Ankara’da üniversite okurken yılda en az üç kez otobüsle Kars- Ankara arasında gider gelirdim.

Kars’tan Mercedes 0302 model otobüslerle öğleden sonra saat 5’te yola çıkar, ertesi sabah saat 10’da Ankara’ya varırdık.

Yol boyunca en az üç ihtiyaç molası verirdik. Otobüsteki sigara dumanından perişan olduğumdan, o molalarda kendimi dışarı zor atardım.

16-17 saatlik yolculuk sırasında muavin yolculara bilmeceler sorardı.

En büyük ödül mola yerinde şoförlerin özel menüsüne ortak olmaktı.

Özellikle Kars’a dönüş yolunda bazı yolcular duygu yoğunluğu yaşar yanık türküler söylerdi.

Kış aylarında yolculuk ediyorsak, Erzincan-Sivas arasındaki Kızıldağ ve Sakaltutan geçitlerini aşana dek yüreğimiz ağzımıza gelirdi.

Aynı otobüste Kürt, Terekeme, Azeri ve yerli yolcular bir arada tam bir Türkiye özeti olurduk.

Anadolu’nun uçsuz bucaksız dağlarında, platolarında kıvrıla kıvrıla ilerlerken, camdan izlediğim köy evlerinden gelen cılız ışıklara dalar, o evlerde yaşayan ailelerin yaşamlarını merak ederdim. Genelde de “bütün yoksullar, benzer yaşamlar sürer” diyerek, kendi yaşamımıza benzer yaşamlar yakıştırırdım.

Üniversite hayatı bitti, işe başladım, bir nevi Ankaralı oldum ama Ankara-Kars seyahatlerime son vermedim.

★★★

Bu yılki yolculuğum da arabayla geçen çarşamba sabahı saat 7’de başladı.

Artık ne arabalar eski arabalar, ne yollar eski yollar. 16-17 saatlik yol, 13-14 saate inmiş vaziyette (bu vesileyle AK Parti iktidarının Türkiye’ye bıraktığı en önemli mirasın bölünmüş yollar olduğunun altını çizip, bir hakkı teslim edeyim).

Kızıldağ’dan inerken Refahiye’ye dek süren bozuk satıhlı yollar, 75 yaş üstü yolcularımı perişan edince Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman’ı arayıp espri yaptım: “Binali Bey sahneden çekildi diye artık Erzincan’a bakmıyorlar mı? Bu yolların hali ne?”

Kızıldağ’da ne yaparlarsa yapsınlar yollardaki sorunu çözemediklerini anlattı ama müjde verdi: Refahiye’den sonra Avrupa gibi olacak.

Gerçekten de öyleydi. Refahiye’den Erzurum’un Horasan İlçesi’ne dek muhteşem bir yolda yolculuk ettik. Zaman nasıl geçti anlamadık.

Gelin görün ki Horasan’ı geçince her zaman kullandığımız Kars yolunun kapandığını fark ettik. İşaret tabelaları bizi Şenkaya yoluna yönlendiriyordu. Girdiğimiz yol eski köy yolları gibiydi. İçimden “Kars’a kadar böyle değildir umarım. Yeni yol yapılıyordu, birazdan düzelir” diye geçirdim.

Heyhat!

Yol hiç düzelmediği gibi daha da kötüleşti. TIR’ların, yolcu otobüslerinin, tarım araçlarının da güzergahı olan o tek şeritli, inişli çıkışlı yılan gibi kıvrılan yollarda tam 3 saat geçirdik. 75 yaş üstü yolcularım yedikleri içtikleri ne varsa çıkardılar. Korona korkusundan uçağa binmedikleri için pişman oldular.

Önümüzde giden İtalyan plakalı bir TIR, Karaurgan Köyü’nde köprüde sıkışınca “eyvah eyvah” dedim. Yolun ne zamana kadar ve neden böyle olduğunu bilen birini aradım.

“Karakurt Barajı ile karayolu aynı zamanda başlamıştı. Özel sektör barajı bitirdi, barajda su tutuldu, mevcut yol su altında kaldı ama devlet yeni yolu tamamlayamadı. 7-8 ay daha o yola mahkumuz.”

Alın size kara haber. Belli ki Karslı olan Ulaştırma eski Bakanı Ahmet Arslan görevden ayrıldıktan sonra iş yavaşlamış, zamanında tamamlanamamış.

Kışın o yol nasıl olur, o devasa tırlar, otobüsler oradan nasıl geçer düşünmek bile istemiyorum.

★★★

Tesadüf bu ya Sarıkamış’a girerken, Ahmet Kaya, Ahmed Arif’in “Oy Havar” şiirini okuyordu.

“Üsküdar’dan bu yan lo kimin yurdudur?” mısraını duyunca dayanamadım ve “Horasan’dan bu yan lo kimin yurdudur” dedim.

Bu nasıl sahipsizliktir? Kars’a, Ardahan’a, buralarda yaşayanlara reva mıdır bu çile?

DSİ’nin bağlı olduğu Bakanlığa, Ulaştırma Bakanlığı’na, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne iki sorum var:

1 - Bir şirketin üzerine baraj yapıp kullanılamaz hale getirdiği yolun yerine neden devlet yol yapıyor?

2 - Devlet madem yolu bitiremedi. Neden barajda su tutulmasına izin verip mevcut yolu yok ettiniz? Aceleniz neydi? Şirket bir an önce para kazanmaya başlasın mı istediniz?

Bu arada aklınızda olsun: Yeni yol kar düşene dek bitirilip açılmazsa Horasan-Sarıkamış arasında kış boyu yaşanacak bütün kazaların ve ölümlerin vebali üzerinizde olacak!