Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni çılgın projesini açıkladı: Muhalefetin yerli ve millisini Türkiye’ye kazandırmak!

Yerli uçak gibi...

Yerli otomobil gibi...

Yerli tank gibi...

TRJ628

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran 2015’teki genel seçimden önce vaatleri arasına yerli uçak projesini de aldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, 27 Mayıs’ta Haliç Kongre Merkezi’nde projeyi tanıttı.

Bütün kanallar canlı yayındaydı.

Salonun ışıkları karartıldı.

Ekran ışıldadı ve ilk yerli uçağın animasyonu yayınlandı.

Adı, TRJ628’di.

Yerli uçak, Türk mühendislerince üretilecekti. Son teknoloji harikasıydı. Gökyüzüne başarının imzasını atarken, 70 kişilik yolcu kapasitesiyle dünyada yankı uyandıracaktı. Türkiye havada lider oyuncular arasına girecekti. Bu, göklerdeki milli çağın başlangıcıydı.

Davutoğlu, hayli duygulandı.

Hazerun ağlamaklı...

Salonda “Dik dur eğilme” sloganları atılıyor.

Davutoğlu, “Nuri Demirağ’ı engellediler. Bizi engelleyemeyecekler” diyor.

Bir yıl sonra Davutoğlu, e-bildiri ile başbakanlıktan oldu.

TRJ628 bir animasyondan ibaret şimdi.

ARABA SEVDASI

Jet Fadıl, kıçımıza ‘İmza’sını attığından beri yerli araba sevdasını dillendiren olmamıştı. Ta ki Erdoğan, 2011 yılında katıldığı TÜSİAD Genel Kurulu’nda “Ben bir babayiğit arıyorum” diyene kadar...

Hiçbir babayiğit çıkmadı.

Erdoğan vazgeçmedi.

Otomobil Sanayicileri Derneği, “Nasıl yerli otomobil hazırlarız?” diye derhal rapor hazırladı. İki model üretilecekti. SANKO Holding, hazırlıklara başlamıştı. Otomobilin elektriklisi bile olacaktı.

Yakıtı bor’dan sağlanacaktı.

Rapordan öteye geçilemeyince iş başa düştü.

Erdoğan, 2012’de gittiği Güney Kore’de sekiz firmanın CEO’su ile buluştu. Türk yerli otomobilinin üretimi için teşvik paketinden söz etti. Bir firmaya motor üretmeyi önerdi. “Paketi görünce dayanamayacaksınız” dedi.

Paket hiç açılmadı.

Bir yıl sonra...

Türkiye’nin tek otomobil üreticisi olan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, “Yerli otomobil ticari açıdan intihar olur” dedi.

Dinleyen mi vardı?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2014 yılında “Türkiye aradığı babayiğidi buldu” dedi. Fakat babayiğidi hemen açıklamadı.

Tadını çıkara çıkara ilan edecekti.

Ne var ki, sonraki günlerde de babayiğitten söz etmedi.

Yerli otomobil unutulmuştu ki...

Bakan Işık, “Yerli otomobil için hayırlı bir imza attık. Nasıl yapılacağı konusunda daha sonra açıklama yapacağım” dedi.

Işık, küçük sürprizleri severdi.

O yüzden açıklamadı.

Aynı günlerde Davutoğlu’nun uçağı TRJ628, göklerde değilse bile ekranda süzüldüğü için yerli otomobili soran olmadı.

3 yıl daha geçti.

Yiğit düştüğü yerden kalkardı.

Erdoğan, TÜSAİD’ın 2017 yılındaki Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda OHAL’ın kaldırılmasını talep eden işadamlarına veryansın etti. Sözü yerli otomobile getirdi. “Bu salondan bir babayiğit çıkaramayacaksak dükkanı kapatıp gidelim” dedi.

Aranan babayiğitler OHAL şartlarında bulundu.

Beş şirket, 2018’de Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişimi’ni kurdu.

Yerli otomobil, yola çıkmadan Birleşmiş Milletler’e döndü.

Tasarımı İtalyan, şasisi İngiliz, motoru Alman, bataryası Çinli.

Operasyonlardan sorumlu yöneticisinin adı, Sergio Rocca.

Neyse ki tesisler, bizim Bursa’da...

TANK OLMADI, NASİPSE MOTORU YAPACAĞIZ

Gemlik’teki askeri alan TOGG’a tahsis edilirken, yerli otomobilin beş babayiğidinden biri, Ethem Sancak’tı.

Sancak, Mevlana’nın Şems’e olan aşkı gibi Erdoğan’a sevdalıydı. Karasevda gözlerini öyle köreltmişti ki, bu uğurda satmayan gazeteler çıkarmıştı. Bu sayede TMSF’nin elindeki BMC şirketi, Erdoğan tarafından Sancak’a verildi.

Katar Emiri’nin Sancak’a ortak olması sağlandı.

Koç Grubu’nun tamamlama aşamasına getirdiği, yerli ve milli tank projesi olan Altay, sermayesinin yüzde 49.9’u Katar’a ait olan BMC’ye devredildi. Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası, 50 milyon dolarlık yatırım karşılığında 25 yıl boyunca bedavaya BMC’nin oldu.

Hesapta Altay tankı 18 ay sonra teslim edilecekti.

Almanlar motor vermediğinden...

Nasipse yerli ve milli tank motoru üreteceğiz.

TÜRK TİPİ MUHALEFET

Ak Parti, bu üç yerli ve milli projede gösterdiği başarının benzerini şimdi muhalefet alanında ortaya koymayı arzuluyor.

Kuşkusuz, bu da yerli ve milli bir geleneğimizdir.

Geçmişte nasıl, Türkiye’nin komünist olup olmayacağına Ankara Valiliği karar vermeye niyetlendiyse, ihtimal yakın gelecekte de muhalet edebilmek için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na başvurmak gerekebilir.

Olacaksa, Başkanlık Sistemi gibi “Türk Tipi” muhalefet olmalı.

Dün Rus uçağının düşürülmesini, bugün Putin’e gönderilen özür mektubunu...

Dün faizin indirilmesini, bugün artırılmasını alkışlamalı.

Kazandığı seçimin iptal edilmesini istemeli.

Bizzat YSK’ya başvurup “Ben bunu hak etmedim” demeli, yerli ve milli muhalefet.

İktidarın sabıka kaydını silmeli.

‘Boron’ gibi olmalı.

Doğal mineralli ilk yerli ve milli temizlik deterjanı gibi...

Öyle pırıl pırıl, öyle tertemiz.