Sevgili okurlarım, her açıdan tuhaf bir ülkeye dönüştük. Bir yanda geçim sıkıntısı ve baskılar artıyor, ekonomi diz çöküyor, insanlar kan ağlıyor, öbür yanda ise iktidarın yarattığı yapay gündemle uğraşmak zorunda kalıyoruz.

İşte size o yapay gündemden birkaç örnek:

-İş Bankası sorunu. Bu dev bankaya CHP hisseleri nedeniyle yapılmak istenen haksızlıklar ve sergilenen hukuksuzluk.

-Sosyal medyaya el koyup denetim altına alma çabaları.

-Adına Kanal İstanbul denilen yeni vurgun kapısı.

-Baroların bölünmesi olayı.

-Son olarak Ayasofya sömürüsü.

★★★


Bir iktidarın görevi (dünyanın neresinde olursa olsun) ülkesindeki gerilim ve sıkıntıları en alt düzeye indirmek ve halkın huzurlu bir ortamda yaşamasını sağlamaktır.

Bizde ise tam tersi oluyor.

Gerilim ve sıkıntıları AKP iktidarı yaratıyor...

Ve bunu bilerek yapıyor.

Zira gıdasını toplumu germekten alıyor.

Ülke gündemine her gün ve durup dururken yeni sorunlar ekliyor.

Görevleri, icat ettikleri yapay sorunlarla ülkeyi her gün biraz daha fazla germek!..

Oysa normal demokrasi ile yönetilen ülkelerde gerilimi başkaları, örneğin muhalefet çıkarmaya çalışır, iktidarlar ise toplumu yumuşatıp ahaliyi yatıştırmak için çaba harcar.

★★★


Türkiye’deki AKP iktidarı ise biraz farklı!..

Kendi yapay gündeminden herhangi bir konuyu ince hesaplarla piyasaya sürüyor ve o yapay gündemin peşinde ister istemez hepimiz, toplum olarak sürüklenmek zorunda kalıyoruz.

Büyüklük kompleksine kapıldılar!

İstedikleri kadar bağırsınlar en büyük biziz, başka büyük yok” demeye getiriyorlar.

★★★


Gün geliyor, piyasaya Kanal İstanbul’u sürüyorlar.

Gün geliyor gündem nöbetini oradan alıp baroların bölünmesine devrediyorlar.

Sonra sıra Ayasofya’ya geliyor.

Bütün dünyada iktidarların bir amacı, bir görevi vardır:

Toplumu germekten kaçınmak...

Ve mümkün olduğunca huzur ve istikrar sağlamak.

Bizdekiler ise tam tersini yapıyor.

Dikkat ediniz, kendilerine gerekli olan mamayı sürekli olarak gerilimden sağlıyorlar.

★★★


Almışlar yanlarına MHP’yi, hiç kimseyi umursamadan, hiçbir eleştiriyi dikkate almadan, gelen bütün haklı tepkilere kulak tıkayarak bildikleri gibi yapmaya devam ediyorlar.

MHP öyle bir iktidar ortağı ki, dünyanın her iktidarına “Darısı bizim de başımıza, böyle ortağa can kurban” dedirtecek cinsten!

Ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar iyi niyetli olup doğruları söyleyin, umursadığı yok!

★★★


Medyanın çok büyük bir bölümü ellerinde...

Birkaç gazete ile birkaç televizyon ve internet haber sitesi hariç medya tamamen onların emrinde ve hizmetinde.

Bunu sizler de
görüyorsunuz...


Ama gel gelelim gazeteleri okunmuyor, televizyonları çok az izleniyor.

Bu durumun elbette farkındalar ve panik yaşıyorlar ama çare bulmaları mümkün olmuyor.

★★★


Yazımın başında size son günlere ait beş tane yapay gündem maddesi saydım. Daha nicelerini saymak mümkün.

Lütfen bir daha bakın ve şu soruya kendi kafanızda yanıt bulun:

Türkiye’yi bunlar gibi daha nice yapay konularla, ilgisiz sorunlarla böldüler...

Bölmesine böldüler de, kendileri ne kazandı?

Baskı rejimi dışında hiçbir şey!

Siyaset gerildi, insanlar, kitleler ve sivil toplum kuruluşları birbirine girdi, sert tartışmalar çıktı (bazıları halen devam ediyor), peki sonrası?..

Biz bu gerilimlerden ne kazandık arkadaş?

Bu sorulara yanıt vermeleri asla mümkün olmuyor...

Çünkü onların aslî görevi Türkiye’yi gererek yönetmek.

Bunu bilerek ve isteyerek yapıyorlar.

İktidarlarını bu gerilime, toplumu bölme niyetlerine dayanarak baskıyla sürdürme çabasındalar.

Dünyanın belli diktatörlük rejimleri dışında hiçbir yerinde görülmeyen korkunç bir tablo...

★★★


Sadece maddi değil, manevi yolsuzluk olayları, adamına göre muamele yapılması, kendilerinden olmayan belediyelerin yok edilmek istenmesi, hukukun çiğnenmesi, anayasanın ayaklar altına alınması, medyanın ele geçirilmesi, gazetecilerin hapsedilmesi...

Her biri bu iktidarın koskoca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yarattığı ürkütücü tablolardan sadece bazıları.

Ne demiş atalarımız...

Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.

Bir gün mutlaka dönecek de, ne zaman döneceği henüz belli değil!