İki asistan doktor.

Ebubekir Yılmaz ve Simge Kantarcı.

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin kadın doğum servisinde rutin bir gün geçiriyor, sezaryenle doğum yapan hastalarıyla ilgileniyorlar.

O sırada servise bir kadın ve eşi giriyor. Meslektaşları ilgileniyor. Kadının düşük yaptığı anlaşılıyor. İkinci düşük olunca eş öfkeleniyor. Ortalığı birbirine katıyor. Yumrukları tekmeleri havada uçuşuyor. Hıncını o sırada başka hastalarla ilgilenen Dr. Ebubekir Yılmaz’dan çıkarmaya çalışıyor. Yumruklar, tekmeler...

Meslektaşı Simge Kantarcı araya giriyor. Hasta yakınını engellemeye çalışıyor.



O da yumruklardan, tekmelerden nasibini alıyor.

Olay bittiğinde iki doktor da ciddi darp edilmiştir. Dr. Yılmaz’ın yüzünde yaralar, kaşında açılma, bileğinde ezikler, morarmalar. Dr. Kantarcı’nın da sol elinde, bileğinde durum aynı. İki el de bilekten alçıya alınmıştır.

Olay haliyle karakola yansıyor. İfadeler alınıyor. 10 gün iş göremez raporu alan doktorlar şikayetçi oluyor. Polis saldırgan hasta yakınının da ifadesini alıyor. Sonuç ne biliyor musunuz? Hastaneyi birbirine katan, doktorları darp eden şahıs SERBEST KALIYOR.



İzmirli bir kadın. Siyasetçi, iş insanı: Banu Özdemir

İzmir’in bazı camilerinden 9 saniye Çav Bella şarkısı çalınınca ilgili görüntüleri yorumsuz üç mesajla sosyal medyada paylaşıyor. Ardından dördüncü mesajında şunu soruyor:

“Şaka bir tarafa, İzmir Karşıyaka, Konak, Bornova, Buca gibi birçok ilçede farklı camilerden Çav Bella şarkısı çalındığı videoları gördük. İzmir İl Müftülüğü bu konuda bir açıklama yapacak mı?”

Kısa süre içinde sosyal medya linçine uğruyor. Konu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündemine giriyor. Gözaltı dahi gerektirmeyecek bir suçlama söz konusu olduğu halde, emir Ankara’dan geldiği için gözaltına alınıyor. Polis, raporunda ezan olayı ile ilgisi olmadığını, görüntüleri olaydan 90 dakika sonra İhlas Haber Ajansı’ndan indirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Buna karşın,  Banu Özdemir apar topar TUTUKLANIYOR.



Eren Yıldırım, Adana/Yüreğir CHP Gençlik Kolları Başkanı.

Annesi, babası ve küçük kardeşiyle iftar sonrası yürüyüş yaparken Yüreğir Kaymakamlığı’nın önündeki patates ve soğan çuvallarının AK Partili Yüreğir Belediyesi’ne taşınmasına tepki gösteriyor. “Büyükşehir Belediyesi’ne neden göndermiyorsunuz” diye soruyor. Sorusuna sinirlenen bir Kaymakam koruması, silahını çekiyor, Eren’in küçük kardeşinin karnına dayıyor. “Halka silah mı çekiyorsunuz” diyerek annesiyle birlikte tepki gösteriyor. Olay karakola yansıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemine alınıyor. Emir Ankara’dan gelince vatandaşa silah çeken korumaya soru dahi sorulmuyor, bir yanlışa itiraz eden Eren korumayla İTİŞ-KAKIŞ yaşadı diye TUTUKLANIYOR.

★★★

Ben iki TUTUKLAMA ve bir SALIVERME kararı aktardım. Eminim siz de 50 kişilik saldırı listesi olduğunu TV’lerden açıklayan, komşusunu dahi tehdit eden o kadının ya da bazı kadın meslektaşlarımızı “tecavüzle” tehdit eden meczupların yargıdaki DOKUNULMAZLIĞINI anımsamışsınızdır.

Sağlık çalışanlarına minnettarlığımızı her fırsatta dile getirdiğimiz şu salgın günlerinde iki genç doktoru hastanelik eden saldırgan tutuklanmıyor. Bir genç, bir korumayla İTİŞ-KAKIŞ yaşadığı için tutuklanıyor. 50 kişilik listesi olduğunu öldürmeye üst komşusundan başlayacağını söyleyen kadın adliyede adeta kırmızı halı ile karşılanıyor, “Camilerden şarkı çalınmasına müftülük ne diyecek” diye soran kadın bayram seyran demeden tutuklanıyor.

İddia ediyorum: Doktorlara saldıran şahıs ile liste açıklayan o kadının CHP ile en ufak bir bağlantısı olsaydı, şimdiye dek sosyal medyada linç edilirdi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan onların üzerinden CHP’yi hedef alırdı ve saldırganlar tutuklanırdı.

Salgın günlerinde sağlık çalışanları üzerinden bu kadar çok nemalanan bir iktidara, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya ve tabanına soruyorum: İki doktora saldıran, hastanede terör estiren saldırganın serbest kalmasına niye aynı hassasiyeti göstermediniz?

ADALETİNİZ BU MU SİZİN?