Sevgili okurlarım, dünya liderimiz, bütün dünyaya yön veren değerli parti genel başkanımız ve aynı zamanda cumhurbaşkanımız, her gün ekranlarda boy gösterip bir şeyler söylüyor!..

Ve bize de, yapacak başka bir şey olmadığı zamanlarda onu izleyip alkışlamak kalıyor.

Dünya liderimiz ekran saatlerini ve çıkacağı kanalları çok iyi ayarlamanın adeta ustası!

Zaten birkaçı dışında bütün kanallar aynı anda canlı yayına geçtiğinde, sıkıysa izleme!

İki gün önce yine karşımıza çıktı ve muhteşem müjdeler verip içimizi rahatlattı.

“İnşallah ülkemiz hazırlık devrini geride bırakıp artık şahlanış dönemine giriyor. Gelecek yıl zorlukları geride bırakmış olarak bu günleri acı bir tebessümle anacağız!”

★★★

Şahlanış!..

Sonuçlarını 2021 yılında alacakmışız.

Doğrudur, böyle şahlanış dönemlerinde acele etmeye gerek yoktur.

Milyonlarca insanımız gidişin şahlanışa doğru olduğunu zaten biliyor, işlerini ona göre ayarlıyor.

Sokağa çıktıkça bakıyorum, herkes durumundan memnun.

Esnaf, taksici, simitçi, işçi, memur, emekli, ev kadını, çiftçi, garson, küçük işletmeci...

Valla hepsinin yüzü gülüyor!

Hele şimdi şahlanış müjdesini de aldılar ya...

★★★

Arada eleştiri yapan bazı kendini bilmezler falan da olmuyor değil ama büyük çoğunluk memnun...

Herkes geleceğe umutla bakıyor.

Arkadaşlar 18 yıldan bu yana başımızda...

Beklediler, şahlanış zamanının şimdi geldiğini anladılar.

Ne mutlu bize, ne mutlu onlara.

★★★

83 milyonluk bir ülkeyi saraylardan, köşklerden, beş yıldızlı otellerden yönetiyorlar.

Kendilerine, özellikle de Recep Bey’e naçizane bir tavsiyem olacak.

Örneğin sadece Ankara’daki sarayınızda binlerce kişi çalışıyor.

Garsonları, aşçıları, korumaları falan hiç saymayalım, yine de epeyce insan var.

Size en yakın duranları toparlayın ve sokağa, ahalinin arasına salın...

İnsanlarla konuşsunlar. Duyduklarını (küfürler ve hakaretler hariç) not alıp saraya aynen iletsinler...

Bakalım sıradan vatandaşlar ne diyor...

“Mutlu olduklarını” hangi sözlerle dile getiriyor!

★★★

Yapılacak böyle bir araştırma, masa başında hazırlanan yüzlerce anketten çok daha değerlidir ve doğru sonuçları verir.

Kapanmışlar saraylarına, yerleşmişler köşklerine...

Gak deyince ekmek, guk deyince su...

Dünyanın en seçkin yemekleri onlar için hazırlanıyor ve iştahla yiyorlar. Afiyet olsun...

Altlarında son model makam araçları.

Emirlerinde sonsuz rakamlardan oluşan örtülü ödenek paraları.

Tok açın halinden anlamaz diye bir atasözümüz vardır, onu tersyüz etmeye çalışsınlar.

★★★

Recep Bey’in konuşmalarını kimler, hangi danışmanları hazırlayıp elektronik aygıtlara yüklüyor, bilemiyoruz.

O metinler eline verilince okuyup okumadığını, bir denetimden geçirip geçirmediğini bilmemiz de mümkün değil.

O sadece okuyor!

Son günlerde şöyle bir cümlesi dikkatimi çekti:

“Muhalefet partilerinin esip gürlemesi teneke tıngırtısıdır.”

Bırakın muhalefet partilerini bir yana, vatandaşın tepkisini de aynen öyle, teneke tıngırtısı olarak mı görüyor acaba?

O yüzden diyorum ki Saray’daki adamlarını birkaç günlüğüne dışarıya salsın... Onların sıradan vatandaşlarla konuşmasını sağlasın.

Eğer sokaktaki adam da aynı şeyi söylüyorsa, o takdirde Recep Bey haklı çıkar.

Ama ya tersini duyarsa?

★★★

Bize artık masal okumayı bıraksınlar çünkü bu masallar işsizin, ev kadınının, esnafın, emeklinin karnını doyurmuyor.

Ekonomi şahlanışa geçiyormuş!

Ne olacak da şahlanış gerçekleşecek? Ellerinde hangi somut veri var?

18 yıl sonra akıllarına şahlanış (!) geldi, şimdi sırada o kavramı piyasaya sürüp kullanmak var!

Eğer yiyen olursa!



Sevgili okurlarım, gazeteci arkadaşım İsmail Saymaz çok ilginç bir kitap daha yazmış. Kitap elime dün öğlen saatlerinde geçtiği için henüz okuyamadım ama içini epeyce karıştırdım. Bu hafta okuyup bitireceğim.

“Tosun Bank.” (İletişim Yayınları.)

Kitap Türkiye’de 1980’li yıllarda yaşanmaya başlanan banker skandallarını anlatıyor.

Banker Kastelli, 18 yaşında çaycılık yaparken piyasaya giren banker Yalçın, Jet Fadıl, Titan Kenan ve ötekiler...

Kitabın ana konusu son yılların tokatçı bankerlerinden, piyasalarda Tosuncuk olarak tanınan, halen firarda olan 20’li yaşlardaki Mehmet Aydın.

Bankerlikte dönen dümen hep aynı...

Saf vatandaşa güven verip paraları cukkalayacak, sonra ya batacak ya da kaçacaksın.

Tosuncuk kaçmayı tercih etmiş!

İsmail’in bu kitabını da okuyun, sanırım beğeneceksiniz.

Ellerine sağlık diyorum.