Nutuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve yol haritasını bütün detaylarıyla bulabileceğimiz en kapsamlı eserdir. Atatürk, 15 Ekim 1927 günü başlayan Cumhuriyet Halk Partisi Kongresi’nde, büyük nutkuna “1919 yılı Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım” cümlesiyle başlamış, 6 günde 36 saat 33 dakika konuşmuştu. Ata’nın “Gençliğe Hitabe” ile tamamladığı konuşma ve kürsüdeki performansı sonraki günlerde sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada ses getirmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yüzüncü yaşını kutladığımız şu günlerde madem ev hapsindeyiz, madem tören dahi yapamıyoruz, en azından ATA’nın nutkuna, özellikle de TBMM’nin kurulduğu günlere dair bölümlere yeniden bakalım.

İşgal altındaki İstanbul’daki hükümetin Ankara’daki temsil heyetine ve Kuvayı Milliye hareketine karşı başlattığı saldırıları uzun uzun anlatan Atatürk, o günlerdeki duygu ve düşüncelerini şu sözlerle anlatır: “Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasını ve açılmasını sağlamaya çalıştığımız şu günlerde, bizi en çok uğraştıran, Düzce, Hendek, Gerede gibi Bolu bölgesindeki yerlerden başlayıp, Nallıhan Beypazarı üzerinden Ankara’ya yaklaşacak kadar genişleyen gericilik ve isyan dalgaları olmuştur. Ben bir taraftan bu dalgaların durdurulmasına çalışırken, bir taraftan da Ankara’da toplanmakta olan ve genel durumu daha iyice bilmeyen milletvekillerini dehşete düşürecek olaylar karşısında bırakmamak ve böyle durumların ortaya çıkmasıyla Meclisin toplanamaması gibi uğursuz ihtimalleri önleme çarelerini düşünüyordum. Bunun için Meclis’in açılmasında acele ediyordum. Nihayet gelebilmiş olan milletvekilleriyle yetinerek, Meclis’in Nisan’ın 23’ünde Cuma günü açılmasına karar verdik.”

Atatürk, konuşmasının bu aşamasında delegelerle 21 ve 22 Nisan 1920 tarihli iki ayrı telgrafı paylaşır. İki telgraf da kolordulara, komutanlara, bütün valiliklere, bağımsız sancaklara, Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetleri’ne ve belediye başkanlarına gönderilmişti. Altı maddeden oluşan ilk telgrafın üzerinde “çok ivedi” notu vardı. İlk maddesi şöyleydi:

“Allahın lütfuyla Nisan’ın 23’üncü Cuma günü, Cuma Namazı’ndan sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.”

Hilafet ve Saltanat makamının kurtarılması görevinin sık sık dillendirildiği, padişah için dua edileceğinin vurgulandığı diğer maddelerde de açılış töreninin programı anlatılıyordu. Program Hacı Bayram Camii’nden başlıyordu ve dini ritüelleri ön plandaydı. Telgraftan, TBMM açılışının özellikle Cuma gününe denk getirildiği anlaşılıyordu. 22 Nisan 1920 tarihli İkinci telgrafta ise TBMM’nin ne anlama geldiği çok net bir şekilde anlatılıyordu. Üzerinde “dakika geciktirilmeyecektir” notu vardı.

Atatürk, Temsil Heyeti adına şöyle diyordu:

“Allah’ın lütfuyla Nisan’ın 23’üncü Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak çalışmaya başladığından, o günden itibaren askeri ve sivil bütün makamlarla bütün milletin tek merciinin Büyük Millet Meclisi olacağ bilginize sunulur.”

★★★

23 Nisan 1920 günü, TBMM tıpkı 21 Nisan tarihli telgrafta anlatılan programda olduğu gibi açıldı. Atatürk, 24 Nisan günü TBMM’de yaptığı konuşmada da Meclis’in yasama ve yürütme yetkilerini elinde topladığını, milli iradenin vatanın mukadderatına fiilen el koyduğunu, TBMM’nin üstünde bir kuvvet olmadığını duyuruyordu.

Evet, ülkemizin geçmişinde Cumhuriyetin ilanı gibi önemli dönüm noktaları da vardı ama Cumhuriyet’in ilanına giden kapıyı aralayan, hatta ulusumuzun kaderini belirleyen asıl günler 21,22,23 ve 24 Nisan günleri olmuştu.

O günlerde egemenlik bir hanedandan alınmış millete teslim edilmiş, kurtuluş ve bağımsızlık için girilen ve zaferle çıkılan savaşların ana karargahı da Meclis’e taşınmıştı.

★★★

Ne yazık ki yıllar sonra yine bir Nisan ayında yapılan bir referandum, peşi sıra gelen sistem değişikliği, Gazi Meclis’i hiç olmadığı kadar geri plana düşürdü.

Artık milli irade Meclis’ten çok liderde tecelli ediyor. Artık ülkenin nereye gideceğine Meclis değil, lider karar veriyor.

Önemli Not: 23 Nisan günü bayrağınızı ve varsa Atatürk posterinizi görünür bir yere asın ve saat tam 21:00’de (her nerede olursanız olun) gür bir şekilde İstiklal Marşı’nı okuyun. Gazi Meclis için okuyun!