Sevgili okurlarım, sadece bizim değil bütün dünyanın başına bela olan acayip bir virüs, insanlık alemini esir aldı.

Atsan atılmaz, satsan satılmaz, gözle görülmez, elle tutulmaz acayip bir yaratık bu!

Vücuduna bir kez girdi mi ölümcül tehlike yaratıyor...

Gerek bilim ve gerekse insanlık alemi bu işin çözümünü bulamıyor.

Ne ilacı var ne de aşısı...

★★★

Bu işin uzmanlarından artık öğrendik...

Başkalarıyla yakın temasta olmayacağız. En az bir buçuk metrelik güvenli mesafeyi koruyacağız. (Ben buna sosyal mesafe değil güvenli mesafe diyorum. Bence doğrusu budur.) Çünkü bu meret başkalarına yakın konuşmakla, aksırıp öksürmekle nefesten geçiyor.

Bunları artık öğrenmiş olduk. O yüzden maske takıyoruz.

★★★

Şimdi, kısa bir süre sonra hac mevsimi başlayacak. Bütün İslam ülkelerinden yüz binlerce hacı adayı her yıl olduğu gibi bu yıl da adına Suudi Arabistan denilen hırsızlar ülkesine, özellikle de Mekke ve Medine’ye akın edecek.

Kâbe bu kalabalık tarafından günlerce tavaf edilecek, şeytan taşlanacak ve öteki belli formaliteler yerine getirilecek.

Bunların hepsi yüz yüze, sırt sırta, omuz omuza, yakın temasla gerçekleşecek.

Birlikte namazlar kılınacak...

Herkes birbirinin nefesini içine çekecek.

Adına ne derseniz deyin, orada sosyal mesafe, güvenli mesafe falan asla olmayacak.

Virüs insanlardan insanlara zıplayarak geçecek...

Ve her bir hacı kendi ülkesine virüs taşıyıcısı olarak dönüş yapacak.

Neyi kaptığının farkında bile olmadan!..

★★★

Hac İslam’da çok önemli bir olay...

Dinimizin beş olmazsa olmazından, beş ana şartından biri.

Birkaç ay önce umre zamanı idi. On binlerce kişi yine Suudi Arabistan’a gitti ve dönüşte kendi ülkelerine virüs taşıdı.

Türkiye dahil!

Ama esas fırtına hac ziyareti sonrasında kopacak. Yine on binlerce Türk hacı bu virüsü ister istemez hem kapacak, hem de Türkiye’ye bol kepçe taşıyacak.

Bunu önlemenin hiçbir yolu yok.

Umre dönüşünde Türkiye’de yaşanan sıkıntıları lütfen biraz olsun anımsayın.

★★★

Her İslam ülkesinden o yıl hacca gidecek kişilerin sayısını Suudi Arabistan belirler...Her ülkeye bir kontenjan verilir ve ancak o kadar kişinin haccına izin verilir.

Hac olayı Suudi Arabistan’ın en önemli geçim ve sömürü kaynaklarından biridir ve büyük bir gelir elde eder.

Müslüman hacıların sırtından her yıl milyarlarca dolar para kazanır.

Bizdeki gidecek kişileri Diyanet belirler kura çekerek ve bu rant hesabından (yol parası, yeme içme ve otel parası ve çeşitli harcamalardan) çok büyük paralar kazanır.

★★★

Şimdi takvimi açıp bakalım... Kurban Bayramı 30 Temmuz günü başlıyor.

Dolayısıyla hac ziyareti de temmuz sonlarında başlayacak...

Suudiler tarafından bu yıl Türkiye’ye ayrılan kontenjan kadınlı erkekli 83 bin kişi.

Şimdi hac dönüşünde bu 83 bin kişinin dönüşünden sonra olacaklara kısaca bakalım:

-Güvenli mesafe kavramına uymamış olan on binlerce hacı Türkiye’ye (virüsle birlikte) giriş yapacak.

-Hacdan dönenler yakınları ve çevredekiler tarafından mutlaka karşılanacak, ziyaret edilecek, elleri öpülecek, dualar edilecek.

-Kucaklaşmalar, öpüşmeler vesaire derken her şey altüst olacak.

-O korkunç sıcak iklimde maske takılmış olsa bile (ki asla takılmış olmayacak) hiçbir işe yaramamış olacak.

★★★

Şu İslam ülkelerinden, vatandaşlarını hacca gönderen bazılarına kısaca bakalım...

İran, Irak, Ürdün, Yemen, Pakistan, Bangladeş...

Afrika ülkeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Uzakdoğu ülkeleri...

Salgın bunların içerisinde (İran gibi) on binlerce insanın canını aldı.

Çoğu yerlerde sürünüyor.

Aç, ilkel, her çeşit hastalığa açık ve ne yazık ki gelişmemiş ülkeler.

★★★

Kıdemli hacılardan emlak danışmanı Salim Taşçı bu yazı öncesinde bana bazı ayetler gönderdi...

Salim Taşçı şöyle diyor:

“Dinimiz her şeyden önce insan sağlığına önem verir. Bu salgın ortamında on binlerce insanımızı hacca göndermek kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir. Diyanet bu yıl hac rantından vazgeçsin, sağlığın öncelik taşıdığını vurgulayan bir fetva yayınlayıp haccı yasak etsin. Biz salgın nedeniyle Cuma namazlarını bile uzun süre kılmadık... Can güvenliği yoksa hacca gitmek, İslam alimlerince caiz değildir.”

Gönderdiği ayetler ise şöyle:

-Bakara suresi ayet 195: “...Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”

-Bakara suresi ayet 185: “...Allah sizin için kolaylık istiyor. Güçlük çekmenizi istemiyor.”

★★★

Sevgili okurlarım, hac olayı bu yıl da aynen gerçekleştiği takdirde Türkiye’yi çok büyük tehlikeler bekliyor.

Bu işin şakası yok...

Bu konuda gerekli karar bir an önce alınmalıdır.

Aksi takdirde yeniden artışa geçecek olan bulaşıcı hastalıkla birlikte ölümlerin sorumlusu da iktidarın ön kapısı olan Diyanet olacaktır.