Ülkem hem içeride, hem dışarıda büyük sorunlarla boğuşuyor. İçerde büyük ekonomik sıkıntılar, her geçen gün artan pahalılık, ülke tarihindeki en büyük genç işsizliği, Kuzey Suriye’ye yapılan barış harekatı dolayısı ile ülkeye sığınan 4 milyonu aşkın mülteci! Yönetenlerin iddialarına göre de mültecilere sarf edilen  45-50 milyar dolar! Ben konuyla ilgili sağlıklı yorum yapma yetkinliğini, monşerlere bırakıyorum. Ancak harekatın yapılmasına monşerler ve çoğu yorumcuların aksine yandaş yorumcular ilginçtir lehte konuşuyorlar! Ama işin ekonomik yönüne bakılırsa bu 50 milyar dolarla, havaalanları, köprüler, yollar, marmaray, metrolar, şehir hastaneleri  yapılmakla kalmaz, ülkemin çoğu problemleri de çözülür, çocuklarımız ve torunlarımız geçilmeyen köprülerin, uçulmayan havaalanlarının, yatmadıkları hastane faturalarını ödemeye mahkum olmazlardı…

Bütün bunlar yetmedi, bir de üstüne üstlük Libya olayı çıkmaz mı!.Ülkemi yönetenler ise alelacele Meclis’ten Libya’ya asker gönderilmesi teskeresini onaylamaz mı?! Bu işin gerekçesini, hükümet, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol alanındaki ortaklık diye anlatıp, asker gönderme konusunu da buna bağladı. Tabii bu karar birçok kesim ve muhalefet tarafından çok eleştirildi ve kuşkusuz daha uzun süre de eleştirilmeye devam edilecek. Diliyorum bu olayın sonunda da  yanıldık demeyiz. Neye dayanarak mı söylüyorum? Suriye olayında geldiğimiz noktadan yola çıkarak ne aldık, ne verdik bilen varsa bize de anlatsın.

Değerli Okurlar; yukarıda anlattıklarımın çok önemli sorunlar olduğu bir gerçek! Ancak şu anda, bütün yukarıdakileri gölgede bırakacak, ülkemin geleceğini karartmaya yönelik çok  önemli bir gerçek var. Laik Cumhuriyet’in geleceğini karartmaya, yok etmeye yönelik birtakım olaylar yaşanıyor! Neler mi?

-Cumhurbaşkanı eski Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, Üsküdar Üniversitesi işbirliğiyle yapılan toplantıda MEHDİ gelecek hazırlık yapalım dedi. Yine İslam Birliği Koordinasyonu anayasasından söz ediyor ve bu birliğin başkenti İstanbul ve birliğin dili Arapça, yönetimi özerklik diyor. Bunları anlatırken Diyanet İşleri Başkanı birinci sırada oturuyor ve alkışlıyor. Bu yapılan islam birliği toplantısına sponsorlar kimler derseniz; THY, Aselsan, bazı AKP belediyelerİ vs. gibi daha birçok kuruluş. Bu destekleri görünce, bu toplantı devlet destekli mi diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

-İl Sağlık Müdürlüğü kamu hastanelerine tamim gönderiyor. Hastane kıyafetleri edep, adap ve inançlara uygun olmalı.

-İslamcı akademisyen yazar bir TV kanalında çok eşliliği ve çok evliliği savunuyor.

-Geçmiş haftalarda Resmi Gazetede yayınlanan “şer-i” bir yayın var.

-Milli Eğitim Bakanlığı’nın, orta eğitimde izni ve katkısıyla düzenlenen bir yarışma aynen şöyle duyuruldu. “Anadolu Geçlik Derneği AGD “siyer-i nebi yarışması” 15 Aralık Cumartesi gerçekleşecek. Peygamber Efendimizin hayatını konu alıyor. Başvuru liselerden 6 bin 10 kişi. Başarılı olan çocuklar Umre’ye götürülerek ödüllendirilecek.”

Artık tüm toplu taşımalarda, arkadaş toplantılarında ve sosyal medyada insanlar, hayat pahalılığı gibi konuları değil de bunları konuşuyor!.. Acı olan da bu denli hayati bir konuyu üzülerek söylemeliyim ki; iki TV kanalı ve yandaş olmayan birkaç gazete dışında kimse dile getirmiyor!..

-Diyanet işleri Başkanlığı siz ne iş yaparsınız? Bütçeniz, Allah nazardan esirgesin, 26 kamu Üniversitesi ile eşit. Bu yıl bütçeniz yüzde 34 artırıldı, başkanın altında zırhlı araba ve 125 bin çalışanınız var. Herhalde kendi işinizi bıraktınız, islamcı işlere kalkışıyorsunuz! Ortadoğudaki Irak, İran, Suriye, Arabistan gibi mi olalım? Yeni bir rejim inşa etmeye mi çalışılıyor? Bunlar yaşanırken neden kimse karşı çıkmıyor. Kuvayi Milliyeci kahramanlara bazı TV programlarında, soysuzlar hakaretler ediyor. Peki soruyorum bu yapılanlara kim dur diyecek? Siz bu Cumhuriyet sayesinde orada oturduğunuzun farkında değil misiniz? Bunlar yaşanırken, kimlerden cesaret alınıyor? UNUTMAYIN ; bu ülkenin aydınlığı LAİKLİK’tir.

-Laiklik dinsizlik değildir.

-Laikliktir, Yüce İslam’ı, insan eline ve hurafelere karşı koruyan.

-Laikliktir, Yüce İslam’ın siyasete alet edilmesini engelleyen.

-Laikliktir, din ve vicdan özgürlüğümüzü sağlayan.

-Laikliktir, bu ülkenin birlik ve dirliğini sağlayan.

-Laikliktir, bu ülkede insan gibi yaşamamızı sağlayan.

Şimdi bunları yazdığım için, sakın bu adam dinsiz mi demeyin, çarpılırsınız! Kimin imanlı, kimin imansız olduğunu Yaradan bilir. Bir şeyi de sakın aklınızdan çıkarmayın, bu dünyada yaptığınız etik olmayan işleri kılıfına uydurursunuz ancak ”Yaradanın bilgisayarına virüs girmiyor”. Yani hiçbir şey unutulmaz, silinmez.

-Bu  ülke M.Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu LAİK DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ ‘dir. Sonsuza kadar da öyle kalacaktır.

SON SÖZ:
O KADAR CAHİLSİNİZ Kİ, DİNİNİZ VAR DİYE AHLAKA İHTİYACINIZ KALMADIĞINI SANIYORSUNUZ. NİKOLA TESLA