Sevgili okurlarım, şu ülkede olanları hep birlikte, hayretle ve ibretle izlemeyi sürdürüyoruz...

Bir yanda “Hilafet özlemcileri!..”

Halifelik kurulsun diye çığlık atan, tarihi tersine döndüreceğini zanneden zavallı ilkel kafalar.

Öbür yanda ise bir sürü pislik, yolsuzluk, vurgun...

Devletin ve milletin böylesine soyulmasına göz yuman, görmezden gelen ve hiç umursamayan bir iktidar ve eğitimsiz cahil kesim...

Nereye gidiyoruz, nerelere nasıl sürükleniyoruz, bilen yok.

İşin kötüsü, ülkeyi yönetenler de bilmiyor!

★★★

Ama yine de itiraf edip haklarını verelim!

Yalan söylemeyi ve propaganda ile milletin kafasını çelmeyi ve gözünü boyamayı çok iyi biliyorlar.

Şu deyişi çok iyi kavradılar:

“Halka büyük yalanlar söyleyeceksin. Yalan ne kadar büyük olursa ahali o kadar çok inanır!”

Refah, eşitlik, adalet, özgürlük diyeceksin, millete bunları yutturacaksın.”

★★★

Yazılı ve görsel medyanın en az yüzde 90’ı bunların elinde ve emrinde.

Gazeteler, televizyon kanalları ve yandaş internet siteleri...

Gazeteleri okunmuyor, televizyon kanalları bazı diziler dışında hiç seyredilmiyor.

Satmayan gazetelerini satıyor gibi göstermek için tiraj oyunları yapıyorlar.

Örneğin bayi satışı üç bin olan bir gazetenin satış rakamını 50 bin, 100 bin olarak gösteriyor ve devletten ona göre resmi ilan parası alıyorlar.

Ertesi gün çıkacak olan gazetelerin bazı manşetleri için akşam saatlerinde saraydan onay alınıyor, manşetler, sayfalar ve büyütülecek haberler ve alt yazılar oradan gelecek talimata göre ayarlanıyor.

Dünya liderimize her gün övgüler düzülüyor!

★★★

Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde dolar 7 lira 27 kuruş, Euro 8 lira 66 kuruşa zıplamıştı.

Borsa yüzde dörde yakın değer yitirmişti.

Yandaş medyada tık yoktu!

Somut haberi bile gizlemeye kalkışıyorlardı!

★★★

Ekonomi neresinden bakarsanız bakın çöktü...

Milyonlarca insanımız kan ağlıyor. Hepinizin bildiği ayrıntılara burada girmeye gerek yok.

Ben bu saray yetkililerinin yerinde olsam, emrimdeki binlerce adamın bir bölümünü halkın içine (gerçek kimliklerini gizleyerek) sokar ve sıradan vatandaşların durumunu, ne dediğini, ne düşündüğünü öğrenmeye çalışırdım.

Ama yapamazlar...

Çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasını istemezler...

Çünkü saray yaşamı iyidir, hoştur, tatlıdır.

Ötesi onları hiç mi hiç ırgalamaz.

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi karşımızda bunların en son icraatı var!

Devletin altın yumurtlayan tavuğu olan Milli Piyango’yu da kendilerine yakın olan özel bir topluluğa devrettiler.

Erdoğan Demirören ailesine...

Kimdir bunlar, özellikleri nedir?

Hürriyet, Milliyet, Posta gibi gazetelerle birlikte Kanal-D, CNN-Türk gibi propaganda kanallarının sahibi olan aile!

Hepsine bu iktidar döneminde kamu bankalarından sağlanan kredilerle sahip oldular...

Yayın organlarının hepsi iktidar propagandası yapmakla görevli.

Zaten şaibeli olan Milli Piyango da artık onların malı oldu.

Özel izinler aldılar, bir sürü yeni şans oyunu getirmek üzereler...

★★★

Şu çelişkiye bakın siz...

Bir yanda din ticareti, halifelik özlemleri ve Ayasofya sömürüsü...

Kılınan toplu namazlar, minberde kılıç kuşanmalar...

Burada açıkça ve iddialı olarak söylüyorum, ekonomi batınca bu iktidarın elinde sadece din silahı kaldı.

Tepe tepe onu kullanıyor.

★★★

Öbür yanda ise bir yandaşa teslim edilen Milli Piyango’ya yeni kumar ve şans oyunları başlatma hakkı verilmesi!..

Din ve kumar!

Ayasofya’da kılıç kuşanma törenleri ve yandaşa verilen yeni şans oyunları izinleri!

Bunları ne güzel, nasıl da ustalıkla bağdaştırdılar!

Dedim ya, propaganda yapıp ahaliyi kafakola almak öyle her babayiğidin harcı değildir.

Arkanda iktidar desteği olacak.

O da yetmez, ustalık gerektirir!