Kadınlar, “Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekilsin” diyenlere karşı çok akılcı, çok yaratıcı kampanyalar yapıyor. “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganı ile siyah beyaz fotoğraf paylaşıp meydan okumaları, dünyaca ünlü isimlerden de büyük destek gördü. Bir süre sonra erkekler de benzer fotoğraflarını “Erkekler kadınları destekliyor” sloganıyla birlikte paylaşarak kampanyaya destek vermeye başladı. Ancak, kadınlar bu desteği yeterli görmeyip, İstanbul Sözleşmesi Kampanyası’nın Instagram hesabında (@istanbulsozlesmesikampanyasi) “Eşitlikçiliğin ilk 11’i”ni yayınladılar ve erkeklerden en çok önemsediklerini seçerek sosyal medya hesaplarından #istanbulsozlesmesiyasatir etiketiyle birlikte paylaşmalarını istediler.
İşte o 11 madde:

1- Ailede, sokakta, iş yerinde, şiddetin hiçbir türüne sessiz kalmıyorum.

2- “Ama” ile başlayan cümleler kurarak şiddetin bahanesini aramıyorum.

3- Kadınlara nasıl davranacaklarını söylemek yerine onları dinlemeye ve duymaya öncelik veriyorum.

4- Toplu taşımada, sokakta ve tüm kamusal alanlarda, kadınların sosyal mesafe ve özel alan ihtiyacını gözetiyorum.

5- Kadını değersizleştiren her türlü söylem ve genellemelerden kaçınıyorum.

6- Cinsiyetçi şakalara gülmüyorum, bunların yaygınlaşmasına yardımcı olmuyorum.

7- Bir kadının sözünü kesmiyorum bazen susarak kadınların daha fazla söz almasına yardımcı oluyorum.

8- Karşı tarafın duygu ve düşüncelerini yok saymıyorum, kendimi üste çıkarak savunmuyorum.

9- Erkek olarak sahip olduğum gücü ve ayrıcalığı kadınların sesini duyurması ve eşit katılımı için kullanıyorum.

10- Toplantı, panel, yönetim kurulu alanlarında kadınların eşit temsiliyet şartını arıyor ve gözetiyorum.

11- Çocuk bakımı ve ev işlerine “yardım ettiğim” için alkış beklemiyorum, dengeli ve eşit iş bölümü için sorumluluk alıyorum.

Şimdi ise kadınlarla empati yapabilmemizi sağlayacak bir testi ilginize sunuyorum. Hilal Baykara ile Sait Beyazyürek hazırlamış, Pınar İlkiz de sosyal medya için görselleştirmiş. Başlığı “ayrıcalıklarınızdan vazgeçmeye var mısınız?”. Okuyunca göreceksiniz ki kadın olsanız, soruların çoğuna “evet” demek durumunda kalırdınız:

1- Gece yalnız taksiye bindiğinde ya da minibüste tek başınıza kaldığında telefonda YÜKSEK SESLE “biri seni bekliyormuş gibi” konuşma ihtiyacı duydun mu?

2- Konserde ya da maç kuyruğunda biri sana dokunabilir ya da seni elleyebilir düşüncesiyle arkanı sürekli kontrol etme ihtiyacı duydun mu?

3- Gideceğin semte, gireceğin ortama göre “fazla mı açık ya da kapalı giyindim” diye düşünmek zorunda kaldın mı?

4- Dışarı kaçta çıkacağının, kimlerle tatile gideceğinin hesabını vermekten yorulduğun için ailene yalan söyleme ihtiyacı duydun mu?

5- Otobüste, özel alanın sinir bozucu bir şekilde ihlal edildiğinde yanlış anlamış olabilir miyim, susmalı mıyım, bağırmalı mıyım, sonraki durakta inmeli miyim soruları aklından geçerken öylece donup kaldın mı?

6- Bir sipariş verdiğinde kapı çaldığı anda, açmadan önce üstüne bir şeyler alma ya da evde biri varmış gibi davranma ihtiyacı duydun mu?

7- Konu komşu akrabanın bir arada olduğu bir ortamda çay getirme sofra hazırlama masa kaldırma senin görevinmiş gibi kendini hizmete adamak zorunda kaldın mı?

8- Eşin “bu akşam eve misafir gelecek” dediğinde “etraf toplu mu, evde yemek var mı?” sorularını tek başına düşünmekten stres oldun mu?

9- Çekirdek aile içinde arkadaşlarla sohbette, kalabalık akraba ziyaretlerinde ne kadar iyi bir ebeveyn olduğun sürekli test edilirken yetersizlik hissine kapıldın mı?

10- Heyecanla başvurduğun bir iş mülakatında “yakın zamanda çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz” sorusuyla karşılaştın mı?

11- İş yerinde görünümünden çok performansın üzerinden değerlendirilebilmen için ne giydiğine dikkat etmek zorunda kaldın mı?

12- İş çıkışı yöneticinin “bu akşam yemeğe çıkalım mı” sorusu karşısında “evet dersem tacize uğrar mıyım”, “hayır dersem işimi kaybeder miyim?” ikilemini yaşadın mı?

Benim anladığım, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak isteyenler, ayrıcalıklarından vazgeçmek istemeyip, kadınlara hayatı dar eden o düzenin devamından yana olanlar.

O kafaya sahip insanların arasında bir kadın olarak yaşamak ne kadar zor değil mi?

İstanbul Sözleşmesi, sırf sözleşmeye karşı olanlar yüzünden yürürlükte kalmalı!