Eski Türkiye, 11 Kasım 1998 akşamı Kanal 6 ve Kanal E’nin akşam haberlerini soluğunu tutarak izledi. Türk Ticaret Bankası’nın (Türkbank) satışına ilişkin soruşturmada gözaltına alınan iş adamı Korkmaz Yiğit, “Polis beni alırsa yayınlayın” diye çektiği videosunda, ihale sürecine müdahale eden organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’yı suçladı. Yiğit, Çakıcı’dan duyduğu korkuyu, siyasi tarihe geçecek şekilde “Vücut kimyam bozuluyordu” diye anlattı.

FİRARİ ÇAKICI CANLI YAYINDA

Yiğit’in vücut kimyasını bozan bu süreç, batık haldeki Türkbank’ın 1997’de Başbakan Tansu Çiller tarafından satılmak istenmesiyle başladı.

ANAP Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık, Başbakan’ın eşi Özer Çiller ve Çakıcı’nın ihalede devreye girdiğini iddia etti.

Çakıcı firariyken, 1 Mayıs 1997’de Flash TV’ye telefonla bağlandı.

Özer Çiller’in Türkbank’ın satışında 20 milyon dolar komisyon istediğini ileri sürdü. Başbakan Çiller’e hakaret etti.

İktidar değişti.

Mesut Yılmaz’ın ANASOL-D hükümeti kuruldu.

AŞIK’TAN ‘KAÇ’ MESAJI

Bu kez ANAP’lı Eyüp Aşık’ın Çakıcı ile telefon görüşmesinin kaydı ortaya çıktı. Çakıcı, telefon görüşmesinde, Aşık’ın haber vermesi sayesinde ABD’den Kanada’ya kaçtığını anlatarak, “Senin lafından sonra hemen yer değiştirdim, Kanada’ya çıktım” diyordu.

Aşık’ın, bakanlık ve milletvekilliğinden istifası kabul edilmedi.

Yetmezmiş gibi, memleketinde “Trabzon seninle gurur duyuyor” diye karşılandı.

Aşık, çeteye yardım suçundan beraat etti.

ESKİ MİT’Çİ ADINA SAHTE PASAPORTLA YAKALANDI

Çakıcı, eski bir MİT’çi olan Nedim Acar adına düzenlenmiş sahte kırmızı pasaportla Ağustos 1998’de Fransa’nın Nice kentinde yakalandı.

Bugünlerde Türkbank ihalesini iş adamı Korkmaz Yiğit kazandı.

Yiğit, Bank Ekspres’in sahibiydi.

Ahmet Özal’dan Kanal 6 ve Kanal E’yi, Aydın Doğan’dan Milliyet’i, Dinç Bilgin’den Yeni Yüzyıl gazetesini alıp medyaya girmişti.

CHP Milletvekili Fikri Sağlar, Ekim 1998’de Yiğit ile Çakıcı’nın telefon görüşmesini açıkladı. Çakıcı, Yiğit’e, “Tek başına girer ihaleyi alırsın” diyordu.

Yiğit, 9 Kasım 1998’de gözaltına alındı.

VÜCUT KİMYASI

İki gün sonra Yiğit’in açıklaması iki kanalında yayınlandı.

Yiğit, Çakıcı’dan duyduğu korkuyu şu sözlerle anlattı:

“Bana ağza alınmayacak küfürler etti. Konuşmak zorunda kalıyordum. Tükürüklerim kuruyor, vücut kimyam bozuluyordu. Konuşmam diyemiyordunuz. İlkokula gidecek çocuğunuzun kaçta okula gittiğini, İskoçya’da okuyan iki çocuğunuzu biliyordu. O ses sizi ne hale getiriyor, düşünebiliyor musunuz? Benim yerime başka bir iş adamı nasıl davranabilirdi ki?”

ERDOĞAN’A TEHDİT, BAHÇELİ’YE HAKARET

Türkbank’ın satışı durduruldu. Tutuklanan Yiğit ile ve MİT’çi Yavuz Ataç’ın da aralarında olduğu altı sanığa dava açıldı.

Çakıcı, 13 Aralık 1999’da Türkiye’ye getirildi. Üç yıl sonra tahliye edildi.

Cezası kesinleşince Avusturya’ya kaçtı. Bu ülkede, eski MİT’çi Faik Meral adına düzenlenmiş pasaportla yakalandı. Çakıcı, Türkiye’ye getirildiği 2004’ten salıverildiği 16 Nisan 2020’ye kadar Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldı.

Tutukluyken Erdoğan’a küfredip tehditler savurdu.

Bu yüzden 16 ay 20 gün hapis cezası aldı.

Binali Yıldırım’a “Kendine ve çocuklarına dikkat etsin” diye haber yolladı.

Bahçeli’ye hakaret etti.

Fakat Bahçeli, dile getirdiği af düzenlemesinin mağduriyet sembolü olarak Çakıcı’yı seçti. MHP lideri, Çakıcı’yı hastanede ziyaret etti.

MHP’nin bastırdığı infaz düzenlemesi, 14 Nisan 2020’de TBMM’den geçti.

Çakıcı’nın ‘mağduriyeti’ giderildi.

MUHALEFETİN CAN GÜVENLİĞİ

O gün bugündür Cumhur İttifakı’nın sıkı destekçileri arasında yer alan Çakıcı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ederek, “Seni bakla kazığı ile tanıştırırım” diye tehdit savurdu. Bahçeli ve AK Partili Mehmet Metiner, Çakıcı’ya sahip çıktı. Bahçeli Çakıcı için “Dava arkadaşım” dedi.

Geçiyorum artık, siyasetçileri ve gazetecileri...

Erdoğan hakkında sosyal medyada eleştiride bulunanların, sokak röportajında iktidarı ufacık eleştirenlerin bile evleri kuşluk vakti basılırken, Çakıcı’nın bu tehditleri karşısında yaprak kımıldamadı.

İçişleri ve Adalet bakanlıkları duymazlıktan geldiler.

Cumhur İttifakı’nın sarsılmaması adına Türkiye’de hukuk ve demokrasi adına ne varsa yerle bir edildi.

Başta CHP lideri olmak üzere muhalefet, bu ülkede artık can tehdidi altındadır.

Hatırlayın...

Kılıçdaroğlu’nun önüne şehit cenazesinde mermi bırakıldı.

Bir başka cenazede linç edildi Kılıçdaroğlu.

Meral Akşener’in evinin önünde gösteri yapıldı.

Akşener ve eşi, saldırganlara “Hadi, gelin vurun” diye bağırmak zorunda bırakıldı.

Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Barış Atay, sokak ortasında dövüldü.

Gazeteciler linç timlerinin hedefi oldu.

Bugün Türkiye’de, hiçbir yurttaşın Çakıcı kadar ifade özgürlüğü bulunmuyor!

Çakıcı, bir vakitler iş adamı Korkmaz Yiğit’in vücut kimyasını bozmuştu.

Bugünlerde ise siyasetin de vücut kimyasını bozuyor, hukukun da demokrasinin de.