SÖZCÜ’nün 2 Mayıs 2020 Cumartesi günkü nüshasında yayınlanan yazımın başlığı “Hiç ders almayacaksınız değil mi” idi. Son birkaç ayda gündeme gelen, doğaya, çevreye olumsuz etki edeceği düşünülen bazı projeleri sıralamıştım.

Yazılarımıza, eleştirilerimize muhatapları tarafından bilgilendirici yanıtlar verilmesine pek alışık değiliz. Ya “ben yaptım oldu” düşüncesiyle yazılanları kale almazlar ya da “en iyi savunma saldırıdır” düşüncesiyle gazetecileri yazdıklarına yazacaklarına pişman etmeye çalışırlar.

Ancak sözünü ettiğim yazıdan sonra, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan iki yetkili arayarak o projeler hakkında detaylı bilgi paylaştı.

Doğrusunu isterseniz, yazdığım bir yazıya muhataplarının taarruzla değil bilgiyle yanıt vermesi, bu kadar olumsuzluğun yaşandığı gazetecilik ortamında kutlamaya çalıştığımız 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü’nde benim için en anlamlı hediye oldu.

Şimdi “cevap hakkı” bağlamında aldığım bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

FETHİYE’DE JES’E İZİN YOK

İlk konu Fethiye’deki Ölüdeniz’de, Kayaköy/Soğuksu Plajı ve Delikburun/Gemiler Sahili’nde jeotermal sondaj için verilen ruhsatlardı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda “Olumsuz” görüş vermiş. Ölüdeniz, Kayaköy, Delikburun Hassas Zon sayıldığı için bu bölgede sondaj yapabilmek ve JES kurabilmek için bütün ilgili kurumların tamamının olumlu görüş bildirmesi gerekiyor. Haliyle Çevre Bakanlığı’nın olumsuz görüşü, projenin gerçekleştirilemeyeceği anlamına geliyor.

“ALAVARA’DA MADEN OLMAYACAK”

İkinci konu, Datça Yarımadası’nda bulunan Alavara’daki Doğal sit alanında yapılan durum değişikliğiyle ilgiliydi. İddia, sit derecesinin düşürülmesi sonucunda o alanda turizm ve maden yatırımlarının önünün açıldığı yönündeydi. Bakanlık yetkilileri, söz konusu bölgede 865 hektar alanın Hassas Zon, 50 hektarın Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve 178 hektarın da Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanına dönüştüğünü bildirdi. İlk iki kategoride çivi dahi çakılması imkansız gibi. Kontrollü kullanım için belirlenen 178 hektar alanda ise sera inşası ve kişisel alanların onarımı gibi işler mümkün olabilecekmiş. Ancak Bakanlık yetkilileri, kontrollü kullanımda da her işin izne tabi olduğunu, Alavara’da madencilik yapılmasının kesinlikle söz konusu olmayacağını anlattılar.

AMAÇ SALDA GÖLÜ’NÜ KORUMAK

Üçüncü konu da Salda Gölü’ndeki inşaatlardı. Bir Bakanlık yetkilisi şu bilgiyi paylaştı:

“Salda 1 yıl öncesinde çöpleri toplanmayan, hafta sonları aynı anda 3 bine, toplamda ise 20 bine yakın aracın girdiği, yaz boyunca bir buçuk milyon insanın ziyaret ettiği bir yerdi. Gölün zarar görmesine, yıllar içinde yok olma tehlikesine dikkat çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum oldu.  Göl kenarı temizlendi, araçların göle kadar girişi ahşap dubalarla engellendi. Derme çatma yapılar yıkıldı. Şimdi de ahşap malzemeden, sökülür takılır yapıda ünitelerle büfe, giyinme birimi, yöresel ürünlerin satılacağı yerler yapılacak. Beyaz Adalar bölgesinde 600 metrekare, Yeşilova Halk Plajı denilen yerde ise 1000 metrekare tamamen ahşap malzemeyle inşaat yapılacak.”

Bu bilgiler iyi hoş da geçen hafta göle 800 metre uzakta bir alanda yapılan tasfiye çalışması ile oradan çıkan toprağın 5 kilometre ilerideki Yeşilova Halk Plajı’na dökülmesi olayı neydi?

Bir Bakanlık yetkilisi, Bakan Kurum’un olayı duyar duymaz idari soruşturma başlattığını ve firmaya 650 bin TL ceza kesildiğini aktardı. Bununla da yetinilmemiş ve hem suç duyurusunda bulunulmuş hem ilgililer görevden el çektirilmiş. Peşi sıra, daha önce taşınan toprak yerine taşınarak alan eski haline getirilmiş.

SARIKAMIŞ VE GÖLE ORMANLARI’NA DİKKAT!

Yazdığım konulardan biri de Ordu’nun Ünye ilçesinde Yason Burnu’na yol projesiydi. Bu konuda ilgili Bakanlıktan çıt çıkmıyor.

Bugün de biri Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nı, diğeri Tarım ve Orman Bakanlığı’nı ilgilendiren iki konuya daha dikkatinizi çekeceğim. Bakalım ses verecekler mi?

Biri Aras Nehri’ne kurulan barajın suları altında kalacak Sarıkamış/Karakurt Köyü’nde yaşananlar. Bırakın 100 küsur yıllık binaları, Atatürk’ün kaldığı evi dahi yıktılar. İnsanları kamulaştırma paralarını ödemeden köyden çıkarmaya başladılar. Halkla jandarmayı karşı karşıya getirdiler.

Diğeri Ardahan/Göle’de ve Sarıkamış’taki ormanlardan ağaç kesme işi. Geçmişte ormancılar büyük özenle yaşlı kurumuş ağaçları keserdi. İki yıldır özel bir şirkete ihale ediliyor ve genç yaşlı demeden ağaç kesiliyor. Orman köylüleri haklı olarak “Yapmayın, genç ağaçları kesmeyin, ormanı katletmeyin” diye isyan ediyor. Duyan var mı acaba?