Otomotiv sektörü için gerçek gösterge, yetkili servise giren araç sayısı.


Son 5 aydır faizlerin inmesine bağlı otomobil satışlarında bir hareket görünse de Ağustos 2018’de başlayan krizin etkileri sektörün büyük kesimi için halen devam ediyor. Bu da kendini yetkili servislerde gösteriyor. Aralık 2017’de 2.9 milyon araç yetkili servise girerken, bu sayı 2019 sonunda 2 milyona geriledi.


Bu yıl ise 1.6 milyona kadar düşmesi bekleniyor.


Son 5 aydır faizlerin inmesine ve bankaların kredi iştahına bağlı otomotiv pazarında olumlu rüzgarlar esiyor gibi dursa da, sektörün büyük kesimi için Ağustos 2018’de başlaşan kriz halen devam ediyor. Otomotiv sektörü ve özellikle yetkili satıcılar iç pazarda tüm yatırımlarını 1 milyon ve üzeri pazara göre yaparken, 2018’den itibaren bu doğrultuda büyük daralma yaşandığı gözden kaçıyor.

SERVİSE GİRİŞLER AZALIYOR

Bu süreçte otomotiv pazarı 2017 yılında 956 bin 194 adetten, 2018 yılında 620 bin 937 adede, 2019 yılında ise 479 bin 80 adede  kadar geriledi. Yani son 3 yılda Türkiye’de yapılan yatırımlara paralel 900 bin daha az araç satıldı. Bu yıl ilk 2 ayda yaşanan artışa rağmen yıl sonunda ortalama pazar tahminleri 600 bin adetler civarında. Yani 900 bin adedin üzerine, bir 400 bin adet daha eklenecek ve toplam kayıp 4 yılda 1.3 milyon adede çıkacak. Pazarda yaşanan son 2 yılda yaşanan bu düşüşte en önemli sorun ve takip eden dönemde sıkıntıyı ise kuşkusuz yetkili bayi ve servisler yaşadı. Çünkü sıfır otomobil satışından çok onları ayakta tutan unsur olan ‘Satış Sonrası Hizmetler’ (SSH) alanında büyük daralma yaşanıyor.



3 YILDA NE KADAR DÜŞTÜ?

EBS Danışmanlık Genel Müdürü Erol Şahin’in hazırlayıp, yetkili servisleri kullanan 0-3 yaş araç parkında yaşanan daralmayı ortaya koyduğu rapora göre pazarın hareketli olduğu ve henüz krizin başlamamış olduğu 2017 Aralık ayında otomobil+hafifi ticari araç toplam potansiyel servis araç parkı 2.9 milyon adet seviyesindeyken, krizin başlayıp ilk 6 ayını doldurduğu 2018 Aralık ayında ise 2.56 milyon seviyesine geriledi. Yani tehlike çanları çalmaya başlamış. Devam eden Aralık 2019’da ise bu rakam 2 milyon 5 bin adede kadar inmiş durumda. Şahin, 2020 yılında pazarın tahmin edildiği gibi 550-650 bin bandında gerçekleşmesi halinde Aralık 2020’de rakamın 1 milyon 650 bin düzeyine inmiş olacağını kaydediyor. Yani kriz bitti derken, 3 yılda yetkili servislere giren araç sayısının 1.3 milyon azalacağını da göz önünde bulundurmak lazım.


Servis girişleri yüzde 12 azaldı




2019 yılı 12 aylı dönemde yetkili servislerin giriş adetleri 2018 yılı 12 aylık döneme göre mekanik atölyelerinde yüzde 10.35 , kaporta atölyelerinde yüzde 14.42 ve toplam alanda ise yüzde 12.06 oranında azaldı. Bu düşüşün 2020 yılında daha fazla artması potansiyel servis müşteri parkı rakamlarından net olarak anlaşılıyor. EBS Danışmanlık’ın hazırladığı rapora konu 10 büyük markanın 5’i isminin geçmesini istemezken, raporda yer alan markalar pazarın ilk 15 markası arasında yer alıyor. Basit hesapla toplam servis girişlerinin yüzde 82’si bu markalardan oluşuyor. Mekanik atölyesi girişlerinde en ciddi düşüşü Renault, B Gizli marka ile Fiat’ta olduğu görülüyor. Kaporta atölyesinde ise ilk 3 sıra Renault, Ford ve Hyundai olarak sıralanıyor.

Toplam parkın yüzde 11’i yetkili servis kullanıyor




Türkiye’de trafiğe kayıtlı hali hazırda yaşayan araç parkının yaş dağılımı aşağıda tabloda net bir şekilde incelenebilir. Görüleceği üzere 0-3 yaş grubunda bulunan yani yetkili servisleri kullananan otomobil sayısı toplam otomobil parkının sadece yüzde 11.35’ini, hafif ticari araç sayısı ise yüzde yüzde 9.18 oranını kapsıyor.


YERLİ ‘PİLOT’ ABD’Yİ FETHETTİ


En başından beri hep söylüyorum, bizim otomotivde dünyada başarılı olacak Türk markası yaratmamız, otomobilden çok, kendimizi geliştirebileceğimiz farklı niş alanlarda olmalı. Yani rekabetin daha az olduğu, dünyada söz sahibi olabilecek alanlar seçersek kesinlikle çok daha başarılı olabileceğimize inanıyorum. İşte geçtiğimiz günlerde bu düşünceme paralel bir girişimciyle tanıştım. İsmi Şükrü Özkılıç. Bursalı sanayici bir ailenin 3’üncü kuşak temsilcisi.  Özkılıç, pilot olan dedesinin araç üretme hayali ile mesleğini bırakıp, 1960’lı yılların başında kurduğu ve zaman içinde koltuk, plastik enjeksiyon ve kalıp üretimi konusunda Türkiye ve Avrupa’nın en büyük şirketlerinden biri olan Pilot Grubu’nu farklı bir kulvara taşmış durumda.



