Sevgili okurlarım, bütün Türkiye’de yollar bomboş... İnsanlar sokağa çıkmıyor ya da çıkamıyor.

İş yerlerinin çoğu kapandı, toplu taşıma araçlarını kullananların sayısı çok azaldı, caddelerde yürüyen kimseler kalmadı.

Bu durumun ekonomik ve sosyal maliyeti tahminlerimizden çok daha ağır olacak gibi görünüyor. Yanılmayı dilerim ama çok yakında göreceğiz.

Kapatılan kafeler, birahaneler, kahveler, restoranlar, gece kulüpleri ve her yerde işsizlik feryatları şimdiden başladı.

Taksiciler perişan.

Türkiye genelinde hizmet sektöründe çalışmakta olan on binlerce, belki yüz binlerce insanın durumunu biraz düşünelim.

Örneğin garsonlar, komiler, aşçılar, temizlikçiler...

Bunların hemen hepsi asgari ücretle çalışan kimselerdi. Yandaş medyanın çizmeye çalıştığı pembe tablolar palavra. Şimdi, kriz sözüm ona bitene kadar hepsi boşta kalacak...

Özellikle garsonların ve komilerin tek güvencesi, müşteriler tarafından bırakılan bahşişler (idi).

İş yerleri kapanan ve bu aşamada işsizliğe mahkûm olanlar en zor durumda kalanlar... Zira krizin ne kadar süreceği belli değil... İşin henüz başındayız...

Ve işsizler ordusunun rakamları her geçen gün giderek artacak.

Bizi çok kötü, her açıdan olumsuz tablolar bekliyor.

★★★

Sevgili okurlarım, bu arada acı ve tatlı birçok olaya da tanık oluyorum.

Dün sokakta yanıma gelen genç adam yakınıyordu:

“Babam dün Almanya’da aniden vefat etti. Şimdi biz onun cenazesini memlekete nasıl getireceğiz? Uçak seferleri yok, babamızın vasiyeti vardı beni memleketimde gömün diye. Hemen bir çare bulunmazsa şimdi toprağa Almanya’da verecekler. Siz gazetecisiniz, lütfen bize yol gösterin...”

Ne yapabilirim ki...

Elimden başsağlığı dilemekten başka bir şey gelmiyordu.

O genç adamın perişan hali gözümden hiç gitmeyecek.

Sonra öğrendim, meğer Türkiye ile Ukrayna arasında uçak seferleri devam ediyormuş. Türk vatandaşları bunun çözümünü hemen bulmuş! Örneğin bulunduğu ülkeden (Ukrayna seferleri devam ediyorsa) uçakla Ukrayna’ya gidip oradan Türkiye’ye gelmek!

★★★

Bir de tam tersine bir olay!..

Okurum Ümit Vehbioğlu İstanbul’dan yazıyor. Anlaşılıyor ki, bu son yasaklar sonrasında tepesi iyice atmış!

“Zaten parasızlık yüzünden içkili yerlere gidemiyordum. Sadece kahveye gidiyordum. Kahveleri de kapattılar, gidecek yer kalmadı. Karım ve çocuklarla eve kapanmak zorunda kaldım ve şimdi kâbus hayatı yaşıyorum.”

Sonra devam ediyor:

“Bizim hanım ve çocuklar evde koro halinde bağrışıyor, her biri koronavirüsünden daha beter...”

★★★

Anaokulu sahibi hanım okurum yazıyor;

“Emin Bey sizi ve tüm yazar arkadaşlarınızı her gün takip ediyorum. Bu meret virüs nedeniyle okullarla birlikte anaokulları da kapatıldı. Erasmus projesi olan bir öğretmenim. Yurt dışında ortaklarım, arkadaşlarım var. Şu anda bir anaokulunu işletiyorum. Personelim var, kira giderim, vergim, stopajım ve SGK giderlerim var. Bizim ne şartlar altında hizmet verdiğimizi bilmiyorlar. Şu anda veliler okula gidemeyen çocuklarımız için ücret vermeyiz diyorlar. Diyelim ki personelimizi çıkardık. Peki biz kiramızı, vergimizi nasıl ödeyeceğiz? Ertelenir diyorlar ama şu anda bile zor öderken, ertelenip katlanınca nasıl ödeyeceğiz? Ev sahibim yurt dışında çalışan bir asalak. Türkiye’deki kira gelirleriyle yaşıyor. Ertelemeyi asla kabul etmez ve çıkarır bizi. Birçok kurum daha şimdiden kapanıyor. Bu konuyu lütfen yazın, yazık değil mi bize? Size fazlasıyla güveniyorum ama ismim sizde kalsın. Malûm, bu ülkede dertlendin mi suçlu oluyorsun...”

★★★

Bir mesaj daha!..

“...Çok tehlikeli bir hastalık başlangıcı söz konusu olduğu halde, hastaların ve az sayıdaki ölümlerin hangi il ve ilçede olduğu bile saklanmakta. Burada hiç kimse hasta isimleriyle olay yerini lütfen birbirine karıştırmasın. İkincisinde yurttaşların daha dikkatli ve tedbirli olmaları sağlanır ki, bütün dünyada uygulama böyle. Buradaki amaç tahmin ediyorum, turizme yönelik bilgilerin çıkarcı bir beklenti ile gizlenmesidir.”

★★★

Üniversite hocası yazıyor:

“YÖK üniversitelerde eğitime ara verdi. Fakat idari ve akademik personel her gün işe gitmek zorunda. Yani öğrenciye tatil ama hocalar ölürse hiçbir sakıncası yok! Lütfen bu saçmalığı dile getirin. Ayrıca AVM’ler açık. Buraları hastalığın yayılması için bir cennet...”

Vatandaş yazıyor:

“Araç muayene istasyonları galiba gözden kaçtı! Her gün binlerce insanımız oralara gidip kapalı ortamda araç muayenesi yaptırıyor. Aynı anda 30-40 kişi birden aynı havayı solumakta ve bu işlemler akşama kadar sürekli devam etmekte. Bakanlıktan emir gelmediği için bir şey yapılamıyormuş. Araç muayenelerinin de en az iki ay süreyle ertelenmesi gerekir. Durum çok ciddi, belki siz yazarsanız farkına varırlar.”

Sonuçta herkes dertli, herkes sıkıntılı.

Önümüzdeki günler daha beter olacak gibi görünüyor...