Bazı yemek isimleri vardır ki insanın aklına yanlış şeyler çağrıştırır. Bu isimlerin kimi güldürür, kimi derin derin düşündürür, kimi de insanı o yemekten soğutur. İşe "Talaş Kebabı'ndan" başlayalım. Eğer bu muhteşem börekle daha önce tanışmadıysanız, bu ismi duyunca aklınıza rendelenmiş tahtadan arda kalan talaşlar gelecektir. Halbuki bu kıymalı börek, Türk Mutfağı'nın en lezzetli yemeklerinden biridir. Sanırım bu isme, böreği keserken tabağa dökülen hışır hışır yufka kırıntılarının görüntüsü neden olmuştur.

Ya "Oturtma'ya" ne demeli? Bu kelime sizin aklınıza ne tür bir yemek çağrıştırır. Kim nereye oturtulmuş, bir zorbalık algısı taşıyan bu kelime de çok lezzetli bir yemeğin adıdır. Hem patlıcanla hem de patatesle yapılan Oturtma'yı çok severim. Tek kusuru, fazla ekmek yedirmesidir.

"Karnıyarık" adı, beyninize ne tür bir görüntünün düşmesine neden olur? Eğer bu soruyu Refik Halit Karay'a sorsaydım şu yanıtı alırdım: "Ameliyat masasını veya Abanoz Sokağı'nda işlenmiş bir cinayeti hatırlatır..." Böylesine bir manzara sizi tiksindirir mi yoksa iştahınızı mı açar? Halbuki bu yemek Türk Mutfağı'nın baş yapıtlarından biridir.

"İmam Bayıldı" denince gözümün önüne, sarıklı, cüppeli, sakallı, yere ikiseksen uzanmış bir imam gelir. Bu yemeğin adını birebir tercüme ettiğimizde, karşımızdaki kişinin şaşkınlığını düşünebiliyor musunuz? Adam, bayılmış bir imamın nasıl yeneceğine bir türlü akıl erdiremez.

Peki size "Kuyruğu Sulu" desem aklınıza neler üşüşür? "Bir su kuşu mu?" diye düşünmez misiniz? Veya bir başka hayvanı! Halbuki bu, Isparta yöresinde yapılan çok lezzetli bir böreğin adıdır. Çiğ böreğe benzer ama onun gibi yağda değil de sac üstünde kızartılır.

"Sakala Çarpan'ın" havada uçan bir böcek olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Çünkü sakalınıza çarpan, yeşil mercimekle birlikte pişen eriştedir. Bunun bir diğer adı da Bacaklı Çorba'dır. Burada erişteye bacak kelimesi uygun görülmüştür.

"Kurşun Geçmez Köftesi!.." Sonunda köfte lafı olmasa onu bir savunma giysisi sanırsınız. Sakın böyle bir yanılgıya düşmeyin. Bu, Malatya Mutfağı'nın en sevilen yemeklerinden biridir. Et, bir kütüğün üstünde taşla bir güzel dövülür, tüm sinirler ayıklanır. Sonra ince bulgurla iyice yoğrulur. Sıcak suda haşlanır. Malatya Mutfağı garip isimler konusunda oldukça zengindir. İşte bir kaç örnek: Keloğlan, Taş Küllüğü, Gilgirikli Köfte, Avrat Köftesi...

"Kedi Batmaz", bence en garip yemek isimlerinden biridir. Bolu yöresinin bu ünlü yemeğine bir çok hikaye yakıştırılır. Benim sevdiğim ise özetle şöyledir: Gelin, evde bulduğu malzemelerle lezzetli bir yemek yapar. Gelinini küçük düşürmek isteyen kaynana, evin kedisini kucağına  alıp tencereye batırmak ister. Kedi direnir, ayaklarını toplar, yemeğe basmaz. Kaynana bu sefer,"Bu yemek öylesine berbat ki kedi bile batmıyor" der.