KOLTUK FARKI ÖNEMLİ

32 yaşındaki Özkılıç, bugün ‘Pilotcar’ markasıyla golf ve hizmet aracı üretip ABD dahil 25 ülkeye ihraç ederken, bununla kalmayıp ABD’de montaj tesisleri de kurmuş. Özkılıç’a şu anda yılda 1000’e yaklaşan elektrikli golf ve hizmet aracı geliştirip üretme fikri ise 2010 yılında babasıyla gittiği ABD’deki bir fuarda ortaya çıkmış. Fuarda elektrikli araç altyapısını gören Özkılıç, bir yıl sonra tamamen kendilerinin geliştirdiği araçları satışa sunmuş. En büyük avantajları ise bünyelerinde koltuk, plastik enjeksiyon ve kalıp üretiminin olması. Bu sayede olmayan bir boşluğu dolduran Şükrü Özkılıç, golf ve hizmet araçlarının doğduğu ve yılda 150 bin adetlik satışa ulaşan ABD pazarına girme cesareti bile göstermiş. Şu anda Türkiye’de golf ve hizmet araçları alanında açık ara lider olduklarını kaydeden Özkılıç, ABD’de de özellikle kendi üretimleri olan ‘koltuk’ farkıyla her geçen gün büyüdüklerini söylüyor.



MİNİ TİCARİLER GELİYOR

Türkiye’de İstanbul Havalimanı, lüks oteller ve tatil köylerinde tercih edilen elektrikli araçlar yapan Özkılıç, son dönemde bu araçlardan bazılarına şehir için kullanım için L6e kategorisinde ruhsat bile almış. 45 km hıza, 85 km menzile sahip bu elektrikli araçların bence en önemli özelliği ise yüzde 81 yerli olması. Şükrü Özkılıç, şu an için sadece akü ve elektrikli motoru ithal ettiklerini ama yakın zamanda bunları da yerlileştirerek yüzde 100 yerli olacaklarını söylüyor. Özkılıç’ın şu an tamamladığı yeni projesi ise elektrikli mini hafif ticari araç. Eylül ayında satışa sunulacak bu 2 kişilik ticari araçta hedef özellikle Avrupa’da şehir için dar alanlarda teslimat yapmak. Özkılıç, yoğun ilgi gösterilen bu aracının Avrupalı rakiplerinden hem daha iyi hem de daha ucuz olduğunu belirtiyor. Özkılıç’ın bir sonraki modeli ise mini otobüs ve van.

‘Türkiye’de Yılın Otomobili’ yarışmasında finale kalanlar belli oldu


 İŞTE 7 FİNALİST!

BMW 3 Serisi


Bu yıl 5. kez düzenlenen ‘Türkiye’de Yılın Otomobili’ yarışmasını daha önce Toyota Corolla Sedan, Hyundai Ioniq, Renault Megane Sedan, ve Skoda Superb kazanmıştı.

Peugeot 2008


‘Türkiye’de Yılın Otomobili’ yarışmasında ilk 7 finalist belli oldu. Otomotiv gazetecileri tarafından yapılacak testler ve ikinci oylamayla kazanan 14 Nisan’da açıklanacak.

Mercedes A Serisi Sedan


Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD), tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen “Türkiye’de Yılın Otomobili” yarışmasının finalistleri belli oldu. İki aşamalı olarak düzenlenen yarışmanın ilk etabında otomotiv konusunda uzman gazetecilerden oluşan 75 OGD üyesinin oylarıyla 7 finalist otomobili belirledi. Aday olan 17 yeni model arasından BMW 3 Serisi, Citroen C5 Aircross, Mercedes-Benz A Serisi Sedan, Nissan Micra, Opel Corsa, Peugeot 2008 ve Renault Clio finale kalmaya hak kazandı.

Renault Clio


14 NİSAN’DA AÇIKLANACAK

Yarışmanın ikinci etabında finale kalan 7 otomobil için 8 Nisan tarihinde Intercity İstanbul Park’ta test sürüşü düzenlenecek ve ardından ikinci oylamaya geçilecek. 7 finalist otomobili son bir kez daha test etme şansı bulacak olan OGD üyelerinden oluşan her jüri üyesi sahip olduğu 250 puanı adaylar arasında dağıtacak. En fazla puan alan finalist, “Türkiye'de Yılın Otomobili” seçilecek. Birinci olan otomobil, 14 Nisan 2020’de düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak.

Citroen C5 Aircross


NEYE GÖRE SEÇİLİYOR?

OGD üyeleri oylarını “tasarım, yol tutuş, ergonomi, yakıt tüketimi, emisyon oranları, güvenlik, donanım seviyesi ve fiyat/değer oranı” kriterlerini göz önüne alarak kullanacaklar. “Türkiye’de Yılın Otomobili 2020” Hassan Tekstil ana sponsorluğunda, Bridgestone, Intercity ve Shell Helix Motor Yağları co-sponsorluğunda gerçekleşiyor.

Opel Corsa


Nissan Micra