İktisat alanında medarı iftiharımız Profesör Daron Acemoğlu, 2019 yılında yaptığı bir konuşmada “Türkiye’nin milli geliri büyüyor ama kalitesiz büyüyor çünkü sanayide verimlilik (prodüktivite) artmıyor” diyor. Türkiye’de 1954 yılında “Vekâletler arası Prodüktivite Komitesi” adıyla bir teşkilat kurulmuştur. Adı sonradan Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) olarak değiştirilen bu kurum 2011’de kapatılarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı içinde “Verimlilik Genel Müdürlüğü” haline dönüştürülmüştür. Benim sanayide çalışmaya başladığım 1960’lı yıllarda MPM sükseli bir kurumdu. Yanılmıyorsam başında Mehmet Odabaşı adında cevval bir adam vardı. Onun meslek arkadaşlarından biri de Sadi Gencer’di. Sadi Gencer İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi-Harvard Business School işbirliği ile kurulan “İşletme İktisadı Enstitüsü”nde eğitmendi. Ben 1961’de Arçelik’e girdiğimde kendisi İlhami Karayalçın ile birlikte şirketin “organizasyon” (örgütleme, endüstri mühendisliği, ücret idaresi ve kurumsallaşma) danışmanıydı.

ADANALI SANAYİCİ PRODÜKTİVİTE EĞİTMENİNE KIZIYOR

Sadi Gencer’in anlattığına göre 1950’li yıllarda MPM uzmanları Adana sanayicilerine prodüktivite eğitimi vermeye giderler. O yıllarda pahalılık ve enflasyonla mücadele için çıkartılan “Milli Koruma Kanunu” yürürlüktedir. Fiyat kontrolleri vardır. Bu kontroller 1980’e kadar devam etmiştir. Döviz ucuzdur, faiz negatiftir. Ortam tam bir “satıcı piyasası”dır (seller’s market). Sanayiciler prodüktivite nasıl artar konferansını dinler. Sonunda içlerinden biri “Fabrikada verimlilik artınca bizim elimize ne geçecek?” diye sorar. Konferansçı da ‘Maliyetiniz düşecek, kârınız artacak’ diye cevap verir. Sanayici hemen itiraz eder: “Hocam, devlet bize malımızı “maliyet artı %10 kâr” ile satış izni veriyor. Maliyetimiz ne kadar artarsa, kârımız da onun %10’u kadar artıyor. Maliyet düşerse kârımız da düşüyor.”

CİRO ÜZERİNDEN VERGİ ÖNCESİ NET %10 KÂR ÇOK İYİDİR

Yazılarımda ve konuşmalarımda “Devlet fiyatlara karışmamalıdır” diyerek doğal/serbest piyasa ekonomisini savundukça, bazı okurlarım “Sanayici veya tüccar malını maliyet artı %10 gibi makul bir kârla satsın” diye öneride bulunuyor. Ama “Devlet de firmaların maliyet hesaplarını sıkı denetlemelidir” diye ilave ediyor. Vergi denetçileri, maliyet artıran naylon veya şişirilmiş faturaları bulup çıkartabilir, yüksek fire oranlarını yakalayabilir. Ama devlet denetçileri, sanayicilere verim artırmayı öğretemez. Sanayide verimi artıran, kaliteyi yükselten ve fiyatı düşüren şey rekabettir. Yani serbest piyasadır. Serbest piyasanın da denetçisi “Rekabet Kurulu”dur. Daron Hoca’nın sözünü ettiği demokrasi içinde sanayide prodüktivite artışına dayanan “kaliteli büyümeyi” fiyat denetimi değil, serbest ve adil rekabet ortamı sağlar. Cirodan vergi öncesi net %10 kâr da makul değil, yüksektir.

Son söz: Kârda ve zararda makul sınır yoktur.