Değerli Okurlar; emperyalist ABD ve yandaşlarının kışkırtması sonucu Suriye’ye girişimizle başlayan ve son dönemlerde iyice içinden çıkılmaz bir bataklık haline gelen bu dönem nasıl bitecek inanın çok merak ediyorum. Hele de ülkenin tüm kararları sarayda alınıyorken... Zaten bu içine düştüğümüz yanılgıların çoğu Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminden sonra oluşmaya başlamadı mı? Artık kabul edelim, bu sistem kesinlikle Türkiye’ye uymadı. Elbise, dar geldi. Şu dönemi parlamenter bir sistemle geçiriyor olsaydık,  bu travmaların çoğunu yaşamazdık diye düşünüyorum.

Yönetenlerin yurt içi ve yurt dışı konuşmalarında demokrasi vurgusu yapmalarına  rağmen, maalesef parlamento dışlanmıştır. Demokrasilerde, ülkelerin geleceği ve rutinlerinin konuşulması gereken yer parlamentodur. Ülkeyle ilgili hayati, hatta “Beka”’sı söz konusu olan görüşme önergeleri, muhalefet tarafından parlamentoya getiriliyor, gel gelelim AKP ve MHP oyları ile reddediliyor. Yıllarca parlamentoda bu alçak FETÖ için konuşulanlar ciddiye alınsaydı, o alçak girişim yaşanabilir miydi?

FETÖ’nün yıllarca bu ülkede cirit attığı dönemlerde, siyasi ayağının araştırılması parlamentoda dile getirilmek istendi. Ama gelin görün ki yine AKP ve MHP oyları ile reddedildi! İlginç olan da, hem bu kalkışmayı yapanları lanetliyor, hem de muhalefet tarafından sunulan siyasi ayağının araştırılma önergesini, MHP ile parlamentoda reddediyorsunuz.

Ülkenin kılcallarına kadar girildi yine umursanmadı. Rahmetli Kamer Genç, Meclis kürsüsünden bunların tüm pisliklerini dile getirirken AKP’li ağadayılar “Fethullah Hoca Efendimiz” diye diye övgüler diziyorlardı. Hele Türkçe Olimpiyatları komedisi oynanırken, Türk büyüklerinin mikrofonu alıp gözyaşları ile “gel hoca efendi, hasret bitsin” nidaları hala kulaklarımızda çınlıyor.

Ülkemi yönetenler; Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana hiçbir tarihte bu denli büyük ekonomik, sosyal ve askeri sıkıntılar içinde olmadık. Bu sıkıntıların en büyük sebeplerinden birinin FETÖ olduğu asla gözden kaçırılmamalıdır. Bu hainlerin TSK’ya, eğitime, adalete v.s verdikleri hasar unutulabilir mi?  Sayın İlker Başbuğ’un dile getirdiği konu ile beraber, siyasi ayağın kesin olarak ortaya çıkarılacağı da gözden kaçmamalıdır. Tüm bu yaşananların, kamuoyunu psikolojik açıdan ne denli yorduğu gerçeği de unutulmamalıdır. Gelin muhalefet partileri ile el sıkışıp bir milli ittifak sağlayarak, bu sıkıntılardan çıkmanın tek çözüm yerinin “Parlamento” olduğunda hem fikir olalım. Millet olarak temsilcilerimiz oradadır. Oradaki tüm temsilcilerimiz  kuşkusuz birer vatanseverdir. Bu ülke vatanseverleri ile ayaktadır. Hep dersiniz ya “ortak  akıl”, işte “AKIL” Parlamentodadır. Şu birkaç yıldır yaşadıklarımıza bakılırsa ne ABD ne de Rusya bizim dostumuz değildir. İşte gördünüz dostunuz Putin’i, kardeşiniz Esad’ı (Esed)!.... Gerçek şu ki, çok ciddi bir yalnızlık içindeyiz. İdlib’te Rusya ile biraz tersleştik, hemen leş kargası ABD’nin  Suriye temsilcisi damladı. Meğerse ABD’ye haksızlık etmişiz, NATO arkamızda imiş! İnsanda biraz utanma olur, PKK ve PYD’ye yapılan askeri yardımları ve katillere müttefikimiz dediklerini unutuyorlar mı? Ne ABD ne de Rusya artık bizi ciddiye almıyor! Temelde ikisi Suriye’yi paylaştı. Bizi İdlib’de boğuşturup, sınırımıza yığılan yüzbinleri de içeriye aldırarak ekonomik ve sosyal olarak bizi boğma niyetindeler. Rahmetle anıyorum Sayın Erbakan’ın, zamanında Suriye konusundaki manifesto niteliğindeki konuşması sosyal medyada dönüp duruyor. Aman diyor, Suriye konusunda ABD ve Siyonistlerin oyununa gelmeyin!!

Ülkemi yönetenler; bu oynanan oyunlar tümüyle ABD ve Rusya kurgusu ”Ortadoğu projesi”’dir.  Unutun artık, Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıl boyunca yaşadı ve yıkıldı. Yerine Atatürk ve Silah Arkadaşları önderliğinde Kahraman Türk Milleti tarafından “Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti” kuruldu. Burada güçlü bir ülke olarak yaşayabilmemiz ancak yeniden güçlü bir parlamenter demokrasiye dönmemizle mümkün olacaktır. Zaman daralıyor. Saraydan çıkacak kararlar mutlak parlamento süzgecinden geçmelidir.

Bakınız, futbolun orta hakemle yönetilmesine yetinilmedi, yeni bir yöntem geliştirildi, sebep olarak da hakem hatalarını azaltmak, hatta sıfır hataya ulaşmaktı. Adı “VAR”! İşte parlamento da, sarayın aldığı kararlar için VAR etkisi yaratacak ve eksikleri, hataları sıfıra indirecektir.

Ayrıştık Efendiler! Bizi bir araya, yeniden kardeşçe getirecek olan sizlerin, söylem ve uygulamaları çok büyük önem arz etmektedir. Dili, dini, etnik kökeni ve rengi ne olursa olsun, biz birlikte büyük Türk Ulusu’yuz…

SON SÖZ: “SİZ MESELEYİ SURİYE Mİ SANIYORSUNUZ? ONLARIN SURİYE’Yİ İSTEMESİNİN TEK BİR NEDENİ VARDIR, O DA TÜRKİYE’Yİ İŞGAL ETMEK İÇİN ZEMİN HAZIRLAMAKTADIR. EĞER BİR GÜN MESELE SURİYE OLURSA BİLİN Kİ HEDEF TÜRKİYE’DİR. BU SÖYLEDİKLERİMİ BİR GÜN ANLAYACAKSINIZ.” (NECMETTİN ERBAKAN)