Bülent Arınç, adalet reformuna sahip çıkarken arkasında Beştepe’nin duracağını sandı.

Bu güvenle şöyle konuştu, Arınç:

“Tayyip Bey’i adım gibi biliyorum ki o adalet istiyor. Köklü bir değişiklik bekliyorum. Önce zihniyette bekliyorum.”

Bir gün sonra AK Partililer istifasını istedi.

Arınç’ın milletvekili oğlu Mücahit, “Babamın görüşleri bizleri bağlamaz” diye ekledi.

Bahçeli, “Ahmak” diye hakaret etti.

Erdoğan, “Beni rencide etti” diye konuştu.

Arınç, Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa etmek zorunda kaldı.

10 yıl önce ayarını bozdukları adalet kantarı, işte şimdi günü gelmiş, Arınç’ı da tartmıştı.

ERZİNCAN DAVASI

Dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, 2009’da şehre atanınca İsmailağa’ya ve Gülen gruplarına soruşturma açtı.

O yıllar FETÖ’ye ‘Hizmet Hareketi’, Gülen’e ‘milyonların sevgilisi’ denilen yıllardı.

Gülen’in adının, besmele çekmeden ağza alınmadığı...

Ayrı yollardan aynı menzile yürünen...

Ne istedilerse verilen yıllar...

Erzurum’da görevli FETÖ’cü Özel Yetkili Savcı Osman Şanal, Cihaner’in dosyasını zorla aldı. Cihaner hakkında, İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı Erzincan’da uyguladığı iddiasıyla soruşturmaya koyuldu.

Bir gizli tanığı vardı:

Bayram Bozkurt.

İliç’te görevli bu savcı, ilçeyi soyup soğana çevirmişti.

Bir altın madeninden rüşvet almış, uyuşturucu kaçakçısını para karşılığında bırakmış, Divriği Kalesi’nde definecilik yapmış, kuyumcudan satın aldığı bileziklerine üzerine yatmıştı.

Bunlar ne ki?

Kahvehaneci Muharrem’e bile 86 TL çay-oralet borcu takmıştı.

KENEYLE SUİKAST, ÇAYCIYLA DARBE

Bozkurt’tan illallah diyen İliçliler, Ankara’ya şikayet üstüne şikayet yağdırınca Hakim ve Savcılar Kurulu inceleme başlattı. Bozkurt, Erzurum Adliyesi’ne koştu.

Kendisine ‘Gizli Tanık Efe’ adı verildi.

İfadesinde, Başsavcı Cihaner ve Erzincan İl Jandarma Komutanı Komutan Recep Gençoğlu başta olmak üzere rüşvet ve yolsuzluk hakkında işlem yapan ve alacağını isteyen kim varsa, Ergenekoncu diye suçladı.

Dahası vardı.

Sözde bir akşam 3. Ordu Komutanlığı’na davet edilmişti.

Rakıyı fazla kaçıran komutanlar darbe tasarladıklarını ağzından kaçırmıştı.

Bozkurt, 86 TL’lik alacağını isteyen kahveci Muharrem’in de örgütten olduğunu söyledi.

Bozkurt’a göre, Ergenekon kendisine suikast girişiminde bulunmuştu.

Nasıl mı?

Arabasına kene atmak suretiyle!

‘TUU SİZE!’

Bozkurt’un ifadesiyle MİT, Jandarma ve Erzincan Adliyesi basıldı. Başsavcı Cihaner yaka paça gözaltına alınıp tutuklandı.

Bu haber televizyonda “Başsavcıya abluka” diye altyazıyla duyuruldu.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, adliyenin basılmasını değil, başsavcının gözaltına alınmasını hiç değil, altyazıyı dert etti.

“Adliye basıldı diyorlar. Böyle baskın mı olur? Tuu size. Bunlar hep basmaya alışmışlar. Darbeye alışmışlar. Ama kafaları basmıyor” dedi.

DEVLET BÜTÇESİNDEN ESTETİK

Erzincan Davası, Bozkurt’u kurtarmadı. Meslekten ihraç edildi. Fakat ‘hizmetlerine’ karşılık devlet bütçesinden estetik operasyon geçirdi. Adı ‘Hakan Aslan’ diye değiştirilerek, Keskin Cumhuriyet Savcısı yapıldı. Adliyeye hiç gitmedi. Yurt dışı hizmeti adı altında eşiyle ABD’ye gönderildi. Gülen’i ziyaret etti.

17-25’ten sonra yeniden ihraç edildi. Hakkında dava açıldı.

“Kaçma şüphesi yoktur” diye bırakıldı. Saniyesinde firar etti.

15 Temmuz’dan sonra, İzmir’de saklandığı evden kaçarken balkondan düşerek ayağını kırdı ve yakalandı.

ARINÇ’IN DAMADI

Bozkurt, bu kez FETÖ aleyhine tanık oldu. Üniversitede okurken, kaldığı ışık evinden tanıdığı Ekrem ‘abisinin’ referansı ile savcılığa kabul edildiğini, ihracından sonra mesleğe döndüğünü söyledi. Bozkurt’un Ekrem abisi, kim miydi?

Arınç’ın damadı, Dr. Ekrem Yeter.

Dr. Yeter, FETÖ’nün Uluslararası Sağlık Federasyonu’nun da başkanıydı.

Yeter, 5 Haziran 2017’de tutuklandı.

Dört günde tahliye edildi.

Üç yılda beraat etti.

ADALET MÜLKÜN DAMADI OLURSA

Bozkurt’a gelince...

Ankara ve Erzincan’da yargılandığı davalarda itirazlara rağmen ikinci kez ‘kaçma şüphesi yoktur’ diye bırakıldı ve bir daha bulunamadı. Sahte kimlikle Kuzey Makedonya’dan Sırbistan’a geçerken yakalandığı anlaşıldı.

Artık kayıp...

Arınç’ın aradığı adalet gibi...

Arınç, yargıdaki siyasal nitelikli ve hukuk dışı uygulamalara işaret ederken haklıydı. Fakat söz ettiği adalet kantarının ayarı, Şanal ve Bozkurt gibi çetecileri, sırtını sıvazlayarak yargıya yerleştirdiklerinde bozuldu.

Erzincan Adliyesi basılıp Cumhuriyet değerlerine bağlı bir başsavcı gözaltına alınınca bozuldu.

Arınç, “Tuu size” diye tükürdüğünde bozuldu.

Suikast yalanıyla Kozmik Oda’ya namahrem eli değdiğinde bozuldu.

Cadı avını “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diye alkışladığında bozuldu.

Adalet mülkün damadı olduğunda bozuldu.

Ve bugün dava arkadaşları, elleriyle ve elbirliğiyle bozdukları bu adalet kantarda Arınç’ı tartıyor.