Sosyal medyada “kopyala-yapıştır” metinlerin insanları bunaltacak kadar çok paylaşıldığı kampanyalara karşı önyargılıyımdır. Farklı hesaplardan gelseler de tekrarlayan mesajları görünce talebin ne olduğuna bakmaksızın hızlıca sosyal medyadan uzaklaşırım.

Neyse ki “bedelli askerlik” rutin uygulama haline geldi de “bedelli askerlik çıksın” mesajlarından kurtulduk. Bir ara üşenmeyip, bir taraftan onlarca “bedelli askerlik çıksın” mesajı atıp, diğer taraftan ısrarla “Mehmetçik Suriye’ye” diyen hesapları araştırmıştım. Hiç de azımsanmayacak kadar fazla bulmuştum.

İnfaz indirimi ve denetimli serbestlikle ilgili yasa çıkınca neyse ki “af çıksın” mesajları da bitti.

Salgın ve ekonomik kriz nedeniyle Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın (EYT) umutları kırılmış olsa gerek bu aralar pek sessizler.

Sosyal medyadan son zamanlarda en çok gelen mesaj ise “karşılıksız çeke hapis cezası kaldırılsın” talebini içeriyor.

“Çeki kesip karşılığını alırken iyiydi” diyenlerden değilim ama meselenin çok fazla insanı ilgilendirmediğini sananlardandım.

★★★

Ancak, önceki gün bu konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan Haydar Zirek’le konuşunca bakış açım değişti. Hatta kendilerine sosyal medyada insanları bunaltan kampanyalar yapmak yerine dertlerini muhataplarına doğrudan aktarmalarının daha faydalı olacağını söyledim.

Öncelikle çekini zamanında ödemeyen insanların, büyük ölçüde işleri bozulan ve çek hesabına para yatıramayan işletmeciler olduğunu unutmayalım.

İşlerinin bozulma nedeni ne mi?

Aralarında geliri gideri düşünmeden ha bire çek kesip altında kalanların “bireysel başarısızlık hikayesi” de olabilir. Ancak genel neden olarak “ülkenin ekonomik durumu” gösteriliyor.

O durumu biraz açayım:

- Yatırım yapıyor, dolarla makina ve hammadde alıyor. Ürünü TL ile satıyor. Dolar kuru iki katına çıkıyor, hesap alt üst oluyor.

- Zam yapınca ürettiğini satamıyor, fiyatı sabit tutunca zarar ediyor.

- Birçok esnaf benzer durumda olduğu için alacağını alamıyor, almak için yasal yollara başvurunca karşısına konkordato ilan edilmiş bir şirket çıkıyor. Haliyle tek kuruş alamıyor.

- İhracat yapayım diyor, maliyetlerin yüksekliği nedeniyle rakipleriyle baş edemediği gibi küresel salgın nedeniyle pazarını hepten kaybediyor.

- Kamuya iş yapıyor. Hak ediş imzalanmıyor. Hak ediş imzalanınca ödenek bulunamıyor. Ödeme takvimi sarpa sarıyor.

★★★

Biliyorsunuz 2012’de karşılıksız çeke hapis cezası “Anayasaya aykırı” gerekçesiyle kaldırılmıştı ve AK Parti,  2011 seçimleri öncesinde bunu bir seçim yatırımı olarak kullanmıştı. Seçim meydanlarında kamuoyuna “ekonomimiz karşılıksız çekleri, bütün içinde görünmez hale getirecek kadar güçlü” mesajı verilmişti.

Ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Çekler patladı. “Hapis cezası olmayınca suiistimal edildi” denilerek 2016’da yeniden hapis cezası getirildi. “E hani borca karşı hapis cezası anayasaya aykırıydı” diye sorulunca “hapis cezası karşılıksız çeke değil, verilen idari para cezasının ödenmemesine kesiliyor” yanıtı verildi.

Haydar Zirek’in verdiği bilgiye göre şu anda 336 bin 589 kişiye ait 1 milyon 216 bin 176 karşılıksız çek var. Üstelik her yüz liralık adli para cezası için bir gün hapis cezası veriliyor. Üst sınır ise 5 yıl. Bu kadar çok karşılıksız varken bütün borçlular hapse girerse özel “çek hapishaneleri” yapılsa yeridir.

★★★

26 Haziran’da karşılıksız çek mahkumlarına ceza miktarının yüzde 10’unu ödemek için verilen süre doluyor ve çok sayıda insan zaten dibi gördüğü için bırakın yüzde 10’u, yüzde 1’i dahi ödeyemeyecek durumda. Haliyle çoğuna yeniden cezaevi ya da “kaçak yaşam” yolu görünecek. Çünkü sahte çek koçanı basarak birilerini dolandırsanız infaz indiriminden, denetimli serbestlikten yararlanıp serbest kalıyorsunuz ama iflas edip kestiğiniz çekin karşılığını ödeyemiyorsanız, bu düzenlemeden yararlanamıyorsunuz.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “salgınla mücadelede normalleşirken AVM’ler açıldı TBMM açılmadı” eleştirilerine, “şu dönem acil bir şey de yok” yanıtını vermişti.

İŞTE SİZE ACİL BİR İŞ!

Hadi bir el atın da 26 Haziran’a kadar çözün şu işi.