Adsız bir mühendisin tasarladığı, 2023 metrelik ayak açıklığıyla dünya asma köprülerinin başında gelen “Çanakkale 1915 Boğaz Köprüsü”nün inşaatı ilerliyor. Çanakkale Boğazı üzerindeki köprü 1980’lerde benim hayallerimden biriydi. Bitince ilk geçenlerden biri olacağım. 1965 yazında Golden Gate Köprüsü’nden, araba sürerek geçerken çok keyiflendiğimi hatırlıyorum.

★★★

1973’te Birinci Boğaz Köprüsü trafiğe açıldıktan sonra, gerekmediği halde sırf köprüden geçmiş olmak için birkaç defa karşıya gidip gelmiştim. Köprüler, özellikle büyük açıklıklı asma köprüler, insanın doğaya meydan okumak için verdiği savaşların zafer anıtlarıdır. İnsan böylesi bir köprüden geçerken, bu yatırımın iktisadi veya gayri iktisadi olduğu tartışmasını unutur. Bu mühendislik şaheserine her seferinde bir defa daha hayran olur.

ENDÜKTİF (İNDÜKLENMİŞ) TALEP

Klasik iktisatçılardan Jean Babtiste Say (1767-1832) tarafından “Her arz, kendi talebini yaratır” şeklinde formüle edilen bir iktisat yasası vardır. İktisat yasaları, aynen fizik yasaları gibi doğa kanunlarıdır. Bir bilginin adıyla anılması, o kişinin doğanın içinde kalubeladan beri var olan bir “sebep-sonuç” ilişkisini sözel ve sayısal dille ilk defa söylemiş olmasından dolayıdır. İktisat yasaları, olasılıklar üzerine kuruludur ve işleyişi “diğer şartların sabit kalması” koşuluna tabidir. İktisadi hayatta hiçbir zaman “diğer şartlar sabit değildir”. Bu yüzden iktisat yasalarının “yasalığı” şüpheyle karşılanır.

★★★

Say’ın bu yasası Keynes tarafından çok eleştirilmiştir ama doğrudur. Nitekim günümüzde “endüktif/uyarılmış talep” (induced demand) diye adlandırılan olgu, bu yasanın doğru olduğunun bir başka kanıtıdır. Yolların ve özellikle asma köprülerin fizibilite hesapları “uyarılmış talep kestirimi”ne dayanır. Temel mesele, inşa edilecek bir köprünün ekonomiye sunacağı yeni hizmetin, hangi fiyattan ne miktarda ilave talep yaratacağını bilebilmektir.

KÖPRÜ ULAŞIM SİSTEMİNİN BİR PARÇASIDIR

Boğaziçi Köprüsü yapılmadan önce arabalı vapurların sağladığı “karşı yakaya geçiş hizmeti” özellikle kamyon geçiş talebini karşılamaktan çok uzaktı. İnsanların yolcu vapurlarıyla karşıya geçme imkanı vardı. Ama kamyon geçişleri için tek çare köprü inşa etmekti. Bu sebeple birinci köprünün güzergâhı Londra ve Ankara asfaltlarını (E-5) birleştirecek şekilde seçildi.

UYARILMIŞ TALEP ARZI AŞABİLİR VEYA ÇOK ALTINDA KALABİLİR

Ancak korkulan oldu ve köprü otomobil geçiş talebini patlattı. Tabii kamyonlar için ikinci bir köprü inşa etmek farz olmuştu. Ne yazık ki; rant uğruna İstanbul’u büyütme sevdası, transit taşıma hacmi çok düştüğü halde ikinci köprüyü de yetersiz kıldı. Buna karşılık Körfez köprüsü yeterli talep yaratamadı. Bakalım Çanakkale Köprüsü hangisine benzeyecek.

Son söz: Çanakkale, ikinci İstanbul olabilir.