Basının saltanat kayığı Hürriyet’te “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan çantalara asla büyük paralar vermiyor... Orijinalin yerine çakma yani imitasyonlarını alıyor” satırlarını okuduğumdan beri duygu karmaşası içerisindeyim...

Böyle zulüm olur mu gözünü seveyim... Adımı sorsan söyleyemem yemin ederim. Hem üzüldüm, hem sevindim...

İşin üzüldüğüm tarafı itibardan tasarruf etmiş olmamızdı. Yakıştı mı? Türkiye’yi temsil eden bir kişinin özendiği bir çantanın gerçeğini alamayıp çakmasıyla dolaşması... Skandalın dik alası...

★★★

Ah ellerim titriyor... Of bir ateş basıyor... Kalbim tekliyor, gel hasta gibiyim... Sevinme nedenim ise çantanın varlığından haberim olduğundan beri içim içimi kemiriyordu.

Sene 1999... Erdoğan; “Eğer bir gün duyarsanız ki Recep Tayyip Erdoğan çok zengin olmuş, bilin ki haram yemiştir” demişti. Eh 50 bin dolarlık çanta da pek fakir işi değil sanki...

Bugünkü kurla 415 bin lira sadece bir çantaya... Ev alırsın o parayla... Öyle böyle değil, çok zengin olması gerekli...

★★★

Yıllar yıllar önceydi... O zamanlar bankada çalışıyordu bu fani... Bir sabah daha gün ışırken telefonum çalmaya başladı... Bir baktım müşterilerimden hesabı çok kabarık bir hanımefendi arıyor. “Hayırdır inşallah” deyip açtım telefonu...

Hızlı hızlı; “Murat Bey günaydın... Acil 35 bin Euro nakit paraya ihtiyacım var. Size ıslak imzalı talimatımı şoförümle yolluyorum. Hemen ona verirsiniz... Çok acil lütfen!” dedi...

“Maalesef çok zor... Sabahları hiçbir şubede bu kadar para olmaz. Şubeler maksimum kasada 10 bin Euro ile açılırlar. Belki dün şube kapanmadan önce Euro yatıran biri vardır, kasada kalmıştır. Ona bakayım ben” dedim...

Diğer seçenek bankaların “grup” dediği zırhlı araçlara haber verecektik, öğleden sonra parayı teslim edecekti. Ancak durum çok acildi... Beni 5 kere daha arayarak bunu teyit etti.

★★★

Tek tek bütün şubeleri aradım, mail attım, sordum, soruşturdum... Yok, yok, yok! Müşteri bankanın sağlam müşterisi... İlk defa böyle bir şey talep etmişti. Bulmamak olmaz!

Aldım elime listeleri, bir gün önceden grup talep eden şubeleri taradım.

Nitekim şubelerin birinde hem de şahsen tanıdığım bir müşteri sabah çekmek için bir gün önceden 50 bin Euro talep etmişti. Aradım adamı, öğleden sonraya ikna ettim parasını almasını...

★★★

Para işi tamamdı ancak bu sefer de şoförde sorun çıktı. Adam bir sebepten gelemeyecekti. Mecburen ben şubeye gittim. Faks ile gelen talimatı teslim ettim. Elimde 35 bin Euro ile kalakaldım.

Hanımefendiyi aradım, bir kadının geleceğini, parayı ona teslim etmemi, karşılığında bana bir çanta vereceğini söyledi. Bu mu çok acildi?

★★★

Kadın geldi. Parayı teslim aldı. Saydı. Çantayı verdi. Gitti. Elimde 35 bin Euro değerinde bir çantayla döndüm masama...

Bütün bankayı ayağa kaldırmışım. Çalıştığım kızlardan biri duymuş, masasından koptu geldi. Açtık kutuyu... Bildiğin fıstık yeşili sarayın kullandığı çakma denilen çantanın gerçeği...

Öyle mağazada satılan bir model değilmiş. Almak için sıraya girip 6 ile 9 ay arasında bekliyormuşsun. Müşterim beklememek adına sırası gelen kadına 4 bin Euro fazla ödeyip, 31 bin Euro değerindeki çantayı 35 bin Euro’ya almış. Acil!

★★★

Asgari ücret ne kadardı? 240 Euro mu? Bildiğin fakiriz ulan biz... Kahrol Macron! Çanta çıktı mı çakma? Para kazandırmadık bu sefer Fransa’ya...