, Rusya’nın petrol ihracatını Baltık Denizi’nde yapması, Kuzey Buzulları’nın erimesi, boru hatları ve gemi boyutlarının büyümesi.


Engin Akçakoca’dan mektup


İstanbul Üniversitesi, öğrencilere yemek hizmetinde indirimli öğünleri, azaltma kararından -öğrenci tepkisiyle- geri adım attı. Ama bu adım, kartında 1 TL kaldığını duyurarak 20 yaşında hayattan vazgeçen Sibel Ünli’yi geri getirmeyecek. Her gencin gıda ve barınma hakkı için çalışmak zorunda kalmadan eğitime erişmesi devletin sorumluluğunda.

Ancak bu düşüncem dikkate değer bir görüşü paylaşmaya engel değil. BDDK eski Başkanı (Başbakanlığının ilk aylarında Tayyip Erdoğan ile yaşadığı görüş ayrılığı dolayısıyla istifa eden) Engin Akçakoca’dan bir e-posta aldım. Sibel Ünli’nin yaşamdan vazgeçişinden çok etkilendiğini ve toplum olarak hepimizin sorumluluğu bulunduğunu belirtiyor.

Üniversite öğrencilerinin yemek konusunu düşünmek zorunda kalmayacağı koşulların sağlanması gerektiğini, bu konuda dayanışma göstermenin zorunlu olduğunu söylüyor Akçakoca kendisi ve kendisi gibi pek çok kişinin de buna hazır olduğunu vurguluyor, devamla “Çok sevdiğimiz İBB Başkanımız yardımcı olmaya karar versin. Para da bulunur, servis yapacak oto da. Organize olmak için bir öncülük gerekiyor” diyor.

Bizden duyurması.

Uyku kapsülü sözleşmede var mı?


İstanbul Havalimanı’nı yapıp işleten İGA yeni bir hizmet tanıttı. İGA Sleepod adlı uyku kapsülü, dış hatlar terminalinde  saati 9 Euro’ya kiralanmaya başlamış. Battaniye ve yastık isteyen 2 Euro daha ödeyecekmiş. Uykunun vazgeçilmezi battaniye ve yastığın “ek hizmet” sayılması harika bir ticaret. Böylesi ancak kamu özel işbirliği modeline yakışır.

[caption id="attachment_5563958" align="alignnone" width="880"] Çiğdem Toker uyku kapsülü Sözcü[/caption]

Malum bu sözleşmeler “ticari sır” diye halktan ve TBMM’den saklanıyor. Halkın haber alma hakkı adına bilgi verelim. DHMİ’nin İGA ile imzaladığı yap-işlet-devret (YİD) uygulama sözleşmesinde, tahsis edilen gelirler bir liste halinde sıralanır. Dış hatlarda yolcu başına 20 Euro’luk yolcu servis gelirleriyle başlayıp, otopark, emanet, kargo, kontuar CIP diye uzayıp giden bir liste bu. Bildiğim kadarıyla uyku kapsülü, sözleşmedeki listede yer almıyor.

Ama zaman içinde yeni bir hizmet türü ortaya çıkarsa, bunun oluşturacağı gelir türü için İGA’ya hak verildiğini duyduk. “Görevli şirket”in yeni gelir türünü tarifelendirip  DHMİ’nin onayına sunması öngörülüyor. Anlaşılan o ki DHMİ, uyku kapsülünün 9+2 Euro’luk tarifesini (güncel kurla 71.5 TL) onaylamış.

İGA İLE DHMİ YARI YARIYA

Sözleşme uyarınca, sonradan ortaya çıkan yeni gelir kaleminden DHMİ’nin de pay alması öngörülüyor. Gelirin yarısı İGA’nın, yarısı DHMİ’nin.

Yani kapsülde yastık ve battaniye ile bir saat uyuduğunuzda 5.5 Euro’sunun devlete gittiğini düşünüp teselli bulabilirsiniz.