Çarşamba günü İstanbul Beylikdüzü’nde bir tören vardı. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki KİPTAŞ’ın Genel Müdürü Ali Kurt, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şahitliğinde bir protokol imzaladı.

Protokolün başlığı “Gürpınar Siteler Bölgesi Kentsel Dönüşümü – 1. Etap” olarak geçiyordu.

Depremin önlenemeyeceğine ama irade ortaya koyup doğru planlama yaparak büyük bir depremde can ve mal kaybının en aza indirilebileceğine dikkat çeken Başkan Çalık şöyle diyordu:

“Komşularımı göçük altında aramak isteyen bir belediye başkanı değilim. Sorunların altında ezilmeyen, sürdürülebilir kentler yaratmak bizim görevimiz.”

Bir görev ve büyük bir kaygı ancak bu kadar net ifade edilebilirdi.

İmzalar atılmadan önce gösterilen videoda Ekrem İmamoğlu’nun 2017’de Beylikdüzü Belediye Başkanı olarak İBB Meclisi’nde yaptığı konuşmadan bir kesit vardı. İmamoğlu, o videodaki konuşmasında 2016’dan beri istedikleri plan değişikliğini anımsatıp, “Biz sürekli sallanıyoruz. Deprem meselesi siyaset üstü değerlendirilirse memnun oluruz” diyordu.

★★★

Törende söz sırası İmamoğlu’na geldiğinde, 2017’deki o konuşmanın yapıldığı gün hakkında ilginç bir bilgi verdi. Meğer İmamoğlu o gün CHP’li üyeler meclis toplantısını boykot ettiği halde toplantıya katılıp o konuşmayı yapmış. Sırf plan değişikliğini kabul ettirmek için boykotu kırmış ama AK Parti grubu sözünü tutmamış, değişikliği gündeme almamış.

İmamoğlu, riskli binaları nedeniyle kentsel dönüşümün yapılacağı Gürpınar’da 3 bin konutta 15 bin insanın yaşadığını anlattı. Belediye başkanlığı döneminde o binalara gittiğinde hızla çıkmanın yollarını aradığını söyleyen İmamoğlu proje hakkında bilgi verdikten sonra “İstanbul Depremi” gerçeğine dikkat çekti.

Her şehrin, ilgili bakanlığın, belediyelerin, İnşaat şirketlerinin, STK’ların, bankaların, sigorta şirketlerinin temsil edildiği bir deprem konseyine ihtiyacı olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Depreme hazırlık için kentsel dönüşüm, ancak ortak akılla, sistemle yapılabilir. Biz bir model oluşturmak istiyoruz” diye konuştu.

Sadece çatı katlarının “müstakil yapı” haline getirilmesinin dahi dönüşüm maliyetlerini çok düşüreceğini, vatandaşın üzerine düşen yükü azaltacağını vurgulayan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Deprem işi siyasi bir konu değil. Bir bakanın değişmesi meselesi de değil. Geri gelmeyecek canlar meselesidir. İstanbul depremi Türkiye’nin bağımsızlık sorunudur. Önlem alınmazsa, acele edilmezse, olası büyük bir depremde yüz milyarlarca dolarlık bir maliyet, daha da önemlisi büyük can kaybı olacaktır. İstanbul’da deprem olursa ne banka ne sigorta şirketi kalır. İstanbul’da deprem meselesini hiçbir şeyle kıyaslayamazsınız. Biz, beklediğimiz desteği almazsak kaşıkla kamyon doldurmaya devam edeceğiz. Kimse ‘ben çözerim’ diye nara atmasın. Bu tek başına çözülecek bir mesele değil. Bu feryadımızı duyun. Herkesi bu seferberliğe davet ediyorum.”



★★★

İmamoğlu’nun sözleri gerçekten çarpıcıydı. Törenden sonra Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde yürüyüş yaparken, Silivri ve Avcılar’da binaları deprem açısından incelemeye başladıklarını, gelen verilerin iç açıcı olmadığını anlattı. Avcılar’da yüz binadan 20’sinde, Silivri’de yüz binadan 30’unda vatandaşlar “depreme dayanaksız çıkar ve yıkarlar” endişesiyle inceleme yapılmasına dahi karşı çıkmış.

“Bu gece terk edilmesi gereken binalar var” diyen İmamoğlu, vatandaşları ikna edecek, güven verecek bir sistemin oluşturulması gerektiğine ve hızlı davranılmasına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Bu bilgileri dinledikten sonra İstanbul’un en riskli ilçesi Avcılar’ın Belediye Başkanı Turan Hançerli’yle konuştum. Kendisi göreve geldiğinden beri kentsel dönüşüm için çırpınıyor. “Avcılarda durum ne?” diye sordum. Şu bilgileri paylaştı:

“Avcılar’da 10 mahallenin ikisi plansız. O mahallelerde yenileme çalışmaları yürütülemiyor. Planlı alanlarda ise deprem yönetmeliğine uygun olmayan 11 bin 893 bina var. İBB ile yaptığımız çalışmada ortaya çıkan sonuç, 11 bin 893 binanın 8 bin 920’si (dörtte üçü) kesinlikle yenilenmeli. Kalan 2 bin 973 bina ise mutlaka güçlendirilmeli veya yenilenmeli.

369 binanın dönüşümü tamamlandı. Bin 90 binanın dönüştürülme süreci fiilen başladı. 4 bin 450 konut da kentsel dönüşüm sürecine sokuldu, uzlaşma ve projelendirme görüşmeleri başladı.”

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da belediyede “kentsel dönüşüm müdürlüğü” kurduğunu ve binaları taramaya başladıklarını anlatınca, anladım ki İstanbul belediyeleri depreme karşı seferberlik içinde.

★★★

29 Ocak’ta Elazığ, 30 Ekim’de İzmir sallandı. 12 Kasım ise 1999’daki Düzce depreminin yıl dönümüydü. Göçükler, ölüm haberleri canımızı yaktı.

Neredeyse her gün Anadolu’nun değişik bir bölgesinden 4’ten büyük bir deprem haberi geliyor. Bu, büyük depremin de yaklaştığının sinyali gibi görülmeli.

Unutmayalım ki o büyük depremde karşımıza çıkacak rakamlar maalesef Elazığ’da, İzmir’de karşımıza çıkan rakamların binlerce, hatta on binlerce katı olabilir. O nedenle bu feryada kulak verilmeli. O deprem her an olabilecekmiş gibi hareket edilmeli. İmamoğlu’nun da altını çizdiği gibi:

“İstanbul Depremi” Türkiye’nin bağımsızlık sorunudur!