Siyasi, askeri ve iktisadi konularda ilişkili olduğumuz hemen her ülkeyle fikren veya fiilen çatışma halindeyiz. Her olayda da kendimizi yüzde yüz haklı görüyoruz. Bu doğru olamaz.

Aklıma gelen ilk açıklama şu oluyor. Herhalde diyorum, iktidar yorgunu AKP, “dış düşman yaratarak” siyasi rakiplerini, kendisini desteklemeye mecbur bırakmaya çalışıyor. Tahmin ederim birçok kişi de benim gibi düşünüyordur. Ancak olay burada bitmiyor.

AKP’nin laiklik karşıtı eylem ve söyleminden son derce rahatsız olan insanlar da “Atatürkçülük” diye adlandırdıkları bir düşünce veya refleksle AKP’den daha sert Batı düşmanlığı yapıyorlar. Sonuçta onların bu tutumu, AKP’yi Batı karşıtlığında meydanı CHP’ye bırakmamak için, daha fazla Batı düşmanı davranmaya zorluyor. Bu kısır döngü beni endişelendiriyor. Çünkü hem iktidarın hem de muhalefetin “Batı, Türkün düşmanıdır” söylemi halkta derin bir Batı düşmanlığı duygusu yaratıyor. Bu da Türkiye’nin Batı medeniyeti yolunda ilerlemesine “kalıcı bir engel” oluşturabilir.

GİTMEK İSTERLERKEN MERSİN’E, İSTEMEDEN GİTTİLER TERSİNE

Mahpusların Açmazı” (Prisoners’ Dilemma) oyununu biliyorsunuz. Hatırlatayım: İki kişi bir suça karışıyor. Polis, bunları tutukluyor. İkisini ayrı odalarda sorgulamaya alıyor. Polisin elindeki delillere göre durum şöyle:

- İkisi de ifadelerinde “ne ben yaptım, ne de o” derlerse, en çok birer yıl hapis yatacaklar.

- Eğer biri “ben yapmadım, o yaptı” der, ama diğeri “ne ben yaptım ne de o” diye ifadesinde ısrar ederse “ben yapmadım, o yaptı” diyenin hapis cezası bir aya inecek, diğerininki beş yıla çıkacak.

- Eğer ikisi de  “ben yapmadım, o yaptı” diye ifade verirse, ikisi de dörder yıl hapis yatacak.

İki zanlının en düşük cezayı (birer yıl hapis) alması için birbirlerine güvenip “ne ben yaptım ne de arkadaşım” ifadesinde ısrar etmeleri yeterli. Polisler, bu dayanışmayı bozmak için ikisine de “arkadaşın, ben yapmadım, o yaptı dedi” diyorlar. Tutuklular yekdiğerine güvenmiyor.

Üstelik kendini, bir ay hapisle kurtulabilme ihtimalinin cazibesine kaptırınca “ben yapmadım, o yaptı” şeklinde ifade veriyorlar. Bu güvensizlik sonucunda her ikisi için de en kötü sonuç olan dörder yıl hapis cezasına çarptırılıyorlar.

NE AKP NE DE CHP BATI KARŞITIDIR

CHP, kendini Atatürk’ün kuruduğu parti olarak konumlandırıp Atatürk’ü tekeline almak istiyor. Bu tekelcilik yanlıştır ve Türkiye’nin lehine değildir. Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk her partinin üstündedir. O, Osmanlı Devleti’ni ölesiye savunup devamında onu Türkiye Cumhuriyeti’ne inkılâp ettiren kişidir.

O Atatürk’ün ülküsü, Türkiye’yi bir Batı ülkesi yapmaktı. AKP de Batı düşmanı değildir. Başkan R.T.Erdoğan’ın Batılı ülke önderleriyle çekilmiş “aile” fotoğrafları vardır.

Bu fotoğrafları çektirerek Erdoğan, dünya âleme “işte benim ailem budur” diye ilân etmiştir. AKP ne NATO’dan çıkmış ne de AB’ye girmekten vazgeçmiştir. Dün, dünde kalmıştır. Yunan’ı nasıl denize döktük anlatımları, Türk milletine artık gurur vermemelidir.

Son söz: Batıya karşı olarak, Batı medeniyetine ulaşılmaz.