Sevgili okurlarım, yarın kurban bayramı...

Her kurban bayramı öncesinde görmeye alıştığımız manzaralara yeniden tanık olacağız.

Kurbanlar şu salgın ortamında bile en sağlıksız koşullarda kesilecek, etleri en sağlıksız koşullarda elden ele gezip dağıtılacak.

Her yerde çöp dağları ve atıklar oluşacak.

Özellikle boğalar ve koçlar kendilerini kesime götüren sahiplerinin elinden kaçacak.

Sokaklarda çok ilginç kovalamacalar yaşanacak.

Bazıları hayvanları kement atıp yakalamaya çalışacak.

Bazıları onları sopayla kovalayacak...

Hayvan sonunda yakalanıp yere yatırılacak, üzerine birileri çökecek.

Zavallı kurbanlık hayvanlara büyük işkenceler yapılacak.

★★★

İşin daha da güldürücü (!) yanı var...

Yarın binlerce acemi kasap kendilerini kesip yaralayacak.

Ellerindeki bıçaklarla kurban yerine yanlışlıkla kendilerini kesecek.

Yarın bütün hastanelerin acil servislerinde yoğun mesai yapılacak!

Bu konudaki haberleri yarından başlayarak medyadan bol bol izleyeceğiz.

Bazen gülecek, bazen üzüleceğiz.

★★★

Sevgili okurlarım, kurban deyince aklıma son aylarda televizyonlarda moda olan yemek programları geliyor.

Herhalde izlemişsinizdir, seyreden milyonlarca garibanın, fakir fukaranın ağzının suyunu akıtan akla hayale gelmez yemek programları.

Birileri çıkıyor ekrana, o güzelim yemeklerin nasıl yapılması gerektiğini uzun uzun, göstererek anlatıyor.

Millet yarı aç gezerken o yemekleri mutfağında pişirmek acaba kimlerin haddine!..

★★★

Görkemli sofralar kuruluyor...

Birkaç kişi kamera çekimleri eşliğinde çöküyor sofraya, ye Allah ye!..

Türk mutfağı, kebaplar, zeytinyağlılar, mezeler, balıklar, ahtapot salataları ve tatlılar...

Sofralarda sadece içki yok.

Yedikçe ye, sonra sana o ikramları ücret almadan, reklâm mahiyetinde yapan restoran patronlarına uzun uzun teşekkür et!

Her seferinde aynı lâflar...

“Ooo, bu gerçekten nefis olmuş.”

“Afiyet olsun, her zaman bekleriz!”

★★★

Şimdi bir de yemek yarışmaları başladı...

Ve bir sürü televizyon kanalında moda oldu.

Bazı kıdemli şefler var, onlar genç şef adaylarını toplayıp yemek pişirtiyor, not veriyor, azarlıyor, yarıştırıyor.

Herkes kendisine verilen rolü oynuyor.

Bütün yemek programlarının istisnasız bir kuralı var:

Tabakların içini, muhteşem yemekleri ve sofrayı yakın çekimle göstermek.

İnsanların ağzının suyu yine akıtılıyor...

Çünkü milyonlarca insanımız o yemekleri kendi sofrasında hayatı boyunca görmemiş ve bundan sonra da görmeyecek.

Hayal bile edemezler.

İşte o yüzden bol bol seyrediyorlar!

★★★

Kurbandan girdik, yemek programlarına kısaca değindik...

Ama iş karın doyurmaya gelince, bunun sadece insanlar için olduğunu sakın düşünmeyin.

Bir de varlıklı kimselerin çok iyi beslenmesi gereken hayvanları var.

En başta kediler ve köpekler...

Şimdi onlara sunulan mamaların reklâmları da internetteki haber sayfalarında, haber sitelerinde bol bol karşımıza çıkıyor ve zevkle okuyoruz!

★★★

İşte size bazı örnekler:

-Glutensiz düşük tahıllı köpek maması.

-Tavuklu pirinçli kedi ve köpek mamaları.

-Balıklı pirinçli kedi ve köpek mamaları.

-Kuzu etli yavru kedi maması.

-Tavuklu pirinçli yavru köpek maması.

Fakat bu özel mamaların fiyatı da epeyce özel!..

Örneğin birinin etiket fiyatı şöyle:

“15 kilogram 306 lira.”

Evet, bu mamalar herhalde çok iyi ama fiyatlar biraz uçuk!

Küçük dostlarımıza da afiyet olsun.

★★★

Sevgili okurlarım, yorucu bir süreçten geçiyoruz. Dolayısıyla ben de yoruldum.

Yarından itibaren sizlerden sadece iki gün izin istiyorum. Yani cuma ve cumartesi günleri burada yazım çıkmayacak.

Pazar günü ise yine birlikte olacağız.

Bizim gazetenin cuma günleri çıkan ve ayrıca satılan hafta sonu ilavesinde bir süre önce çıkan bir yazım vardı.

Pazar günü o yazımı bu kez SÖZCÜ’de tekrar kullanacağım...

Çünkü yakın tarihimizin çok ilginç, hemen hiç bilinmeyen bir olayıdır.

1912 yılında Balkan Savaşı’nda Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan’la kapışmış ve tarihimizin en büyük hezimetlerinden birine uğramıştık. Sonrasında hiç beklenmeyen bir şey oldu.

Sadece kelleyi koltuğa almış fedai subay ve çetecilerden oluşan birliklerimiz Yunan ve Bulgar topraklarına girip savaşın galiplerini püskürttü...Ve o topraklarda bir Türk devleti kuruldu. Arkalarında hiçbir devlet desteği yoktu.

Sonrasını merak ederseniz, tam bir macera romanıdır.

Pazar günü yeniden görüşmek üzere hoşçakalın, iyi bayramlar.