Ankara’da Ulus Meydanı’ndaki Zafer Anıtı’nı bilir misiniz? İlk kez 1987’de görmüş, çok etkilenmiştim. Ankara’ya ilk kez gelmiştim. Önce Gençlik Parkı’na gidip, lahmacun yiyip, semaverde çay içip, sandala binip kürek çekmiştik. Finali lunaparkta eğlenerek yapmıştık. Gençlik Parkı’ndan çıktıktan sonra Osmanlı Bankası binasının yanından tarihi binaları ağzım açık izleyerek yürüyüp anıtın önüne çıkmıştık. O Mehmetçik heykelleri ile atı üzerinde dimdik duran Atatürk, köylü bir çocuk olarak bana çok görkemli gelmişti.

Ankara’da üniversite okumaya başladıktan sonra yatılı okul alışkanlığıyla hep Sümerbank’tan alışveriş yapar olmuştum. Sümerbank’ın satış mağazası da Ulus’taki Zafer Anıtı’nın karşısındaki Birinci Meclis binasının hemen yanındaki binadaydı. Alışverişimizi yapıp mağaza kapısından çıkarken, yanımızdaki Ulus acemilerine “bakmadan söyle Atatürk’ün atının hangi ayağı havada?” sorusunu yöneltirdik. Birçok arkadaşımız defalarca önünden geçtiği halde heykeldeki atın dört ayağının da yerde olduğunu fark etmez, “sağ ön”, “sol ön” gibi yanıtlar verirdi.

İşte Ankara Ulus’taki Zafer Anıtı


Öğrencilik yıllarımda anıtı kimin yaptığını merak edip araştırmıştım. Proje Yeni Gün Gazetesi sahibi Yunus Nadi Bey’in başlattığı bir kampanya sonucunda, devletin hazinesinden hiç para alınmadan, toplanan paralarla hayata geçirilmişti. Anıt, düzenlenen yarışmayı kazanan Avusturyalı Heykeltraş Heinrich Krippel’e aitti.

Yolunuz heykelin önünden geçerse dikkatli bakın, Ata’nın Sakarya isimli atının üzerinde mareşal üniformasıyla tasvir edildiğini, önündeki Mehmetçiklerden birinin arkadaşını savaşa çağırdığını, diğerinin de düşmanı gözetlediğini göreceksiniz. Şair Sunay Akın, bir gösterisinde Krippel’in anıttaki Mehmetçikleri yanlışlıkla Alman askerlerinin miğferi ile yaptığını, son anda fark edip değiştirmek istediğini, ancak Atatürk buna gerek görmeyince heykellerde değişiklik yapılmadığını anlatmıştı. Anıtın arka tarafında ise cepheye top mermisi taşıyan Türk kadını resmedilmiştir.



Sonraki yıllarda Avusturyalı Heykeltraş Krippel’in Türkiye’de, değişik kentlerde onlarca anıt yaptığını öğrendim. Çankaya Köşkü’nde de defalarca ağırlanan ve Atatürk’ün modellik yaptığı Krippel’in genellikle “sivil Atatürk” çalışmayı tercih ettiğini de yaptığı anıtlardan fark ettim.

Sarayburnu Anıtı, Konya Anıtı, Ankara Zafer Anıtı, Samsun’daki Onur Anıtı, Afyonkarahisar’daki Büyük Utku Anıtı, Sümerbank’taki Oturan Atatürk Anıtı, Türkiye’deki en önemli Krippel eserlerindendir.

Krippel’in yaptığı Atatürk heykelinin İzmir’deki replikası.


1925’ten itibaren 13 yıl boyunca Türkiye’ye gidip gelen, eserlerini Viyana’da döktüren Krippel’in, bazı küçük şehirler için de yarım gövdeli torso tarzı Atatürk heykelleri yaptığını biliyor muydunuz?

Kafkasya Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği Başkanı Erkan Karagöz, Krippel’in o tarz heykellerinden birinin dört adet üretilerek İzmir, Kocaeli, Ordu ve Kars’ta kullanıldığına dikkat çekerken, Kars’taki heykelin 60 yıl aradan sonra bulunduğunu müjdeledi.

Tarihçi Faruk Torunoğlu, 1960’larda şimdiki Kars Belediyesi binasının önünde bir kaide üzerinde duran Krippel’e ait orijinal Atatürk heykelinin kaybolma ve bulunma öyküsünü şöyle anlattı:

“Şu anda asıl yerinde olmayan bu heykelin varlığına ilişkin hiçbir yazılı kaynak yoktu. Silik bir fotoğraftan yola çıkarak araştırmaya başladık. Önce heykelin daha net, 1960 yıllarına ait görüntüsüne ulaştık.  Buradan yola çıkarak dernek başkanı Erkan Karagöz’ün yaptığı uzun soluklu çalışma sonunda bu heykelin 1926 yılında Avusturya da dökümü yapılarak Türkiye’ye getirilen sivil giysili ve yarım gövde –torso heykeli olduğu anlaşıldı.  O zamana kadar bu yarım gövde olarak çalışılan heykelin sadece İzmir’de bir örneğinin olduğu, onun da koruma altına alınarak bir replikasının sergilendiği bilinmekteydi.”

Krippel imzalı heykel, yıllar sonra gönüllü tarihçiler tarafından Namık Kemal İlkokulu bahçesinde kat kat boyanmış ve imza kısmı betona gömülmüş halde bulundu.


Dernek Başkan Yardımcısı İbrahim Süleymanoğlu ise 1960’larda çekilen bu fotoğraftaki heykelin bulunması için Kültür Bakanlığı’na başvurmalarına karşın hiçbir sonuç alamadıklarına, heykeli kişisel çabalarıyla okul bahçelerinde, kamu kurumlarında aradıklarına dikkat çekti. Heykeli Namık Kemal İlkokulu’nun bahçesinde bulan Faruk Torunoğlu da çok kötü koşullarda üzerine kat kat boya atılmış bir vaziyette bulduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Koruma Kurulu’nun, Kültür Müdürlüğü’nün veya Müze Müdürlüğü’nün kayıtlarında yer almayan heykel, sadece bulunduğu okulun demirbaşında ‘1 adet Atatürk büstü’ olarak kayıtlıydı. İmza kısmı alttaki betona gömülüydü.”

Süleymanoğlu ve Torunoğlu, heykelin acilen bulunduğu yerden alınarak temizlenmesi, restorasyonu için muhafaza altına alınması ve en kısa zamanda taşınır kültür varlığı olarak tescil edilmesi için Kars Valiliği’ne başvurduklarını anlattılar.

Krippel tarafından yaklaşık 100 yıl önce yapılan bu heykelin, bir tarihi eser ya da sanat eseri olmasından öte Atatürk’ten yadigar olduğunu unutmamak gerek. Birileri “Taştan adam eriyecek” diye naralar atarken, bu mirasın izini sürüp, bulup, korunması için emek harcayanlara teşekkür ediyor, siz okurları da bu kıymetli esere sahip çıkmaya çağırıyorum.