Ali Babacan’ın “Varlık Fonu’nu kapatacağız. Tam bir kara delik...” demesi çok doğru ve yerindeydi... Aklıma Venezuela tipi başkanlık sistemi ile kurulan Ulusal Kalkınma Fonu FONDEN geldi.

“Bir ülke nasıl batırılır?” sorusunun cevabı FONDEN’de saklıydı. İbret alınmalı. Kurulduğu günden beri ülkeyi dibe çekti. Milyarlarca dolar nerelere aktarıldı, kimse bilemedi!

★★★

Aslında Venezuela’nın fon kurması gayet mantıklıydı... Petrol rezervi bakımından yaklaşık 303 milyar varil ile dünya lideri... Gelen para bir yerde birikmeli...

Bu demektir ki en yakın rakibi Suudi Arabistan’dan yaklaşık 35 milyar varil daha fazlası toprak altında... Garanti para!

★★★

Peki, bize ne oluyor? Öyle bir gelirimiz mi var? Türkiye’nin en değerli şirketleri, kupon arsaları, otelleri Varlık Fonu’na devredildi. Şirketler teker teker dökülüyorlar o günden beri...

ÇAYKUR, Varlık Fonu’na devredildiği 2017 yılından sonra kâr yüzü göremedi! Bu ülkede çaydan zarar eden tek kurumun ÇAYKUR olması manidar değil mi?

★★★

Venezuela’ya dönersek; hiçbir şeffaflığı olmayan fonun yöneticisi Başkan Chavez, ülkenin milyarlarca dolarlık gelirinin nasıl harcanacağının tek belirleyicisi oldu.

Başkanın kişisel onayına dayanan ve parlamento denetiminden geçmeyen tek bir imza ile milyarlarca dolar uçtu.

★★★

Bakın aklıma yine bizim Varlık Fonu geldi. Fon, sınırsızca, umarsızca, hunharca borçlandı diyelim. Sayıştay dâhil hiçbir kurum onu denetleyemez. Özel kanunla korunuyor, kimse bir şey diyemez!

Bilanço yok, hesap verme hiç yok. Kâr-zarar veya harcadığı paralar gizlilik kapsamındalar! Kurulduğundan beri yayınlanan bir rapor bulunmuyor. Şeffaflığa ihtiyaç da duyulmuyor. Parlamento’yu dahi bilgilendirmiyor.

★★★

Venezuela ile Türkiye 10.350 kilometre mesafede... Ne benzerliği olabilir ki bizimle? Nitekim Güney Amerika’nın bu nezih ülkesi 15 yılda sadece petrol ihracatından 1 trilyon dolardan fazla gelir elde etti. Para nereye gitti? Kimse bilemedi. Ülke eridi bitti!

★★★

Yıllar bu harcamalarla geçerken tulumbada su bitti!

Bugün asgari ücret 800 bin Bolivar... Yani 4 dolar... Bir kilo peynirin kilosu 400 bin Bolivar... Nasıl geçindiklerini hesaplamayın, beyniniz yanar...

Chavez’den sonra başa geçen Maduro, maaşlara yüzde 150 zam yapınca tamamıyla ele geçirilmiş medya; “Dünyada maaşlara en fazla zam yapan ülkeyiz” manşetleri atıyor. “Müjde”ler sayfalardan eksik olmuyor.

Tanıdık geldi mi? Nitekim Chavez gider, Maduro gelir... Maduro gider Kaduro gelir. Sistem yanlışsa sefalet kaçınılmaz gerçektir...

İşin enteresan tarafı, ülkenin en zengin şahsı milyarlarca doları bulunan eski Başkan Hugo Chavez’in kızı... Ülkenin diğer zenginleri de eşrafı, arkadaşları, dostları... İşte bir ülke böyle battı!