Sevgili okurlarım, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, dünkü Devlet Bahçeli mektubumla ilgili olarak bütün medyaya yazılı bir açıklama gönderdi.

Söz konusu metin “Sözcü yazarı Emin Çölaşan’ın Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan üslûpsuz açık mektubuna dair açıklama” başlığını taşıyor!

Ben ne yazmışım, onlar ne diyor!..

Üzerinde hiçbir yorum yapmadan sizlere de aynen iletiyorum:

★★★

Sözcü, Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet gazetesinden vazgeçip kendileri için kullanmaya başladığı “Türk basınının yeni amiral gemisi” övgüsüne layık olabilmek adına gerçek gazeteci ve köşe yazarlarıyla çalışmak yerine Kılıçdaroğlu’nun tetikçilerini tercih etmektedir.

Bu ucube durum da Sözcü’nün yayın politikasında kendisini açıkça göstermektedir.

Karşıtlık, düşmanlık, yalan ve nefretten beslenen Sözcü’nün büyük Türk Milleti’nin birliğine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkarlarına yönelik yapıcı bir haberini yahut buradaki köşe yazarlarının bu çerçevedeki bir yazısını okuma ihtimaliniz maalesef bulunmamaktadır.

★★★

Gazeteciliğin evrensel ilkeleri hatırlandığında Sözcü’ye “Gazete” demek Osmanlı’dan bugüne gazetecilik geleneğimize hakaret, Türk gazeteciliğinin başlangıcından bugüne gelmesi için ömrünü veren üstadlara saygısızlıktır.

Türkiye’nin ve aziz Türk milletinin karşısında konumlanıp PKK ve FETÖ yancılığından Esad’ın sözcüsü olmaya varan ihanetlere dair velinimetleri Kılıçdaroğlu’na sorulacak bunca soru varken Sayın Genel Başkanımıza “Açık mektuplar” yazarak onun büyük Türk milletinin geleceği için attığı takdire şayan adımları üslûpsuzca sorgulamak gazeteciliğin değil, velinimetlerine yaranmanın gereğidir.

★★★

Gerçeklerle bir alâkası olmadığını kendisinin de bildiği iddialarının, akıl tutulması olan ithamlarının ve kamuoyunda konuşulduğunu ima ettiği iftiralarının kaynağı ya kendisi, ya da kendisi gibi yazı yazarken ahlâkını değil menfaatlerini ön planda tutanlardır.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’nın dünden bugüne söylediklerinde haklı çıktığını vicdanıyla konuşan taraflı tarafsız herkes kabul etmektedir.

Günün şartlarında Türkiye’nin izlemesi gereken yol ne ise Devlet Bahçeli de o yolu teklif etmiş ve izlemiştir.

★★★

Ülkücü-milliyetçi hareket, Genel Başkanı’nın arkasında şeksiz şüphesiz, dimdik durmuştur.

Ülkücüler, Çölaşan’ın iddia ettiğinin aksine yanlışın içinde bulunmamanın, haklı çıkmanın gururunu yaşamıştır.

Sayın Genel Başkanımız bugün de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma ülküsüne doğru önemli adımlar atmaktadır.

Bu kutlu ülküye giderken ayağımıza dolanmaya çalışanların, yolumuza tuzaklar kuranların sözcülerinin “Çark ettiniz, destekçisi kesildiniz, avukatı oldunuz, küçük ortak” ithamları, Sayın Genel Başkanımıza ve kutlu davamıza karşı söyleyecek olumsuz bir şey bulamayanların çaresizlik çırpınışlarıdır.

Daha ilk cümlesinden “Hadsiz” olduğunu kabul eden Emin Çölaşan’a söylenecek tek şey şudur:

Madem hadsizlik yaptığını biliyorsun o zaman haddini bil!

★★★

Valla bu açıklama için kendisine çok teşekkür ediyorum yani!..

O kadar muhteşem, dört dörtlük bir açıklama ki!..

Tek eksiği, yazdıklarıma ve sorduğum soruların hiçbirine yanıt verememiş ve soyut lâfları ile beni bir kez daha haklı çıkarmış olması!

Neyse, bu kadarcık kusur kadı kızında bile olur!