"Kesme İbik Çorbası" deyince aklınıza doğranmış horoz veya hindi ibiği gelmesin. Amasya yöresinde erişte, yeşil mercimek, yoğurt ve nane sosu ile yapılan, lezzeti ile damakları şenlendiren bir yemektir.

"Ağzıaçık", size açık ağızlı, çenesinden salyalar akan aptal birini anımsatırsa yanılırsınız. Urfa yöresinde yapılan bir kıymalı pidedir ve insan yemeye doymaz.

"Cıvıklı..." Aklınıza hemen cıvık cıvık, yapış yapış bir şeyi getirmeyin. Bu, Develi Cıvıklısı'nın kısaltılmış halidir. Develi Cıvıklısı da kuşbaşı etle yapılan bir pidedir ki, lezzetiyle insan oğlunun aklını başından alır.

"Kısır'ı" hepiniz bilirsiniz. Daha çok çocuğu olmayan kadınlar için kullanılır. Bu isim bulgur, salça, taze soğan, maydanoz ile yapılan, mağrulla yenen bu lezzetli yemeğe niçin konmuştur. Kısır'a kısırlığı kim yakıştırmıştır. Acaba Kısır, bir bulgur çeşidinin adı mıdır? Bilen varsa beri gelsin.

Sırada olay bir isim var: "Pişik Taşağı". Telaşlanmayın, bu ismin müstehcenlikle hiç ilgisi yok. Ayrıca bir sakatat yemeğinin adı da değil. Gaziantepli'lerin lokma tatlısına taktıkları isimdir bu. Antepliler nüktedan insanlardır. Tatlı lokma toplarına bu benzetmeyi uygun görmüşler demek ki!..

"Eli Böğründe" dersem, nefes nefese kalmış yorgun birini kastettiğimi sanmayın. Bu, kuzu eti, kuyruk yağı, domates, yeşil biber, patlıcan ve bol sarımsakla yapılan bir Maraş yemeğidir. Bu yemeği yiyince insanın eli böğrüne değil de gitse gitse midesine gider.

"Enişte Lokumu", arka planda cinsel çağrışımlar taşıyan bir tatlıya verilen addır. Doğu Karadeniz'de, düğünlerde kız tarafının erkek tarafına dağıttığı kalorisi çok yüksek bir kurabiyedir. Burada Enişte'den kasıt damattır. Bu kurabiye eniştenin kuvvetlenmesi içindir!

Tatlının cinselliği artırdığına inanılır nedense. "Kerhane Tatlısı" da bunlardan biridir. Genelevlerin önünde satıldığı için bu isim uygun görülmüştür. İçeri girene de dışarı çıkana da kuvvet verdiği söylenir. Tatlı isimleri onun için biraz cinsel çağrışımlıdır: Dilber Dudağı, Sütlü Nuriye gibi.

"Şıllık", hafifmeşrep bir kadını çağrıştırsa da, Urfa'da, kahvaltıların vazgeçilmez tatlısıdır. İnce açılmış yufka, kaymak, fıstık içi ile yapılan bu tatlı cennete layık bir yiyecektir.

"Kadınbudu Köfte" yi söylemeye gerek var mı? Hepimizin malumu olan bu lezzetli köfte adını köftenin şeklinden almıştır zannedersem. Ama bu but, oldukça tombul, selilütlü bir buttur. Çünkü köfte öyle görünür.

Bu örnekler yaz yaz bitmez. Türk mutfağı lezzet zengini olduğu gibi benzetme zenginidir de. İşte bazıları: Yanıyarma, Göbek Dolması, Ölünün Körü, Yalancı Dolma, Bicibici, Kaçamak, Çaput Aşı, Kocakarı Gerdanı, Tavşan Üflemesi, Fincan Ağzı, Sarığı Burma, Tosunum, Otur Fatma Tatlısı, Dul Avrat Çorbası, Yengen, Zümküfül, Sulu Kaçamak, Pumpum Çorbası ve diğerleri...

Yazıyı bir Çin Atasözü ile bitirmek istiyorum: "Bir yemeğin ismi ne kadar tuhaf olursa o kadar lezzetlidir!"