Sevgili okurlarım, çevrenize bakınca, hatta kendinizi biraz irdeleyince mutlaka farkına varmışsınızdır...

Herkesin siniri bozuk.

En ufak bir tartışma bile insanları geriyor.

Bunun nedenleri belli.

Herkesin derdi başından aşmış. Herkes çeşitli nedenlerle yakınıyor.

Hoşgörü kalmadı.

Yargıya kimse güvenmiyor.

★★★

Geçenlerde hemen önümde küçük bir trafik kazası oldu. Bir sokakla caddenin köşesinde iki araç hafifçe birbirlerine sürttü. Ezik falan yok, iki ufak çizik var.

Derhal tartışma başladı. O tartışma kısa süre sonra yumruklaşmaya dönüştü.

Şoförün biri o anda ceketinden tabancasını çekti. Fakat gelin görün ki, karşı taraf pes etmiyordu. O da şoför koltuğunun altından sopa alıp saldırdı.

Hemen yanı başımdaki kavgayı önce sakinleştirmeyi, sonra tarafları ayırmayı düşündüm ama olacak gibi değildi.

Söylemesi ayıp olacak belki ama herkes gibi ben de oradan hızla uzaklaştım. Başka bir deyişle kaçmak zorunda kaldım!

Çok basit bir olaydı ama silah ve sopa çekilmişti. Bu olay toplumun içine düşürüldüğü durumun gerçek bir fotoğrafı idi... Sonra ne yaptıklarını bilmiyorum.

★★★

Bir süre önce Milliyet gazetesinde bir haber vardı. Başlığı şöyle:

“Sinir ilaçlarında (yani satışlarında) ciddi artış var.”

Düşünün ki Milliyet, iktidar yandaşı bir gazete. Haber şöyle devam ediyordu:

“Son üç yılda hastanelerin psikiyatri kliniklerine 8 milyon kişi başvurdu. Antidepresanları da kapsayan sinir sistemi ilaçların satışında büyük artış gözlendi.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir soru önergesine verdiği yazılı yanıtta aynen şöyle demiş:

“Kliniklere başvuranların yüzde 69’unu kadınlar, yüzde 31’ini erkekler oluşturuyor.”

Resmi rakamlara göre 2018 yılında satılan sinir sistemi ilaçları ve yatıştırıcılar 308 milyon kutu olmuş. Ağırlığı antidepresan ilaçlar oluşturmuş.

2017 yılında toplam satış 298 milyon kutu imiş.

Demek ki toplum olarak kişi başına yılda ortalama 4 kutuya yakın sinir sistemi ilacı kullanıyoruz.

Korkunç rakamlar bunlar...

Ve düşünün ki, bizim insanımızda psikiyatrist veya psikologa başvurma sayıları çok düşüktür. Batı dünyasında bu iş son derece normal karşılanır, bizde ise ayıp, küçültücü veya çaresizlik olarak görülür.

Çoğunluk böyle bir rahatsızlığı olduğunun farkında bile değildir.

Bazıları ise doktora gitmeyi onuruna yediremez!

Üstelik yukarıdaki rakamlar sadece hastanelere yapılan resmi başvuruları kapsıyor.

★★★

Ekonomi batık...

Milyonlarca kişi ayın sonunu getiremiyor ve bu olay her aşamada ev içindeki, ya da dışarıdaki kavgalara yansıyor.

Kadın cinayetlerinde anormal artışlar var.

Taciz olayları aynı durumda.

Her alanda gerçek bir ahlâk çöküntüsü yaşıyoruz.

Ticaret ahlâkı kalmadı.

Çekler karşılıksız çıkıyor, kredi kartı borçları ayyuka çıkmış, milyonlarca insanın evi, iş yeri, banka hesapları hacizli.

Kargaşa içindeyiz.

★★★

Sinirler bozuk.

Hiç kimse devlete ve yargıya güvenmiyor, herkes kendi hakkını yasa dışı yollarla kendisi elde etmeye çalışıyor.

Ülkenin içinde bulunduğu açmazlar, dış politikadan Suriye olayına, karşılıksız çeklerden trafik rezaletlerine kadar her aşamada karşımızda.

Ayın sonunu getiremeyen milyonlarca insanımız tedirgin, rahatsız ve bu durum herkesin sinir sistemini bozuyor.

Bir yıl içerisinde (2018’de) satılan 8 milyon kutu sinir ilacı...

Biz böyle olacak bir toplum değildik.

★★★

Sevgili okurlarım, burada bir gerçeği daha söylemek isterim...

Bu sinir bozukluğu illetine uğrayan sadece milyonlarca sıradan vatandaş değil.

Bizi yönetenlerin de aynı rahatsızlığı fazlasıyla çektiği kanısındayım.

Her gün sinir bozucu nutuklar atıyorlar, birilerine sözlü olarak (bazen de yumrukla) saldırıp milletin asabını bozuyorlar.

En ağır hakaretler birbirini izliyor...

Ve onları ister istemez her gün izleyen sıradan vatandaşlar da geriliyor, kamplaşıyor ve herkesin dengesi bozuluyor...

Sonra git doktora, sana ilaç yazsın!

★★★

Bir kez olsun güne güzel başlıyor musunuz?

Mutlu, iyi ve sevindirici haberlerle!

Sabah televizyonu açıyorsunuz, gazetenizi okuyorsunuz, bir tek güzel haber yok.

Evden çıkıp işe gidiyorsunuz, sokakta ve her yerde aynı tablo yine karşınızda.

Yeni olaylar, terör, yolsuzluklar, ahlâksızlıklar, işsizlik, geçim sıkıntıları, kavga dövüş... Gerginlik, stres, mutsuzluk, saygısızlık, sevgisizlik ve asap bozukluğu.

Sonra gelsin kadın cinayetleri, gelsin yumruklaşmalar, küfürleşmeler, karşılıklı hakaretler...

Sonuç, Sağlık Bakanı tarafından bile itiraf edilen 8 milyon kutu sinir ilacı!

Hepimize kolay gelsin.