Değerli Okurlar, 21 Mart’ta başlayan zorunlu ev yoklamamızın ikinci ayını bitirmek üzereyiz. Şafağımız belirsiz! Çarşı iznimiz, gözümüzü açıp kapayıncaya kadar! Ruh halimiz ise ergenliğe geri dönüş!

Bu belirsizlik ve kapalı kalma hali inanın psikolojimizi bozdu. 65+ yaş gurubu olarak bir nevi toplumdan dışlandığımızı düşünmeye başladık. Riskli, acınacak hale getirildik. Kendi çoluk çocuğumuz bile bize hüzünlü gözlerle bakar oldu. Toplumun sosyolojik ve tarihi hafızası olan bizler, genç kuşaklardan soyutlandık. Sormak istiyorum, bizim yaş grubundaki siyasiler ya ülkeyi yönetiyorlar ya da siyaset yapıyorlar ama ben niye bankaya gidemiyorum? Bu bir ikilem değil mi? Değerli Yönetenler, hiç kuşkunuz olmasın bizler kendimizi koruruz. Bu kısıtlı durumdan dolayı, bugün günlerden ne, ayın kaçı, mevsim nedir derken nefes sayısını tüketeceğiz, haberiniz olsun. Uyanıyoruz, kahvaltı ediyoruz, o an ki halimize göre gazete, televizyon, kitapla oyalanmaya çalışıyoruz ama inanın artık bunlardan da sıkıldık, sonra koridorda bir uçtan diğer uça yürüyüştü, akşam yemeğiydi, ana haberlerdi, tartışma programları derken hadi bize iyi geceler... Az daha evde tutulmaya devam edersek yataktan hiç kalkmadan boş boş tavana bakmaya başlayacağım. Valla koronaya gerek yok hastalanmamız için, hareketsizlikten, sıkıntıdan ölmek üzereyiz…

Bizi yönetenler, 65 yaş üstü insanların da yapmaları gereken işleri ve bir sürü sorumlulukları vardır. Bizler cam kenarında oturup geçmiş günlerle avunacak duruma gelmedik henüz. İşine gitmesi gereken bir sürü insan evde, sıkıntıda. Maaşlarını çekmeye gönderecek yakınları olmayanlar var. Kaçamak yapıp maaşını bankamatikten çekmeye çalışanların kartlarını bankamatik kapıyor. Belki de yerel yönetimlerin, hakla el ele vermeleri engellenmese idi 65 üstü gençlerin sıkıntılarının çoğu çözülecekti.

Yönetenler; bizler devlet terbiyesinin ne olduğunu en az sizler kadar bilen insanlarız. Bu nedenle de yasalara uymakla kalmayıp kendimizi koruruz. Yetti artık, bizleri haftanın belli zamanları izinle hapishanedeki avlu iznine çıkıyoruz gibi bir duruma düşürmeyin. Mart ayında ilk vakaların görüldüğünde bir aylık sokağa çıkma yasağı uygulansa idi, bugün bu sıkıntıları yaşamazdık. AVM’ler açıldı bizler hala kapalıyız. Bu yasakları bayram sonunda kaldırın. Biraz daha kapalı kalırsak koronaya gerek kalmadan başka çeşitli hastalıklara yakalanacağız.

Bilim  Kurulu’nun Değerli Hocalarına da seslenmek istiyorum. Bu hastalığa yakalanmama önerilerinizin başında “BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ”nin güçlü olması gereğini dile getiriyorsunuz. Çok haklısınız! Ama iki ayı aşkın süre boyunca bu yaş grubunu eve kapatarak, bağışıklık sisteminin sıfırlanmadığını söyleyebilir misiniz? İkincisi, dünyada sadece 65 yaş üstü ve 20 yaş altını bağlayan böyle bir yasağın olduğu başka bir ülke var mı? Bir an önce toplumun hafızası olan bu gençlere özgürlüklerinin verilmesi konusunu lütfen Türk büyüklerimize iletin.

Cevdet Çağla’nın şarkı sözleri ”İftirakınla efendim, bende takat kalmadı” duruma çok uygun değil mi?

SON SÖZ: SIKILMAKTAN BİLE ÇOK SIKILDIM!