Sevgili okurlarım, bu ülkede adına TRT denilen anayasal bir kurum var...

83 milyon insanımızdan toplanan vergilerle, özellikle elektrik faturalarımızdan elde ettiği sonsuz gelirle geçinir!

Açın bakın elektrik faturalarınıza, hepsinde TRT payı denilen ve sizden kesilen bir rakam göreceksiniz.

Çarpın bu küçük görünen rakamı milyonlarla ve çıkan korkunç rakama bir bakın.

Evet, sonsuz bir para!

Karşılığında vatandaşın TRT’den beklentisi şudur:

Adam gibi ama özellikle de ‘tarafsız’ yayın yapması...

★★★

Bizim TRT’nin ise en önemli bir özelliği vardır:

İktidarlara borazanlık yapması!

Her devirde değişmez bir kuraldır ama şu AKP döneminde TRT işi iyice cıvıttı, su koyverdi.

İşi gücü iktidar propagandası yapmak oldu.

Bu kurumda yedi bin’den fazla insan çalışıyor.

Bazıları yakın geçmişte emekliye sevk edildi, şutlandı.

Dokunulmayan binlercesi ise torpilli...

Hiçbir iş yapmadan paraları cebe indiriyor.

Üstelik TRT’nin ‘dışarıdan’ iş yaptırıp büyük paralar kazandırdığı bir sürü yapımcı şirket var, tamamı torpilli yandaş.

★★★

Geçenlerde TRT ekranlarında bir alt yazı geçmeye başladı:

“Ermenilerle savaşan Azerbaycan sivillere saldırdı.”

Hem yalan, hem de devlet politikalarına ve söylemlerine aykırı idi. Büyük tepki yarattı ve TRT açıklama yaptı:

“Bu alt yazının sorumlusunun görevine son verilmiştir!”

Sorumlu kim, belli değil. Görevine nasıl son verilmiş?

Hiç kuşkunuz olmasın, başka bir iktidar kurumunda birkaç gün içerisinde yeni görevine başlatılmıştır!

★★★

Bir süre önce, bir ulusal bayram günü yeni bir alt yazı:

“19 Mayıs Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.”

Bu rezillikler devletin yayın organında yer buluyor.

Bunlar kazara, birkaç görevlinin ‘ihmali’ ile olacak hatalar değildir.

Bilinçli olarak yapılır.

★★★

Daha iki gün önce, 10 Kasım günü Anıtkabir’den yayın yapılırken ekranda büyük harflerle beliren bir alt yazı daha:

“DEVLETİN ZİRVESİ ATANITKABİRDE İDİ.”

Bu da bilmeden yapılacak bir yanlış değil. Mutlaka bir nedeni olmalı...

At ve Anıtkabir sözcükleri herhalde tarihte ilk kez bir araya TRT tarafından getirilmiş oldu!

Evet, bunlar gözden kaçan hatalar falan değil, bilinçli olarak sergilenen kasıtlı ifadeler...

Bir devlet televizyonu düşünün, bu gibi saçma sapan olayların ekranlarında yer almamasına ya gücü yetmiyor, ya da bilinçli yapılan böylesine işlere çanak tutuyor.

★★★

Unutmayalım, TRT özür dilerken şöyle dedi:

“Bu hataların nedeni korona tedbirleri kapsamında uygulanan zorunlu çalışma yöntemleridir. Hızlı yayıncılık nedeniyle yapılan hatalar nedeniyle özür diliyoruz!”

Daha da açıkçası, perişan durumdaki TRT hem Atatürk, hem de Türk Milleti ile alay ediyordu.

Madem hızlı yayıncılık refleksiniz var, Berat Albayrak’ın şutlanmasını niçin haber olarak veremediniz?

Doldurmuşlar çoğu torpilli bir sürü sorumsuzu içeriye, kimin eli kimin şeyinde belli değil. Ne desek faydası yok.

Demek ki koskoca devlet kuruluşu, ekranlarında yer alan alt yazıları bile denetlemekten aciz!

O kadar ki, TRT, 19 Mayıs’ın Cumhuriyet Bayramı olduğunu zannediyor.


Sevgili okurlarım, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo yarın bazı ülkeleri kapsayan bir geziye başlıyor.

10 gün sürecek gezide Fransa, İsrail, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye gibi ülkelere gidecek...

Ve ABD yönetimi tarafından resmen açıklanan gezi programına göre, Türkiye hariç gittiği bütün ülkelerde devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmeler yapacak.

Türkiye listesinde bizimkilerden bir tek isim bile yok.

O halde bu adam Türkiye’de kimlerle görüşecek?

ABD açıklamasına göre sadece Fener Rum Patriği Bartholemos’la!

İşte size Türkiye’nin saygınlığı!

★★★

Son bir ‘saygınlık’ örneği daha vereyim...

Biden ekibinin bir numaralı diplomasi danışmanı Carpenter dün Türkiye’yi eleştirdi ve şöyle dedi:

“Yine de Türkiye ekonomisini köşeye sıkıştırmak ya da yaptırımlarla çökertmek peşinde değiliz.”

Bu gibi sözler siyasette boşuna söylenmez, gelecekteki kara bulutların ilk habercisi olur.