Parasını verip bizi kontrol et dediğimiz uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s, “Siz batmışsınız fazla uğraşmayın, keyif almaya bakın” dediğinde piyasalarda fazla bir kıpırdanma yaşanmadı. Oysa yılanoğlu zehrini salmıştı.

Piyasalarda sert hareketlerin olmamasının nedeni Türkiye piyasasından kaçacak yabancı yatırımcı kalmadı! Yerli yatırımcılar da para buldukça Türk Lirası’ndan çıkıp yavaş yavaş dövizini aldı, doymadı!

★★★

Türk Lirası değer kaybettiğinde fakirleşiyor ülke... Mesela asgari ücret 307 dolara indi... Yıllarca Çin’in, Rusya’nın fakirliği ile dalga geçen Türkiye fena taklaya geldi. Ekonomi “pik” yapıyor hatta “V” tipi toparlanıyor diyen aile bireyleri çok şükür bugün de bizi sefalete sürükledi. En azından bayrağımız inmedi, ezanlar susmadı... Sahi ne alakaydı?

★★★

Bizim milletin de zayıf noktası tam burası... Kendisi kuru ekmek yer yanına kireç peyniri katık eder, önünden milyon dolarlık Mercedes Maybach ile 60 koruma arabası geçse alkıştan elleri şişer!

“Neden ben bu haldeyken siz refah içerisinde yaşayıp kekik yatağında kuzu dolmalarını susuz götürüyorsunuz” diye sormak aklına gelmez!

★★★

Halbuki daha da fakirleşecek kendisi... Şöyle ki, bir yıl içerisinde ödememiz gereken 175 milyar doların yanı sıra 30 milyar dolar da cari açık var. Toplamda 205 milyar dolar...

Ufak bir pürüz olarak, dolarımız yok! Merkez Bankası rezervleri tarihi eksi seviyede... Ödememiz gereken dolar borçlarının vadesi gelince nereden bulacak dövizi? Bulursa faizi kaç olacak? Tefeci faizine razı olacak!

★★★

Hani “yap işlet devret önce hüplet sonra zengin et” projeleri var ya... Başka bir büyük sorun da orada...

Projeler “ticari sır” kapsamında olduğu için bırakın tam olarak maliyetlerini bilmeyi, gerçek ortakların kim olduklarını bile tam olarak bilemiyoruz.

★★★

Hesaplamalar muhtelif... Borç olarak görünmeyen bu ödemelerin toplamı 150 milyar dolardan başlıyor, 250 milyar dolara kadar gidiyor...

Yandaşlar bunları ceplerinden yapmadığına göre döviz bazında Hazine garantili kredi aldılar. Ödemelerinin hepsi dövizle... Müteahhit dövizi alacak ki; kredi borcunu ödeyebilsin... Dedim ya döviz yok ki Merkez Bankası’nda...

★★★

Bu tablo döviz kurunda stres biriktirmeye devam ediyor. Küçük yükselişler piyasayı rahatlatmadığı gibi daha da tedirgin ediyor.

Kuru tutma çabaları sonrası her yükseliş yukarı bir seviyede dengeleniyor... İşin ilginç tarafı hiç de ders alınmıyor...

★★★

Bakın, o Merkez Bankası buraya gelecek, paşa paşa faiz artıracak. Ya da ekonominin helvası kavrulacak. Tabii ki; bu faiz artırım yeterli olmayacak ve durumu kısa vadede kurtarsa da işler daha da fenalaşacak...

★★★

Zira ekonomide yaşananlar işin bahanesi... Politik darboğaz, kötü yönetim Türk Lirası’na değer kaybettiriyor. Bağırıp çağırmakla, suçluyu başka yerde aramakla bu iş olmuyor. Aynaya bakmak gerekiyor!

“Dolar 7 lira olacakmış, çok beklersin!” diyen hiç konuyu açmıyor. Halen ülke ekonomisinin dümenini o tutuyor. Bilin bakalım bu gemi nereye gidiyor?


Bu kafayla toslayacağız duvara!


Koca ülkede ekonomiden sorumlu bütün yetkililerin tek derdi algı yönetimi... Tüm söylemleri, icraatları, açıklamaları iç politikada kuyruğu dik tutmaya hizmet ediyor.

Uluslararası şirketler bizi Uganda ile yan yana koyuyor... Görün bakın, işte ekonomimiz hakkında yabancılar ne düşünüyor!

★★★

Yandaşa aktarmaktan ülkede kaynak kalmadı! Kaynak demişken? Para, çeşmeden mi akacak? Artezyen kuyusu mu açacağız? Memba mı bulacağız? Dereye kova mı daldıracağız?

Hayır, bildiğin borç arayacağız... Dolar bazında yüzde 7 faiz ile vereni bulursak öpüp başımıza koyacağız! Bir yerde illa duvara toslayacağız.

★★★

Döviz fiyatlarında yön devamlı yukarı... Şimdi ne yapacaksın? Ya faizleri artırıp dediklerini yutacaksın ya da helvayı kavurup millete dağıtacaksın. Belli ki bu işi kıvıramıyorsun işte... Bir bilene soracaksın.

18 yılda yerli paramızla dövize bağımlı olmayan bir ekonomi oluşturulabilseydi zaten kimse parasını dövize çevirmezdi. Sabah akşam döviz fiyatlarını takip etmezdi.

★★★

Normalde bir ülkenin parasının değer yitirmesi ihraç ürünlerini diğer ülke dövizleri cinsinden ucuzlattığı için dış pazarlarda rekabet gücü kazandırır ve ihracatı artırır. Bizde tersi yaşanıyor.

Peki, bu ucuz ülkeye niçin yatırım gelmiyor? Öncelikle kimse sana güvenmiyor! Sen güveni sağlayamadığın sürece ister faiz artır, ister kırmızı halı ser, fark etmez. Bu para Türkiye’ye park etmez.

★★★

Sahi hiç iyi haber yok mu? Bütçe fazla verdi ağustos ayında... Tam 28 milyar 220 milyon lira... Nasıl verdiğine bakarsak hiçbir gelir artışı veya giderde kısıntı olmadığını göreceğiz tabloda...

Ertelenen Kurumlar Vergisi taksitleri ödendi... Toplamı 28 milyar 256 milyon lira... Kafa kafaya... Hiç düşündüler mi ne olacak gelecek aya?

★★★

Her geçen gün yükselen siyasi baskı, hukuksuzluk, yurtdışı ilişkilerimizin kötüye gitmesi ve belirsizlik insanları kaygılandırıyor. Sadece bu gelişmeler bile başlı başına dövize talep yaratıyor.

Yönetim ekonomiye “iyi” diye diye kendileri de inanmaya başladılar bence... Esas işin tehlikeli kısmı da burası... Hata yaptıklarına, işlerin kötüye gittiğine inanmazlarsa neyi düzeltecekler Allah aşkına?

★★★

Halkın yarısı ekonominin bu sefil halinin “dış güçler tarafından planlanan Türkiye’yi çökertme operasyonunun bir parçası” olduğunu kabul ediyor.

Diğer yarısı da “Herkes hak ettiği gibi yönetilir, oy verenlere az bile” savı ile layığımızı bulduğumuza inanıyor. Sonuçta herkes memnunsa, bana ne oluyor?