2016’nın yılının ekim ayıydı. ABD’de Şikago şehrinin banliyölerinden Forest Park’ta bulunan mezarlıkta başlarında arkeolog olan bir grup gönüllü, bir alanı çevreleyip kazmaya başladı. Seçtikleri yer 1893’te o Forest Park Mezarlığı’nda inşa edilen Haymarket Şehitleri Anıtı’nın hemen güney batı köşesiydi.

Dikkatlice kazdılar ve nihayet bir süre sonra aradıkları şeye ulaştılar. Boyu 62, çapı ise 30 santim olan boru şeklinde bir taştı. Belki de kalıpta hazırlanmış bir beton. Üst tarafında ise ağaçtan oyulmuş bir kapak vardı. Çevresini adeta elleriyle kazıp temizlediler.

6 Kasım 1892’de Haymarket Şehitler Anıtı’nın inşası için bir tören düzenlenmişti. Kapsül de 7 Kasım 1892’de törenden bir gün sonra gömülmüştü. Kapsülden bazı mahkeme tutanakları, bir grup mahkumun ailelerine yazdığı mektuplar, fotoğraflar çıkıyordu. O günlere ilişkin çok sayıda da gazete kupürü vardı. En ilginci 7 Kasım 1892’de yani kapsülün gömüldüğü gün yayınlan bir gazete haberinin kupürüydü. Haberin konusu, bir gün önce yani 6 Kasım 1892’de şehitliğin inşası için düzenlenen törendi. Haberde törendeki konuşmacılardan birinin şu sözlerine yer verilmişti:

“Gelecek nesiller bu kayıtları kazıp çıkardıklarında ve okuduklarında, 19. yüzyılda böyle bir barbarlığın nasıl hoş görülebildiğini merak edecekler.”

★★★

Konuşmacının “barbarlık” olarak söz ettiği şey, 4 Mayıs 1886 gecesi, Şikago’da Haymarket Meydanı’nda yaşanan katliam ve sonrasındaki yargılamalardı. Yargılamalara konu olan, fotoğraf ve mektupların sahipleri ise o dönemin anarşist işçi liderleri.

İşçi hakları için mücadele eden insanlar bu olayı iyi bilir ama yine de Haymarket olayının ne olduğunu anımsatayım:

1 Mayıs 1886’da Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu, “8 saatlik çalışma süresi” için büyük bir grev örgütlemişti. Konfederasyonun çağrısıyla Amerika’nın birçok eyaletinde yüzbinlerce işçi greve başlayıp sokaklara inmişti. Eylemler 1 Mayıs günü bitmediği gibi, bazı kentlerde işçiler polis ve çetelerin saldırısına uğramıştı. 4 Mayıs 1886 gecesi son günlerde grevci işçilere yapılan kötü muameleyi protesto etmek isteyen binlerce işçi Haymarket Meydanı’na toplandı. Çoğu Almanya göçmeni olan anarşist işçi liderlerinin ateşli konuşmaları akşam saat sekizde başlamıştı. Saat 10 olmasına karşın konuşmalar hala sürüyordu. Eylemcilerin çoğu meydandan ayrılmış, alandaki insan sayısı artık yüzlerle ifade edilebilecek kadar azalmıştı. O sırada bir köşeden 180 kişilik bir polis kuvveti belirdi. Düzenli bir şekilde konuşmaların yapıldığı platforma yaklaşmaya başladılar. Platformun çevresindeki işçilerle polis arasında arbede yaşanıyordu. Tam o sırada bir bomba patladı.

Altmıştan fazla polis yaralanmıştı. Diğer polisler de kalabalığa ateş açmaya başlamıştı. Biri olay yerinde toplam 7 polis ölmüştü. Göstericilerden de çok sayıda ölü vardı. Sonrası tam bir cadı avına döndü. Yüzlerce işçi gözaltına alındı. İşçi liderleri Albert Parson, August Spies, Samuel Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg ve Oscar Neebe tutuklu yargılanmaya başlandı ve hepsi idam cezasına çarptırıldı. Oysa uzun süren yargılamalar sırasında bombanın bu işçiler tarafından atıldığı kanıtlanamamıştı.

Louis Ling idam edilmesine kısa bir süre kala cezaevinde intihar etti.

Sosyalist İşçi Gazetesi’nin yayıncısı ve başyazarı August Spies, 1893’te idam edildi ama yargılamalar sırasındaki “Sessizliğimizin bugün kendisini boğan gürültüden daha güçlü olduğu günler gelecektir” sözleri tarihe geçti.

Mahkeme heyeti Albert Parsons’a “af dile, idam cezasından kurtul” teklifinde bulundu. Af dilekçesini vermeyi reddeden Parsons, gerekçesini şöyle açıkladı: “Bütün dünya suçsuz olduğumu biliyor. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil emekçi olduğumdan asılacağım.”

George Engel ve Adolph Ficher’in kaderi de Spies ve Parsons ile aynı oldu ve 1893’te beraber idam edildiler. Samuel Fielden, Michael Schwab ve Oscar Neebe’nin idam cezası daha sonra müebbet hapse çevrildi.

2016’da Forest Park Mezarlığı’nda zaman kapsülünün hemen üzerinde bulunan küpten çıkan küllerin de 1916’da ölen Oscar Neebe’ye ait olduğu anlaşıldı.

İşçi sınıfı Haymarket mitingini ve idam edilen işçi liderlerini unutmadı. 1889’da toplanan 2. Enternasyonal’de Fransa’dan bir delege 1 Mayıs’ı onların anısına “emek ve dayanışma günü” ilan etmeyi teklif etti. Teklif kabul edildi.

O günden sonra bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 1 Mayıs işçi bayramı olarak kutlanır oldu. Ne yazık ki kanla, canla, alın teriyle kazanılmış olan işçi haklarının sembolü olan 1 Mayıs’ın Türkiye’deki tarihi de kanla yazıldı.

Bu vesile ile 1977 yılında İstanbul Taksim’deki 1 Mayıs kutlamalarında yaşamlarını yitiren 34 emekçiyi de saygıyla anıyorum.

Yaşasın 1 Mayıs!

Haymarket Şehitler Anıtı, idam edilen işçiler anısına yapıldı.